Başında kap olan 6 harfli 20 kelime var. Kap ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kap olan kelimeler listesine ya da sonu kap ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kap bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAP, PAK

2 Harfli Kelimeler

AK, PA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAPARİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gebre otu

KAPMAK

  1. [-i] Birdenbire yakalayarak, çekerek almak
    • "Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Isırıp parçalamak
  3. Koparmak, kıstırmak
    • "Makine parmağını kapmış."
  4. İşitir işitmez veya görür görmez bellemek ve öğrenmek
    • "Bir müzik parçasını kapmak."
  5. Yer ayırmak, yer tutmak
  6. [nsz] Bulaşmış olmak, geçmek
    • "Hastalık kapmak. Huy kapmak."

KAPSÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şişe kapağı
  2. Ateşli silahlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça
  3. Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde
  4. Laboratuvarlarda kullanılan yarım küre biçimindeki kap
  5. Raflı mobilyalarda rafları taşımak için yan tablalara açılan deliklere çakılan ortası delik ve silindir biçimli metal veya plastik araç
  6. Oturma mobilyalarının, masa, sehpa vb. eşyaların ayaklarının altına çakılan, genellikle üç tırnaklı veya ortadan çivili, tepesi bombeli, kalın sacdan pres yapılarak elde edilen araç
  7. Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk
  8. Bir organı veya yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar
  9. Bazı ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap

KAPLAN

  1. [isim] Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris)

KAPTAN

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli
    • "Raşit çocuk Denizyolları vapurlarından birinde kaptandı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse
  3. Kaptan pilot
  4. Yolcu otobüsü sürücüsü
  5. Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe
    • "Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan." (Halk türküsü)

KAPORA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Güvenmelik

KAPLIK

  1. [isim] Kap kacak koymaya yarayan yer
  2. [sıfat] Defter, kitap vb.ni kaplamaya yarayan
    • "Kaplık kâğıt."
  3. [sıfat] Herhangi bir kap dolduracak miktarda olan
    • "İki kaplık aşure."

KAPILI

  1. [sıfat] Kapısı olan
  2. Özellikle resmî bir işte çalışan

KAPKAÇ

  1. [isim] Kapıp kaçmak yoluyla yapılan bir çeşit hırsızlık

KAPELA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Şapka
    • "Serseri güruhunun başlarından düşmeyen siperli sipersiz kapelalarla..." (Ahmet Rasim)

KAPSIZ

  1. [sıfat] Kabı olmayan
  2. Kaplanmamış olan

KAPSAM

  1. [isim] Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul
    • "Yasa kapsamına giren devlet personeli."
  2. Kaplam

KAPRİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Geçici, düşüncesizce, değişken istek
    • "Buraya ben kendi kör kaprisimle, kendi irademle geldim." (Aka Gündüz)
  2. Huysuzluk

KAPAMA

  1. [isim] Kapamak işi
  2. Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği
  3. Metres
  4. Üst baş, giyecek takımı

KAPLAM

  1. [isim] Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul
    • "Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler."

KAPALI

  1. [sıfat] Kapanmış olan, açılmamış, mestur, açık karşıtı
  2. Geçilmez durumda olan
    • "Nedim'i beğenmeyenler bu şenlikli dünyaya kapalı olanlardır." (Salâh Birsel)
  3. Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri)
  4. Başı örtülü (kadın)
  5. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem
  6. Gizli, saklı
    • "Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar yapabilir."
  7. Açık olmayan (giyecek)
    • "Damalı bir eteklik, açık mavi, kapalı bir yün kazak giymişti." (Necati Cumalı)
  8. Bulutlu, karanlık (hava)
    • "Ankara'nın soğuk, kapalı havalı günlerinden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  9. İçe dönük yaradılışta olan
    • "Kapalı ruhlu, ağırbaşlı, güç heyecana gelir insanlardır." (Refik Halit Karay)

KAPÇAK

  1. [isim] Uzun saplı büyük kanca

KAPÇIK

  1. [isim] Küçük kap
  2. Boş mermi kovanı
    • "Fişek kapçığı."
  3. Tahıl tanelerinde kabuk

KAPICI

  1. [isim] Otel, apartman vb. büyük yapılarda bekçilik, temizlik, alışveriş gibi işlerle görevli kimse
    • "Bu arada, aşağıdan kapıcının sesi, gece nöbetçisine çıkışıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Osmanlı devlet teşkilatında saray kapılarını bekleyen görevli sınıfı

KAPIDA

  1. [zarf] Çok yakın zamanda, gelmek üzere
    • "Kış kapıda."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü