Başında kab olan 7 harfli 18 kelime var. Kab ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kab olan kelimeler listesine ya da sonu kab ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kab bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A B K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

BAK

2 Harfli Kelimeler

AB, AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KABLOCU

  1. [isim] Kablo döşeyen kimse

KABATAŞ
...
KABUKSU

  1. [sıfat] Kabuğu andıran, kabuğa benzeyen, kabuk gibi, kabuğumsu
    • "Kabuksu tüyler."

KABUSLU
...
KABALAK

  1. [isim] Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
    • "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)

KABARTI

  1. [isim] Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer
    • "Bunlar biraz eğildikleri zaman cübbelerin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." (Falih Rıfkı Atay)

KABALIK

  1. [isim] Kaba olma durumu
  2. Kaba davranış, nezaketsizlik, huşunet
    • "Bu kabalığımı şimdiki vaziyetime bağışlayınız." (Peyami Safa)

KABARMA

  1. [isim] Kabarmak işi
  2. Duygulanma
    • "Bir de mektuplar okunurken ve selamlar söylenirken içinde tuhaf bir kabarma beliriyordu." (Halide Edip Adıvar)
  3. Kendini üstün görme, büyüklük taslama
  4. Ay ve güneşin çekim etkisiyle, büyük denizlerde suların yükselmesi, met

KABADÜZ
...
KABLOLU

  1. [sıfat] Kablosu olan
  2. Kablo aracılığıyla işlevini yapan (araç, gereç)

KABARIŞ

  1. [isim] Kabarma işi veya biçimi

KABAHAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet
    • "Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür." (Peyami Safa)
    • "O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bu kabahati işlemiş, bu akşam tütsüyü, şerbeti unutmuştum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bu işte kabahati sobaya yüklemek lazım geliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç

KABAKÇI

  1. [isim] Kabak yetiştiren veya satan kimse

KABURGA

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes
    • "Yüreğinde heyecan büyüdü büyüdü, göğsüne sığmayan bir gürültü kaburgalarını parçalayacaktı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Eğe (I)
  3. Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet

KABOTAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi

KABUKLU

  1. [sıfat] Kabuğu olan

KABARIK

  1. [sıfat] Kabarmış olan
    • "Kabarık göğsündeki, parlak kıvılcımlı tüyleri, altından bir zırh gibiydi." (Ömer Seyfettin)
  2. Çıkıntısı olan, tümsekli

KABAŞİŞ

  1. [isim] Kabakulak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü