Başında ka olan 8 harfli 458 kelime var. Ka ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ka olan kelimeler listesine ya da sonu ka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ka bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAMBİYUM
-
-
[isim]
Çift çenekli bitkilerin gövde ve kökünde yer alan, yeni odun ve soymuk tabakaları oluşturarak bitkinin kalınlaşmasını sağlayan ve meristem hücrelerinden meydana gelen tabaka
-
[isim]
Çift çenekli bitkilerin gövde ve kökünde yer alan, yeni odun ve soymuk tabakaları oluşturarak bitkinin kalınlaşmasını sağlayan ve meristem hücrelerinden meydana gelen tabaka
- KARDİYAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalp hastalığı olan kimse
-
[sıfat]
Kalple ilgili
-
[isim]
Kalp hastalığı olan kimse
- KATKISIZ
-
-
[sıfat]
Üzerine veya içine hiçbir şey katılmamış, katışıksız, saf
-
Niteliği hiçbir etki ile değişmeyen, tam, bozulmamış
-
[sıfat]
Üzerine veya içine hiçbir şey katılmamış, katışıksız, saf
- KAYDETME
-
-
[isim]
Kaydetmek işi
-
[isim]
Kaydetmek işi
- KAÇINGAN
-
-
[sıfat]
Geri duran, girişken olmayan, insan içine girmek istemeyen, insanlardan kaçan, çekingen
-
[sıfat]
Geri duran, girişken olmayan, insan içine girmek istemeyen, insanlardan kaçan, çekingen
- KAÇIRMAK
-
-
[-i]
Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
-
Bir işi belirlenen zamanda yapamamak
- "Maçı kaçırdım."
-
[nsz]
Zor kullanarak yanında götürmek
- "Kız kaçırmak."
-
Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek
- "Fırsatı kaçırdım."
-
Yararlanamamak
- "Penaltıyı kaçırdı."
-
Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak
- "Söylene söylene adamı kaçırdı."
-
[-den]
Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak
- "İcradan eşya kaçırdılar."
-
[nsz]
Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak
- "Uyuşturucu kaçırmak."
-
[nsz]
Ölçüyü, sınırı aşmak, fazlasına gitmek
- "Kulübün yemeğinde biraz fazlaca kaçırmıştım." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Sıvı, gaz vb. sızdırmak
- "Çakmak, gaz kaçırıyor."
- "Makine buhar kaçırıyor."
-
[-e]
İstemeyerek altını kirletmek
- "Donuna kaçırmak."
-
[nsz]
Delirmek
- "Zavallı kaçırmış."
-
Bir araç veya aletle iş görürken aracı iyi kullanamama yüzünden kendine veya bir başkasına zarar vermek
- "Usturayı elimden kaçırdım, yanağımı kestim."
-
[-i]
Birini veya bir şeyi göstermemek
- "Karısını benden kaçırıyor."
-
Yarışan bir koşucu diğeri tarafından hızla geçilip ara açılmak
-
Futbol veya basketbolda savunduğu oyuncuyu boş bırakmak, pas almasına fırsat vermek
-
[-i]
Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
- KALEBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu
- "Jön Türklerle alakası var diye, insanı dünyanın öbür ucuna kalebent ediverirler." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu
- KARTALLI
-
-
[sıfat]
Üzerinde kartal resmi bulunan
- "Kartallı bayrak."
-
[sıfat]
Üzerinde kartal resmi bulunan
- KAMARACI
- ...
- KAVUKLUK
-
-
[isim]
Kavuk koymaya yarayan küçük raf
-
[isim]
Kavuk koymaya yarayan küçük raf
- KARDIRMA
-
-
[isim]
Kardırmak işi
-
[isim]
Kardırmak işi
- KAYBETME
-
-
[isim]
Kaybetmek işi, yitirme
-
[isim]
Kaybetmek işi, yitirme
- KATILMAK
-
-
[nsz]
Katma işi yapılmak
- "Süte su katılmış."
-
Bir topluluğa girmek, iştirak etmek
- "Üç dört ev ötedeki boş arsada çocukların oyunlarına katıldım." (Necati Cumalı)
-
Ortak olmak, benimsemek
- "Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak özenindeydi." (Çetin Altan)
-
[nsz]
Katma işi yapılmak
- KANADALI
- ...
- KARARTMA
-
-
[isim]
Karartmak işi
-
Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü
-
[isim]
Karartmak işi
- KABARECİ
-
-
[isim]
Kabare oyuncusu
- "Şu üç delikanlı bugün gerçekten Avrupa klası birer kabareci olma yolundadır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kabare oyuncusu
- KAKTIRMA
- ...
- KALPAKLI
-
-
[sıfat]
Kalpak giymiş
- "O üç kişinin yanı başındaki masaya kalpaklı, poturlu bir adam geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kalpak giymiş
- KAPÇIKLI
-
-
[sıfat]
Kapçığı olan
- "Kapçıklı tohum."
-
[sıfat]
Kapçığı olan
- KARINCIK
-
-
[isim]
Vücudun çeşitli organları içinde bulunan boşluk
-
Kalbin alt bölümünde bulunan ve biri sağdaki akciğere kan pompalayan, öbürü soldaki akciğerden vücuda pompalanacak kanı almaya yarayan iki boşluk
-
[isim]
Vücudun çeşitli organları içinde bulunan boşluk