Sonunda k olan 8 harfli 2537 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARTİSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Güzel sanatların gerektirdiği niteliğe uygun, sanatlı
- "Artistik patinaj."
-
[sıfat]
Güzel sanatların gerektirdiği niteliğe uygun, sanatlı
- AVARELİK
-
-
[isim]
İşsizlik, başıboşluk, aylaklık
- "Onun avareliğinin ne büyük bir verimliliğe gebe olduğunu anaca sezdiğinden Sait'i hep korumuştu." (Haldun Taner)
-
[isim]
İşsizlik, başıboşluk, aylaklık
- BATILLIK
- ...
- GEVŞEMEK
-
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." (Aka Gündüz)
-
Çözülmek
- "Boynuna dolanan kolları gevşedi."
-
Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek
- "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor." (Atilla İlhan)
-
Sevmek, hoşlanmak
-
Para piyasasında değer yitirmek
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- HİJYENİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sağlıklı
-
[sıfat]
Sağlıklı
- İMRENMEK
-
-
[-e]
Beğenilen, hoşlanılan bir şeyi edinme veya bir yiyeceği yeme isteğini duymak
- "İki gün evvel bir muhallebici dükkânının vitrinindeki kazandibine imrendim." (Burhan Felek)
-
Beğenilen bir kişi veya şeye benzemeyi istemek, gıpta etmek
- "Çağımızın yazarları arasında da klasiklere imrenenler yok değildir." (Salâh Birsel)
-
[-e]
Beğenilen, hoşlanılan bir şeyi edinme veya bir yiyeceği yeme isteğini duymak
- KAVUŞTAK
-
-
[isim]
Nakarat
-
[isim]
Nakarat
- LAZIMLIK
-
-
[isim]
Ördek
-
[isim]
Ördek
- LİFLEMEK
-
-
[-i]
Vücudu lifle sabunlamak
-
[-i]
Vücudu lifle sabunlamak
- MUZİPLİK
-
-
[isim]
Takılganlık, yaramazlık
- "Mektepte böyle değildir ... sörlerin katmerli taassuplarını her gün şahlandıracak muziplikler bulurdu." (Aka Gündüz)
- "Genç kadın, ona muziplik etmekten hoşlanır gibi gülerek devam ediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Gülmüşler ve kendisine, arkadaşının bir muzipliğine uğradığını söylemişler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Takılganlık, yaramazlık
- SIKMALIK
-
-
[sıfat]
Sıkılmaya elverişli
- "Sıkmalık portakal."
-
[sıfat]
Sıkılmaya elverişli
- ŞIPILDAK
- ...
- TEKTONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Parçalanıp dağılmış yer katmanlarının birbirleri ile olan ilgilerini araştıran yer bilimi kolu
-
[isim]
Parçalanıp dağılmış yer katmanlarının birbirleri ile olan ilgilerini araştıran yer bilimi kolu
- ARICILIK
-
-
[isim]
Bal almak için arı yetiştirme işi
-
[isim]
Bal almak için arı yetiştirme işi
- AŞIRILIK
-
-
[isim]
Aşırı olma durumu
-
[isim]
Aşırı olma durumu
- EKSİKLİK
-
-
[isim]
Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan
-
[isim]
Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan
- ERKİNLİK
-
-
[isim]
Erkin olma durumu, serbestlik, serbest
-
[isim]
Erkin olma durumu, serbestlik, serbest
- FRANKLIK
-
-
[sıfat]
Frank değerinde olan
- "Vitrinlerde üç yüz elli franklık kitaba hasretle bakacaksın." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Frank değerinde olan
- KABARMAK
-
-
[nsz]
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
- "Ekmek iyi kabardı."
-
Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak
- "Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Niceliği artmak, büyümek
- "Masraf kabardı."
-
Şişmek, genişlemek
- "İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." (Peyami Safa)
-
Hayvanların tüyleri dikilmek
-
Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak
- "Bu kumaş çabuk kabardı."
-
Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak
- "Masanın kaplaması kabardı."
- "Dolabın boyası kabardı."
-
Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak
-
Bulanmak
-
Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
- "Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
-
Böbürlenmek, gururlanmak
- "Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
- KADINCIK
-
-
[isim]
Küçük kadın
-
Zavallı kadın
-
[isim]
Küçük kadın