Sonunda k olan 4 harfli 142 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EŞİK
-
-
[isim]
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
- "Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti." (Tarık Buğra)
- "Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer
- "Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını
- "Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde."
-
Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar
-
Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü
-
Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta
-
[isim]
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
- IRAK
-
-
[sıfat]
Uzak
- "Sesin ıraktan gelir, yürek deler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Uzak
- MEŞK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir öğretmenin, aynısını yazmaları için öğrencilerine verdiği yazı örneği
- "Her sabah saatlerce keman meşk ederek yanık birtakım havalar çalarmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Esasen hemen onun meşk vereceği kızları getirmiş, ona takdim etmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
Yazı veya müzikte alışmak ve öğrenmek için yapılan çalışma, el alıştırması
-
Yazı veya müzik dersi
-
[isim]
Bir öğretmenin, aynısını yazmaları için öğrencilerine verdiği yazı örneği
- MİSK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde
-
Mis
-
[isim]
Asya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde
- İPEK
-
-
[isim]
İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel
- "Hamam takımları hep sırma ve ipek işlemeli imiş." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Bu telden yapılmış
- "İpek gömlek. İpek çorap."
-
[isim]
İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel
- KÜNK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pişmiş toprak veya betondan yapılmış kalın su borusu, büz
- "Bir gün bu künklerin bir tanesinin, bir yerinden delinmiş olduğu görülür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Pişmiş toprak veya betondan yapılmış kalın su borusu, büz
- İNAK
-
-
[isim]
Dogma
-
[isim]
Dogma
- CILK
-
-
[sıfat]
Bozularak kokmuş (yumurta)
-
Cıvık
- "Çok çamurlu, cılk yollarda çoğu kadın olan köylüler, toplanmış bizi seyrediyorlardı." (Halide Edip Adıvar)
-
İrinlenmiş
- "Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sözünün eri olmayan
-
[sıfat]
Bozularak kokmuş (yumurta)
- İLİK
-
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
- İNEK
-
-
[isim]
Dişi sığır
-
Çok çalışan öğrenci
-
İbne
-
[sıfat]
Aptal, bön
-
[isim]
Dişi sığır
- ÜNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
- AKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
- "Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşlar serpiştirilmiştir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
- GONK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Keçe veya bez kaplı bir tokmakla vurularak uzun süreli ses veren, tepsi biçiminde, madenî bir çalgı
-
Bazı saatlerde belirli zamanları bildiren zil düzeneği
-
Boksta her raundun başlangıç ve bitimini bildiren ses verici araç
-
[isim]
Keçe veya bez kaplı bir tokmakla vurularak uzun süreli ses veren, tepsi biçiminde, madenî bir çalgı
- TRÜK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri
- "Eleştirmenlerce sırf orijinalite trüğü olarak değerlendiriliyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri
- OLUK
-
-
[isim]
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
- "Değirmen oluğu."
- "Para oluk gibi akıyordu Nahit'e." (Tarık Buğra)
-
Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
- "Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu." (Tarık Buğra)
-
Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol
-
[isim]
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
- ŞARK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğu
-
[isim]
Doğu
- ARAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ter
-
Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir tür rakı
-
[isim]
Ter
- STOK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir satış yerinde satışa hazır bulundurulan malların tümü, istif
-
Bir sanayi dalında yararlanılan ham, işlenmiş veya yarı işlenmiş maddelerin tümü
-
Bir gereksinimi karşılayacak maddeden çok miktarda yığma, istif
-
Satılmamış, istif edilmiş mal
- "Bir kasabada tütün stoku mu buldu, hemen paraya çevirir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir satış yerinde satışa hazır bulundurulan malların tümü, istif
- UÇAK
-
-
[isim]
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
-
[isim]
Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
- ABAK
- ...