Sonunda k olan 4 harfli 142 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ANIK

  1. [sıfat] Hazır

OCAK

  1. [isim] Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer
    • "Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Aşk tuzakları birçok ocakların sönmesine sebep olmuştur." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Birini bulup da evlenirsem birkaç yıl içinde, yeniden bir ocak tütmeye başlar, diye düşünüyordum." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hanımefendi, gençliğin kadrini biliniz... Ocağınıza düştük." (Peyami Safa)
  2. Şömine
    • "Ocağın önünde oturup acayip bir dikkatle odunların yanışına bakar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
    • "Anlaşılan çamaşırcı giderken ocağı tam söndürmemiş olacak." (Haldun Taner)
  4. Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
    • "Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür." (Salâh Birsel)
  5. Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer
    • "Mermer ocağı. Kömür ocağı."
  6. Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası
    • "Mustafa, arkasına güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  7. Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
    • "Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi." (Falih Rıfkı Atay)
  8. Yılın otuz bir gün süren, birinci ayı, kânunusani
    • "Ocak ayını sevmem, oldum olası." (Burhan Felek)
  9. Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri
  10. Ev, aile, soy
    • "Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı." (Aka Gündüz)
  11. Bazı hastalıkları iyi ettiğine inanılan aile

TROK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Değişim
    • "Bu trok muamelesinde, kendi malı için daima üste para isterdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ELEK

  1. [isim] Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç
    • "Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak." (Sait Faik Abasıyanık)

GURK

  1. [isim] Kuluçka
  2. Erkek hindi

ABUK

  1. [sıfat] Saçma (söz, kişi, davranış)

KASK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Başı darbelerden korumak için sertleştirilmiş sentetik maddelerden yapılmış sağlam başlık

ÜNİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Tek, eşi olmayan

AKİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
    • "Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşlar serpiştirilmiştir." (Salâh Birsel)

MASK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle ölünün yüzüne uygulanarak elde edilen yüz kalıbı

ZEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz
    • "İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Sokaktaki adam kişiliğine bürünmekten çok zevk alırdı." (Haldun Taner)
    • "Terfi ümidinde olmadıklarından resmî işlere ehemmiyet vermezler, zevklerine bakarlardı." (Refik Halit Karay)
  2. Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni
  3. Tat, lezzet
    • "Batı edebiyatında şarap içmekten, onun zevkinden hiç bahsedilmez." (Burhan Felek)
  4. Eğlence
    • "Su gibi para harcıyor, zevkine zevk, rahatına rahat katıyor." (Necati Cumalı)

FRAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Resmî törenlerde giyilen uzun etekli, eteğinin arkası beline kadar yırtmaçlı, siyah erkek ceketi ve takımı
    • "Babam Cumhuriyet Bayramı törenlerine frak ve silindir giyerek katılırdı." (Çetin Altan)

ZINK

  1. [isim] Hızla giden bir şeyin birdenbire durduğu an çıkardığı ses
    • "Askerî bir cip, Camekân Sokağı'nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu." (Atilla İlhan)

HINK

  1. [isim] "Karşısındakinin hareketlerini aynen taklit eden" anlamındaki hınk demiş burnundan düşmüş deyiminde geçen bir söz

ÖZEK

  1. [isim] Merkez

ASIK

  1. [sıfat] Somurtkan
  2. Asılı

RENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
    • "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu." (Aka Gündüz)
    • "Sarı yanaklarına hafif bir renk geldi." (Ömer Seyfettin)
    • "Fakat Hacı İlhami Efendi ile kızını en çok çekemeyenler bile onların vakur bir vaziyet aldıklarını, her ne olursa olsun, ele güne renk vermediklerini itirafa mecbur oldular." (Halide Edip Adıvar)
    • "Rengi uçmuş kenarları yenmiş ... bir fotoğrafı var." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Nitelik
    • "İşin rengi değişti."
    • "O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu." (Haldun Taner)
    • "Kadınlar da bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar, Tevfik'in rengi uçtu, dudakları titredi." (Halide Edip Adıvar)

AFAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ufuklar
    • "Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var." (Mehmet Akif Ersoy)

PARK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe
    • "Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kamyonlar, pikaplar arka arkaya park etmiş duruyorlardı yan sokaklarda." (Çetin Altan)
  2. Otopark
  3. Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi
  4. Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer

TERK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bırakma, ayrılma
  2. Vazgeçme
  3. Bakmama, ihmal etme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü