Başında k olan 8 harfli 1134 kelime var. K harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında k bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAVLATMA

  1. [isim] Kavlatmak işi

KROKODİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İşlenmiş timsah derisi
  2. [sıfat] Bu deriden yapılmış olan

KÜSURSUZ

  1. [sıfat] Küsuru olmayan

KIZILLIK

  1. [isim] Kızıl olma durumu veya kızıl renkte yer
    • "Bir sabah kızıllığında / Yola çıkarım Uzunköprü'den." (Orhan Veli Kanık)
  2. Pudra, allık, düzgün
  3. Vücutta kızarmış yer, kızartı
  4. Güneş doğarken veya batarken oluşan hafif kızıl renk

KOPUKLUK

  1. [isim] Kopuk olma durumu
  2. Kopuğa yaraşır davranış

KADERSİZ

  1. [sıfat] Kötü talihi olan
    • "Gel kadersizim, kimsesizim, kadersiz oğlumun muratsız oğlu gel!" (Yahya Kemal)

KARIŞMAK

  1. [-e] İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
    • "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Düzensiz, dağınık olmak
    • "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." (Refik Halit Karay)
  3. [nsz] Bulanmak, duruluğunu yitirmek
    • "Hava birden karıştı. Zihnim karıştı."
  4. [nsz] Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek
    • "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Müdahale etmek, araya girmek
    • "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Engellemek, araya girmek
  7. Bir araya gelmek, katılmak
    • "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." (Ömer Seyfettin)
  8. İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak
    • "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" (Memduh Şevket Esendal)
  9. Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak
    • "Bu işe belediye karışır."

KAŞLAMAK

  1. [-i] Yüzüğün taşını kaşa oturtmak

KIRÇILLI
...
KIVRANTI

  1. [isim] Kararsızlık, sıkıntı
    • "... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde..." (Haldun Taner)

KONİKLİK

  1. [isim] Konik olma durumu

KUDURMAK

  1. [nsz] Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
  2. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek
    • "Kudurmuş bir heyecanla döndü." (Ömer Seyfettin)
  3. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak
    • "Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?" (Haldun Taner)
  4. Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek
    • "Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar." (Ömer Seyfettin)
  5. Çok kızmak, öfkelenmek

KÜLLİYEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Bütünüyle, tamamıyla, tamamen

KUMPANYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık
    • "Geminin batırılması emrini ben vermiş ve sigorta kumpanyasından ihtiyacım olan parayı sessizce koparıvermiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Tiyatro topluluğu
    • "O küçük kasabada arada bir uğrayan tiyatro kumpanyaları da olmasa biz neyle avunurduk?" (Necati Cumalı)
  3. Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapan kimseler topluluğu
    • "Hırsız kumpanyası."

KUTSAMAK

  1. [-i] Kutsallaştırmak
  2. Kutluluk dilemek, takdis etmek
  3. Kutlu ve aziz kılmak

KAYNAKÇA

  1. [isim] Belli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan veya en iyilerini seçen eser, bibliyografya, bibliyografi

KISIRLIK

  1. [isim] Kısır olma durumu
    • "Bu çocuksuzluk, bu kısırlık zaten bütün hayatımı zehirleyen bir şey." (Halide Edip Adıvar)
  2. Verimsizlik, akamet

KUÇUKUÇU

  1. [isim] Çocuk dilinde köpek

KUŞAKSIZ

  1. [sıfat] Kuşağı olmayan

KALIKLIK

  1. [isim] Eksiklik, noksanlık
  2. Kalık olma durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü