Başında k olan 7 harfli 959 kelime var. K harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında k bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARIKMA
-
-
[isim]
Karıkmak işi
-
[isim]
Karıkmak işi
- KARSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Karst özelliği taşıyan, karst ile ilgili
-
[sıfat]
Karst özelliği taşıyan, karst ile ilgili
- KAVURUŞ
-
-
[isim]
Kavurma işi veya biçimi
-
[isim]
Kavurma işi veya biçimi
- KIYAMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü
- "Asker az olmakla kıyamet mi kopar?" (Namık Kemal)
- "Yeni Türkler de bir ad kor, o adın kıyamete kadar sürmesini isterler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Seni bir daha görmek kıyamete mi kaldı?" (Halide Edip Adıvar)
- "Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?" (Mehmet Akif Ersoy)
-
Gürültülü karışıklık, gürültü patırtı
- "Bağırma, çağırma, kıyamet, polisler Mustafa'yı çalyaka götürürler." (Peyami Safa)
-
Büyük felaket, afet
-
[isim]
Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü
- KLİMALI
- ...
- KÜÇÜMEN
-
-
[sıfat]
Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük
-
[sıfat]
Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük
- KUMRUCU
-
-
[isim]
Kumru yapan veya satan kimse
-
[isim]
Kumru yapan veya satan kimse
- KÜMÜLTÜ
-
-
[isim]
Kırlarda, ormanlarda eğreti olarak yapılmış bekçi veya avcı kulübesi
-
[isim]
Kırlarda, ormanlarda eğreti olarak yapılmış bekçi veya avcı kulübesi
- KÜPEŞTE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet
- "Küpeşteye ellerini dayayarak denize baktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Duvarların üzerine, balkon veya pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set, parapet
-
[isim]
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet
- KABARTI
-
-
[isim]
Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer
- "Bunlar biraz eğildikleri zaman cübbelerin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer
- KILAVUZ
-
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb
- "Öğrenci kılavuzu."
-
Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse
-
Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse
- "Kılavuzumuz Atatürk'tür."
-
Kılavuz gemisi
-
Kılavuz kaptan
- "İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır."
-
Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası
-
Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç
-
Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- KAÇIRIŞ
-
-
[isim]
Kaçırma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaçırma işi veya biçimi
- KADIKÖY
- ...
- KAKILMA
-
-
[isim]
Kakılmak işi
-
[isim]
Kakılmak işi
- KESTERE
-
-
[isim]
Kitre
-
[isim]
Kitre
- KOPUZCU
-
-
[isim]
Kopuz çalan kimse
-
[isim]
Kopuz çalan kimse
- KATALİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi
-
[isim]
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi
- KÖLESİZ
-
-
[sıfat]
Kölesi olmayan
-
[sıfat]
Kölesi olmayan
- KOSKOCA
-
-
[sıfat]
Çok büyük, muazzam
- "Koskoca bir vapur bir çöp gibi oldu." (Aka Gündüz)
-
Boyca uzun
- "Demek ki koskoca bir caddeyi yürümüş, Royal kahvesinin önüne sanki uykuda gezenler gibi varmışım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok büyük, muazzam
- KOZASIZ
-
-
[sıfat]
Kozası olmayan
-
[sıfat]
Kozası olmayan