Başında k olan 6 harfli 677 kelime var. K harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında k bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nitelik
- "Saatin kalitesi, kurgu mekanizmasında yani zembereğindedir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Üstün nitelikli
- "Kalite şarap."
-
[isim]
Nitelik
- KANTÇI
- ...
- KISMAK
-
-
[-i]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- "Radyoyu biraz kısar mısın?"
-
Gözü biraz kapamak
- "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
-
Ezmek, büzmek, daraltmak
- "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Lamba ışığını azaltmak
-
Sıkıştırmak
- "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Masraf, harcama vb.ni azaltmak
- "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
-
Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
-
Pintilik etmek
-
[-i]
Sesi azaltmak, alçaltmak
- KUÇMAK
- ...
- KUSMAK
-
-
[nsz]
Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
-
Reddetmek
- "İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak
- "Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş."
-
[-i]
İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak
-
[nsz]
Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
- KERKES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akbaba
-
[isim]
Akbaba
- KOLOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı
-
[isim]
Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı
- KONDOM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Prezervatif
-
[isim]
Prezervatif
- KORPUS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Konu külliyatı
-
[isim]
Konu külliyatı
- KALLEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan
- "Gene gülümsüyordu ama artık kalleş bir hınç vardı gülümseyişinde." (Tarık Buğra)
-
Birine gizlice kötülük eden
-
[sıfat]
Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan
- KAVRUK
-
-
Kavrulmuş olan
-
Kurumaya yüz tutmuş
-
Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememiş olan
- "Kalem gibi baldırlı, kavruk çocuklara para verdim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kavrulmuş olan
- KALİKO
-
-
[isim]
Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi
-
[isim]
Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi
- KIRPIK
-
-
Kırpılmış olan
-
Bölük pörçük
-
Kırpılmış olan
- KANAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
- "Halk, gördüklerine kanaat ederek ve oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Artık Kâmuran'ın ömrümün en büyük aşkı, geleceğime bir tek hâkim kudret olduğuna kanaat getirdim." (Halide Edip Adıvar)
-
Kanma, inanma
- "Sınıfını geçeceğine kanaatim yok."
-
Kanış, kanı, inanç, düşünce
- "Biz kanaatlerimizi açık söyleriz." (Etem İzzet Benice)
-
[isim]
Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
- KASACI
-
-
[isim]
Veznedar, vezneci
-
[isim]
Veznedar, vezneci
- KATRAK
-
-
[isim]
Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi
-
[isim]
Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi
- KILCAN
-
-
[isim]
At kuyruğu kılından yapılmış kuş tuzağı
-
[isim]
At kuyruğu kılından yapılmış kuş tuzağı
- KABANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
-
[isim]
Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
- KAYISI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gülgillerden, sıcak veya ılık iklimlerde yetişen, çiçekleri pembemsi beyaz bir ağaç (Prunus armeniaca)
-
Bu ağacın açık turuncu renkte, eti sulu, güzel kokulu, tek ve sert çekirdekli tatlı meyvesi
-
Beyazı pişmiş, sarısı az pişmiş yumurta
-
[isim]
Gülgillerden, sıcak veya ılık iklimlerde yetişen, çiçekleri pembemsi beyaz bir ağaç (Prunus armeniaca)
- KAZAEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kazara
-
[zarf]
Kazara