Başında k olan 4 harfli 164 kelime var. K harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında k bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAMA

  1. [isim] Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak
    • "Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
  3. Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı
  4. Topun gerisini kapayan kapak
    • "Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum." (Aka Gündüz)
  5. Oyunda kazanılan her parti
  6. Oyunda sayı

KESP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kazanma

KLAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sınıf
  2. [sıfat] Üstün nitelikli, üstün yetenekli
    • "Klas oyuncu."

KÜRK

  1. [isim] Bazı hayvanların, giyecek yapmak için işlenmiş postu
  2. [sıfat] Bu posttan yapılmış
    • "Kürk manto."
  3. Hayvan postundan yapılan giysi
    • "Ben yatağımın üstünde, kürkümün içinde soğuktan titreyerek oturuyorum." (Halide Edip Adıvar)

KABA

  1. [sıfat] Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
    • "Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı." (Ömer Seyfettin)
  2. Taneleri iri
    • "Kaba çakıl."
  3. Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
    • "Kaba, hantal, şivesiz, bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar." (Refik Halit Karay)
  4. Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
    • "Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  5. [isim] Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
  6. Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
    • "Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı." (Osman Cemal Kaygılı)

KEKE

  1. [sıfat] Kekeme

KLİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hizip

KOMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı hastalıklar sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren derin dalgınlık durumu

KÜME

  1. [isim] Tümsek biçimindeki yığın
  2. Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup
    • "Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." (Nabizade Nazım)
  3. Tomar
  4. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek
  5. Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk, lig
  6. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri

KARO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı, orya
  2. Betondan yapılmış dört köşe döşeme taşı

KARİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okuyucu, okur
    • "Gözümle görür, kulağımla işitir, karilerime doğrusunu bildirirdim." (Refik Halit Karay)
  2. Kur'an'ı kurallarına uygun bir biçimde okuyan kimse

KUKA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Dantel veya nakış ipliği yumağı
  2. Yumağa benzeyen nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu

KADI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanzimat'a kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları

KAYI
...
KERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kez, yol, defa, sefer
    • "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)

KURU

  1. [sıfat] Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
    • "Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan
    • "Kuru çöl. Kuru tepeler."
  3. Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
    • "Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar." (Refik Halit Karay)
  4. Canlılığını yitirmiş (bitki)
    • "Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?" (Halide Edip Adıvar)
  5. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
    • "Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın!" (Halide Edip Adıvar)
  6. Salgısı olmayan
    • "Kuru öksürük. Kuru egzama."
  7. Döşenmemiş, çıplak
    • "Kuru tahtaya oturma!"
  8. Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)
    • "Kuru çayla karın doyar mı?"
  9. Etkisi ve sonucu olmayan
    • "Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  10. Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze
    • "Kuru, zevksiz bir hayat."
  11. Akıcı olmayan, duygudan yoksun
    • "Kuru bir anlatım."
  12. [isim] Kuru fasulye

KAOS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu
  2. Kargaşa

KESİ
...
KUTU

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap
    • "Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi / Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi." (Ahmet Muhip Dranas)
  2. [sıfat] Bu kabın alabildiği miktarda olan
    • "Bir kutu lokum."
  3. Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap
  4. Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz
    • "Akıl kutusu. Fesat kutusu."

KETE

  1. [isim] Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü