Başında k olan 3 harfli 69 kelime var. K harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında k bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAY
-
-
[isim]
Yağmur, yaz yağmuru
-
[isim]
Yağmur, yaz yağmuru
- KIĞ
-
-
[isim]
Koyun, keçi veya deve pisliği
-
[isim]
Koyun, keçi veya deve pisliği
- KÜS
-
-
[sıfat]
Küsmüş, dargın
- "Bu sınıfta küs çocuklar var."
-
[sıfat]
Küsmüş, dargın
- KOM
-
-
[isim]
Ağıl, davar ağılı
-
Yayla evi
-
Bir kimseye ait küçük yerleşim yeri, koy, çiftlik
-
[isim]
Ağıl, davar ağılı
- KIZ
-
-
[isim]
Dişi çocuk
- "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı." (Halide Edip Adıvar)
- "Kız gibi oğlan."
- "Sen kızı kandıracaksın, sonra kaynananla gidip kızı isteyeceksin." (Halide Edip Adıvar)
-
Bakire
- "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Yemekten sonra sürgün herifin aklını yoklamak için, kızım sana dedim, gelinim sen işit, demeye getirip sordu." (Kemal Tahir)
-
Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı
- "Karo kızı."
- "Şimdi de kucağında evirip çevirdiği İngiliz malı, kız gibi mavzerine bakıyor, gözlerini ondan ayırmıyordu." (Tarık Buğra)
-
[ünlem]
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Dişi çocuk
- KAH
- ...
- KEŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
-
Kış için kurutulan yağsız, tuzsuz yoğurt
-
[isim]
Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
- KOK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü
-
[isim]
Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü
- KAK
-
-
[isim]
Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşu
- "Armut kakı."
- "Kayısı kakı."
-
[sıfat]
Zayıf ve kuru (kimse)
-
[isim]
Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşu
- KOÇ
-
-
Damızlık erkek koyun
-
Sağlıklı, gürbüz genç erkek
-
Damızlık erkek koyun
- KEZ
-
-
[isim]
Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer
- "İki kez İstanbul'a gittim."
-
[isim]
Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer
- KİŞ
- ...
- KOZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ceviz
- "Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler." (Tarık Buğra)
- "Mümeyyiz Efendi varsın bekçi ile kozunu pay etsin..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt
- "Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı
- "Başvurduğu bu olağanüstü tabiyede varlığını değil, yokluğunu koz olarak kullanmıştır." (Haldun Taner)
-
Karşısındakini alt edecek etkili şey
-
[isim]
Ceviz
- KEK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek
-
Aptal, bön (kimse)
-
[isim]
Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek
- KUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
- "Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı."
-
Düzey
-
[isim]
Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
- KAP
-
-
[isim]
İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- "Aynı yazar bu kabına sığamayan oyuncunun el, kol, yüz kıpırtılarını da şöyle dile getirir." (Salâh Birsel)
-
Kap kacak
-
Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
-
Kapak, cilt
-
[isim]
İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- KAŞ
-
-
[isim]
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
- "Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Dönüp ardına baktı, bakmasıyla kaşlarını çatması bir oldu, yüzü kararıverdi." (Burhan Günel)
- "El yanında yıkar gider kaşını / Tenhalarda gülüşünü sevdiğim." (Ruhsati)
- "Kaşla göz arasında eline bir mikrofon verdiklerinden adamın sesi herkesi bastırır oldu." (Haldun Taner)
-
Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer
- "Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim" (Halk türküsü)
-
Sarp kayalık, uçurum
-
Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm
-
Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
-
[isim]
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
- KET
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Engel
-
[isim]
Engel
- KAV
-
-
[isim]
Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
-
Yılanın deri değiştirirken attığı deri
-
[isim]
Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
- KES
-
-
[isim]
Genellikle yakmak için kullanılan iri saman
-
[isim]
Genellikle yakmak için kullanılan iri saman