Başında küf olan 21 kelime var. Küf ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde küf olan kelimeler listesine ya da sonu küf ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında küf bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KÜFLENDİRMEK
KÜFLENDİRME, KÜFÜRBAZLIK, KÜFÜRLEŞMEK
KÜFÜRLEŞME
KÜFECİLİK, KÜFLENMEK, KÜFRANLIK, KÜFRETMEK
KÜFLENME, KÜFRETME, KÜFÜRBAZ
KÜFELİK, KÜFLÜCE
KÜFECİ, KÜFFAR, KÜFRAN
KÜFLÜ, KÜFÜR
KÜFE
KÜF
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÜFLENDİRMEK
-
-
[-i]
Küf bağlamasına yol açmak
-
[-i]
Küf bağlamasına yol açmak
- KÜFÜRLEŞMEK
-
-
[nsz]
Karşılıklı sövmek
-
[nsz]
Karşılıklı sövmek
- KÜFLENDİRME
-
-
[isim]
Küflendirmek işi
-
[isim]
Küflendirmek işi
- KÜFÜRBAZLIK
-
-
[isim]
Küfürbaz olma durumu
-
[isim]
Küfürbaz olma durumu
- KÜFÜRLEŞME
-
-
[isim]
Küfürleşmek işi
-
[isim]
Küfürleşmek işi
- KÜFRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Sövmek
-
[-e]
Sövmek
- KÜFLENMEK
-
-
[nsz]
Küf oluşmak
- "Zincirler küflendi, çürüdü, kırıldı." (Ömer Seyfettin)
-
Zamanı geçmek, köhneleşmek
- "Seniha, kendisinin de bu kirli aydınlığın altında bu eşya ile beraber küflendiğini hissetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çalışma fırsatı bulamayarak özelliklerini veya yeteneğini yitirmek
- "Sahte banknotlar küflenmiş tekerlekler gibidir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Küf oluşmak
- KÜFECİLİK
-
-
[isim]
Küfecinin işi
-
[isim]
Küfecinin işi
- KÜFRANLIK
-
-
[isim]
Nankörlük
- "Ekmek yediğin kapıya katiyen küfranlık etmeyeceksin." (Kemal Tahir)
-
[isim]
Nankörlük
- KÜFLENME
-
-
[isim]
Küflenmek işi
-
[isim]
Küflenmek işi
- KÜFRETME
-
-
[isim]
Küfretmek işi, sövme
-
[isim]
Küfretmek işi, sövme
- KÜFÜRBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
- KÜFLÜCE
-
-
[isim]
Mantar hastalığı
-
[isim]
Mantar hastalığı
- KÜFELİK
-
-
Bir küfeyi dolduracak miktarda olan
- "İki küfelik üzüm toplandı."
-
[isim]
Kendi kendine yürüyemeyecek derecede sarhoş kimse
-
Bir küfeyi dolduracak miktarda olan
- KÜFECİ
-
-
[isim]
Küfe yapan veya satan kimse
-
Küfe ile sırtında öteberi taşıyan hamal
- "Arka arabalara takılmış küfeci çocuklara kıskanarak bakıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Küfe yapan veya satan kimse
- KÜFRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nankörlük
-
[isim]
Nankörlük
- KÜFFAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman olmayanlar, kâfirler
-
[isim]
Müslüman olmayanlar, kâfirler
- KÜFLÜ
-
-
[sıfat]
Küflenmiş olan
- "Küflü ekmek."
-
[isim]
Saklanmış altın para
- "Galiba sıra küflülere gelmiş."
-
Zamanı geçmiş, köhne
-
[sıfat]
Küflenmiş olan
- KÜFÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü
- "Neydi o kaba saba konuşmalar, o çirkin küfürler!" (Atilla İlhan)
- "Onlara ağza alınmaz birkaç küfür savurdu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Kapının eşiğinde, şiş yarasının kabuklarını ayıklayan bir Arap eteğine basıp halis Kur'an şivesiyle şiddetli bir küfür yedikten sonra otele döndüm." (Falih Rıfkı Atay)
-
Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları inkâr etme
-
[isim]
Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü
- KÜFE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Genellikle söğüt veya başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet
- "Bir şey yapamazsan sırtına bir küfe al ... hamallık et!" (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Bu sepetin alabildiği miktarda olan
- "Çardağın önünde o gün dizmeleri gereken sekiz küfe tütün duruyordu." (Necati Cumalı)
-
Kaba et, kıç
-
[isim]
Genellikle söğüt veya başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet