Sonunda is olan 5 harfli 34 kelime var. İS ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde is olan kelimeler listesine ya da başında is olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
-
Bazı ülkelerde yardımcı güvenlik gücü
- "Şehirde fenalık olmasın diye yerli İslamlardan milis teşkil ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Savaş sırasında orduya yardımcı olarak toplanan silahlı halk gücü
- METİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Melez
-
[sıfat]
Melez
- KAVİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir eğrinin sınırlı bir kısmı, eğmeç
- "Sabah güneşi, duvara bir altın kavis çekti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Bir eğrinin sınırlı bir kısmı, eğmeç
- İBLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şeytan
-
Kötü, düzenci kimse
- "Ne iblistir o Sezai, bir ben bilirim, bir de Allah..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Şeytan
- HARİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açgözlü
-
[sıfat]
Açgözlü
- MUNİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
-
Cana yakın, uysal, sevimli
- "Ağlamaktan renkleri silinmiş zannolunan küçük munis gözleriyle bakıyordu." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Uygun
- "Bu fikir birdenbire bana o kadar munis, yapılabilmesi o kadar kolay göründü ki hemen yola düştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
- OFRİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Salepgillerden, çiçekleri sinek, örümcek gibi birtakım böcekleri andıran, yumrulu, otsu bir bitki (Ophrys)
-
[isim]
Salepgillerden, çiçekleri sinek, örümcek gibi birtakım böcekleri andıran, yumrulu, otsu bir bitki (Ophrys)
- KASİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
-
Yollarda araçların hızını düşürmek için yapılan, türlü biçimlerde tümsek
-
Bir yolun doğrultusunu dik kesen bir yandan öbür yana geçen ark
-
[isim]
Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler
- İNDİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir harf üzerine konulan işaret
-
Bir harf, benzer fakat yine de değişik biçimlerde iki veya daha çok kez kullanılmak istendiğinde harfin üstüne veya altına eklenen ayırıcı işaret
-
Bir kökün derecesini göstermek için kök işaretinin kolları arasına konulan sayı
-
[isim]
Bir harf üzerine konulan işaret
- SOSİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kıyılmış, baharat katılmış etle, tütsüleme, pişirme vb. işlemlerden sonra yapılan bir tür sucuk
- "Bir sosis daha yese öğle yemeğinden vazgeçebilirdi pekâlâ."
-
[isim]
Kıyılmış, baharat katılmış etle, tütsüleme, pişirme vb. işlemlerden sonra yapılan bir tür sucuk
- VARİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Toplardamar genişlemesi, ordubozan
-
[isim]
Toplardamar genişlemesi, ordubozan
- HABİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kötü, alçak, soysuz (kimse)
-
Kötücül (bazı hastalıklar veya urlar)
- "Bir sinek vardır, sokarsa habis çıban yapar, tedavisi zordur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Kötü, alçak, soysuz (kimse)
- SELİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Akıcı
-
[sıfat]
Akıcı
- KULİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm
- "Sahneye girişlerinde kuliste sırasını bekliyorlardı." (Necati Cumalı)
-
Borsa dışında alışveriş yeri
-
Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapılan yer
-
Bir işin, bir hareketin gizli hazırlık konuşması
- "Lozan'daki Türk heyetinin kulisleri hakkında pek az şey biliyoruz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm
- KİLİS
- ...
- LEMİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma
-
[isim]
El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma
- MURİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Miras bırakan
-
[sıfat]
Miras bırakan
- TENİS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
-
[isim]
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları, çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu
- SİLİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kum, çakmak taşı, kuvars vb. silisyumun oksijenli birleşimleri
-
[isim]
Kum, çakmak taşı, kuvars vb. silisyumun oksijenli birleşimleri
- NEFİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öz varlık, kişilik
- "Çoğunu kendi nefsini kurtarmak için öldürmüştü." (Ömer Seyfettin)
- "Nefsine uyanların, zevkten başka bir şey tanımayanların, hayvanlardan ne farkı var?" (Ömer Seyfettin)
- "Riyakârlığı da bir türlü nefsine yediremiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İnsanın yeme içme vb. gereksinimlerinin bütünü
-
[isim]
Öz varlık, kişilik