Sonunda is olan 4 harfli 9 kelime var. İS ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde is olan kelimeler listesine ya da başında is olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- REİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkan
- "İstanbul'un belediye reisi olmak çok şerefli fakat hiç de heves edilecek bir şey değildir." (Halide Edip Adıvar)
-
Lider
-
Küçük tekne kaptanı
-
[isim]
Başkan
- OFİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İş yeri, daire, büro
- "Alım satım ofisi müdürü resmî kanaldan bir şey yapılamayacağını anlamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İş yeri, daire, büro
- YEİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü
- "Seni bu derece derin bir ıstıraba, karanlık bir yeise düşüren şey nedir?" (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Bu kelimeyi işitince derin bir yeis, anlatılmaz bir elem duyarım." (Ömer Seyfettin)
- "Omuzları bir ihtiyar gibi çökmüş, sesi yeise bürünmüş, kendi kendine söyleniyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Şimdi bu ümidin boşa çıktığını anlayınca birden yeise kapıldı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü
- İRİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü
-
[isim]
Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü
- AKİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı
- "İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir cismin parlak bir yüzeyde görünmesi
- "Mehtap, iri güller ve senin en güzel aksin / Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki
-
Evirtim
-
Evirme
-
[isim]
Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı
- AFİS
-
-
[isim]
Gümüş balığının küçüğü
-
[isim]
Gümüş balığının küçüğü
- İBİS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Leyleksilerden, Afrika ve Batı Asya'nın sulak yerlerinde yaşayan bir kuş, Mısır turnası (İbis aethiopica)
-
[isim]
Leyleksilerden, Afrika ve Batı Asya'nın sulak yerlerinde yaşayan bir kuş, Mısır turnası (İbis aethiopica)
- BEİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Engel, uymazlık
- "Seyyit Ali, Yani'ye planlarını üstünkörü anlatmakta beis görmedi." (Ömer Seyfettin)
-
Kötülük, zarar
-
[isim]
Engel, uymazlık
- ABİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Okyanusların güneş ışığının ulaşamadığı derin yerleri
-
[isim]
Okyanusların güneş ışığının ulaşamadığı derin yerleri