Başında is olan 5 harfli 23 kelime var. İs ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde is olan kelimeler listesine ya da sonu is ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında is bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İSALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akıtma
-
[isim]
Akıtma
- İSTİF
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın
- "Manav Rahmi marullarını ta tavana kadar istif etmiş, aralarına yer yer domatesler sıkıştırmış." (Oktay Rifat)
- "Adamcağız o akşam, arkasından bir bisiklet çıngırağı duymuş fakat istifini bozmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Kereste, tahta vb. ağaç ürünlerini kurutmak veya bekletmek amacı ile belirli düzenlerde üst üste dizerek yapılan yığın
-
Stok
-
[isim]
Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın
- İSKOÇ
- ...
- İSEVİ
- ...
- İSTEM
-
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
-
Tüketicinin piyasadan mal çekmesi
-
İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
-
[isim]
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
- İSPİR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
At veya araba uşağı
- "Aşçı yamakları, kilerci, ispir ile arabacı çocukları arabalarla paytonda." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
At veya araba uşağı
- İSPİT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Jant
-
[isim]
Jant
- İSLİM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar, istim
-
[isim]
Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar, istim
- İSYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma
- "Demek ki bunca senelik kuzu gibi yumuşak başlı karısı da nihayet isyan bayrağını açmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu otonom bölgelerde Zeta, 1040'ta Bizans'a karşı isyan ederek yarım asır mücadeleden sonra ikinci Sırp devleti vücuda geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme
- "Bu kız beni ilk defa çevreme karşı isyandan, her şeye ibrazdan kurtardı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu Müslüman adam, kadere yalnız İstanbul'dan uzakta ölmek endişesiyle isyan ederdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma
- İSKAN
- ...
- İSHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarma, bağırsakları bozulma, sürgün, ötürük, iç sürme, amel, linet
-
[isim]
Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarma, bağırsakları bozulma, sürgün, ötürük, iç sürme, amel, linet
- İSTOP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışması ve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun
- "Arabanız birden istop etti."
-
[isim]
Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışması ve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun
- İSTİM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İslim
- "Gemi istim üstünde, kalkması yakın. Demir almak için süvari bekleniyordu." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
İslim
- İSMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
-
[zarf]
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
- İSTER
-
-
[isim]
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
-
[bağlaç]
Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz
- "İster gitsin ister kalsın."
-
[isim]
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
- İSRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
- "... israf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk
- İSTEK
-
-
[isim]
Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk
- "Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu." (Çetin Altan)
- "İnsanda ille de saçını, yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı." (Necati Cumalı)
-
Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep
- "Bu adamın istekleri bitmiyor."
-
İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi
- "Göreyim, göresin, göre."
-
Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu
-
[isim]
Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk
- İSVEÇ
- ...
- İSPAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt
- "Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yeni doğan güneş, sinirlerimi yatıştırmış, korkularımın boş olduğunu bana ispat etmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt
- İSLAV
- ...