Sonunda ir olan 5 harfli 83 kelime var. İR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ir olan kelimeler listesine ya da başında ir olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sonraya bırakma, erteleme
- "Satış işinin güçlüğünü ondan iyice öğrendim, tehir etmeye mecbur oldum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Geciktirme
-
[isim]
Sonraya bırakma, erteleme
- DEVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
- "Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
- KABİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezar, sin
- "Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Mezar, sin
- TEKİR
-
-
[isim]
Barbunyaya (I) benzeyen bir balık (Mugil surmulletus)
-
Postu siyah çubuklarla ve beneklerle süslü, kül renginde veya boz olan (kedi)
- "Annem tekir kedinin bir yavrusunu bana ayırmıştı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Barbunyaya (I) benzeyen bir balık (Mugil surmulletus)
- ŞEHİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent, site
- "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur diyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent, site
- İĞDİR
- ...
- İNCİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (Ficus carica)
- "... toplum hayatımızda incir çekirdeğini doldurmayan ne haberlerle uğraşıyoruz..." (Talât Halman)
-
Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı yemişi, ballıdarı
-
[isim]
Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (Ficus carica)
- SATİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yergi
-
[isim]
Yergi
- TACİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ticaretle uğraşan kimse, tüccar
- "İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Ticaretle uğraşan kimse, tüccar
- İKSİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirme vb. olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı
- "İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İç ferahlatıcı ilaç veya içki
-
Aşk ilham eden büyülü içki
-
[isim]
Hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirme vb. olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı
- BAHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deniz
- "Ben o yârin çölünde kum / Bahrinde su, elinde mum." (Mustafa Seyit Sutüven)
-
Mevlidin bölümlerinden her biri
-
Aruzdaki vezin takımlarından her biri
-
[isim]
Deniz
- NEŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayma, dağıtma, saçma
-
Yayım
-
[isim]
Yayma, dağıtma, saçma
- SEFİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Elçi
- "Bu sefirlerin ... kambiyo işlerinde mühim rolleri var." (Peyami Safa)
-
[isim]
Elçi
- NEHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Irmak
-
[isim]
Irmak
- AMPİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fransa'da ve Avrupa'da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb. üslubu
-
[isim]
Fransa'da ve Avrupa'da yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb. üslubu
- GELİR
-
-
[isim]
Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
- "Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı." (Mahmut Yesari)
-
Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat
-
[isim]
Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
- BİLİR
-
-
[sıfat]
"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
- "İşbilir."
-
[sıfat]
"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
- KESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- "Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir."
-
[isim]
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
- SEYİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
- "Hastalığın seyri."
- "Sanki Rumeli baştan başa bir arena idi ve Avrupa siyaset adamları da birer Roma imparatoru gibi mermerden localarına kurulmuşlar, oradaki olumlu güreşleri seyre dalmışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
-
Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
-
Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
-
Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
- "Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
- "Bundan âlâ seyri nerde bulacak garipler?" (Tarık Buğra)
-
[isim]
Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
- BEDİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dolunay
-
[isim]
Dolunay