Sonunda ir olan 5 harfli 83 kelime var. İR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ir olan kelimeler listesine ya da başında ir olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TESİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Etki
    • "Orta malı bayağı birinin tesiri altında..." (Refik Halit Karay)
    • "Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur." (Ömer Seyfettin)
    • "Namus sözü, bu saf, temiz ev kadınında her vakit büyük tesir yapardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu sözler derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)

SEDİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan
    • "Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar." (Burhan Felek)

FAKİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
    • "En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Olması gerekenden az
    • "Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem." (Mahmut Yesari)
  3. [isim] Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş
  4. Zavallı, kimsesiz
    • "Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler." (Haldun Taner)
  5. [isim] Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
    • "Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım." (Şemseddin Sami)

KESİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı
    • "Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir."

NADİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Seyrek, az bulunur
  2. Seyrek
    • "Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış." (Yahya Kemal Beyatlı)

BEDİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dolunay

NEZİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Adak
    • "Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

NEŞİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yayma, dağıtma, saçma
  2. Yayım

GADİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Haksızlık etme, zarar verme
    • "Önce kendini gadre uğramış sanan Nahit rolünü öğrenince utandı." (Tarık Buğra)
  2. Acımasızlık, merhametsizlik, kıygı

ZECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaptırmama, yasaklama
  2. Zorlama
  3. Eziyet etme

HARİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İpek

TEHİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sonraya bırakma, erteleme
    • "Satış işinin güçlüğünü ondan iyice öğrendim, tehir etmeye mecbur oldum." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Geciktirme

DEMİR

  1. [isim] Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
    • "Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?" (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ben akide yemedim, gönlümde yumuşaklık yok, midem demir gibi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Demirlerini tarayan hurda harami gemileri karaya vuruyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  2. [sıfat] Bu elementten yapılmış
    • "Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular." (Peyami Safa)
    • "Demir gibi kolları vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Bu elementten yapılmış parça
    • "Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri."
  4. Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
  5. [sıfat] Güçlü, kuvvetli, sert
    • "O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Çıpa

İKSİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirme vb. olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı
    • "İşte şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. İç ferahlatıcı ilaç veya içki
  3. Aşk ilham eden büyülü içki

NASİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nesir yazan, nesir ustası

BİLİR

  1. [sıfat] "Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
    • "İşbilir."

KEPİR

  1. [isim] Çorak, çamurlu, verimsiz toprak

ZAHİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Açık, belli
  2. [isim] Dış yüz, görünüş
  3. [zarf] Kuşkusuz, elbette, şüphesiz
    • "Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki..." (Sermet Muhtar Alus)
  4. [zarf] Görünüşe göre, anlaşıldığına göre
    • "Ben yanlış biliyormuşum zahir."

CEVİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eziyet, cefa, üzgü
    • "Kendi kafamın cevrinden kurtulmak için de geldim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

NEFİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yuf borusu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü