Sonunda in olan 6 harfli 107 kelime var. İN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde in olan kelimeler listesine ya da başında in olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUBLİN
- ...
- KODEİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Afyondan çıkarılan ve öksürüğü kesmeye yarayan bir alkaloit
-
[isim]
Afyondan çıkarılan ve öksürüğü kesmeye yarayan bir alkaloit
- BELGİN
-
-
[sıfat]
Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, sarih
- "Yalnızca beyaz elleri belgin, bir hülya kadını, dağılan bir evrenin perisi olup çıkar." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, sarih
- ÇİSKİN
-
-
[isim]
Çiseleyen yağmur
-
[sıfat]
Çiseleyen yağmurdan hafifçe ıslanmış
-
[isim]
Çiseleyen yağmur
- BEDBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötümser
- "Onu tanımasaydım insanlık hakkında bedbin bir fikir taşıyarak hayattan geçecektim." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Annemin İstanbul'a indiği günler bedbin oluyordum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kötümser
- GÖKŞİN
-
-
[isim]
Maviye yakın renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Maviye yakın renk
- OLEFİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı
-
[isim]
Etilen gibi yapısına başka bir öge veya kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı
- TİRLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mürekkeple çizgi çizmeye yarayan, türlü kalınlıklarda gereç
-
[isim]
Mürekkeple çizgi çizmeye yarayan, türlü kalınlıklarda gereç
- OLİVİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat, peridot
-
[isim]
Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat, peridot
- TERMİN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Belirlenmiş zaman, randevu
-
[isim]
Belirlenmiş zaman, randevu
- MUAVİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardımcı
- "Kalkmak üzere olan otobüsün muavini seslendi." (Necati Cumalı)
-
Bir görevlinin, bir yöneticinin işine yardım eden, yokluğunda yerini ve yetkilerini üzerine alan kimse
-
[isim]
Yardımcı
- DEĞGİN
-
-
[sıfat]
İlişkin, üstüne ait, dair, müteallik
-
[sıfat]
İlişkin, üstüne ait, dair, müteallik
- ÇİRKİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı
- "Kız öyle müstesna bir güzelliğe sahip olmamakla beraber çirkin de değildi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Hoş olmayan, yakışık almayan (davranış veya söz)
- "Bu boş ve çirkin iddiayı bir kere de onun ağzından işitmek istedim." (Ömer Seyfettin)
-
Karanlık, dalavereli, şüpheli
- "Dedikodular artmış, o da bu çirkin işler içinde kalmak istemediğinden çekilmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı
- VİTRİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dükkân veya mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen
- "Sarışın bir kız, pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu." (Peyami Safa)
-
İçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap
- "Vitrinin yan aynasında eşyayı seyreder gibi görünerek kendime de bakıyorum." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir dükkân veya mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen
- TESHİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Isıtma
-
[isim]
Isıtma
- DİZGİN
-
-
[isim]
Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış
- "Kötülerin pek azı terbiyeye ve dizgine gelebilir." (Tarık Buğra)
- "Uykusunun dizginlerini ele almak ve istediği zaman uyanmak." (Peyami Safa)
- "O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış
- HEMŞİN
- ...
- BEZGİN
-
-
[sıfat]
Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
- "Mecalsiz, bezgin bir hâlde yatağa girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
- ZEYTİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea)
-
Bu ağacın tazeyken yeşil, sonradan kararan, yüksek besin değeri taşıyan yağlı meyvesi
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış, bu ağaçla kaplanmış
- "Zeytin baston."
-
[isim]
Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea)
- DENTİN
- ...