Sonunda in olan 5 harfli 89 kelime var. İN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde in olan kelimeler listesine ya da başında in olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TANİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tınlama

EZGİN

  1. [sıfat] Paraca durumu bozuk olan (kimse)
  2. Çok cefa görmüş (kimse)
    • "Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi." (Refik Halit Karay)
  3. Çürük, ezik (meyve)
  4. Üzüntü veren
    • "Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu." (Osman Cemal Kaygılı)

METİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünü, tekst
  2. Basılı veya el yazması parça, tekst

DİZİN

  1. [isim] Bir kitabın veya derginin kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindekileri yer numarasıyla belirten ve eserin arkasında yer alan alfabetik liste, endeks, indeks, fihrist
  2. Belli bir konuda çıkan kitap ve dergideki yazılarla ilişkiyi sağlayan ve ayrı bir kitap veya süreli yayın biçiminde çıkan eser
  3. Kitaplık, belge vb. için düzenlenen belli bir bilginin veya belgenin bulunduğu yeri gösteren düzenli liste

DEMİN

  1. [zarf] Az önce
    • "Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım." (Mahmut Yesari)

LADİN

  1. [isim] Çamgillerden, 50-60 m kadar yükseklikte olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)

BEYİN

  1. [isim] Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
    • "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
    • "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
    • "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
    • "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
  2. Muhakeme, usa vurma
  3. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
  4. Akıl, anlayış
  5. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
    • "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)

YEĞİN

  1. [sıfat] Zorlu, katı, şiddetli
  2. Baskın, üstün, iyi

NARİN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İnce yapılı, yepelek, nazenin
    • "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İnce, nazik
    • "Söğüdün yaprağı narindir narin." (Halk türküsü)

ÇİĞİN

  1. [isim] Omuz

CENİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dölüt

TEKİN

  1. [sıfat] Boş, içinde kimse bulunmayan
  2. Güvenilir (kişi, yer)
  3. Uğurlu olan
    • "Ninem, 'akşam saatlerinde hamamlar tekin değildir, insanı çarpar' demişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. [isim] Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu

VEZİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tartı
  2. Ölçü
    • "Ben hiç vezne, kafiyeye bakmam, bu bana bir Allah vergisi, içimden gelir söylerim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Divan şairlerimiz aruz vezninde pek güzel kasideler, gazeller yazmışlar." (Burhan Felek)

ANJİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boğaz mukozasının şişmesi, boğak, hunnak

SAKİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hareket etmeyen, kımıldamayan
  2. Durgun, dingin
    • "Mümkün olduğu kadar sakin olmaya çalışarak tekrar masasına döndü." (Haldun Taner)
  3. Sessiz
    • "Dinlenmek için otelimizden daha sakinini bulacağınızı ummam." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen
  5. Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış veya geçmiş
    • "Sesi dinlediği müddetçe sakin ve uslu duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Bir yerde oturan
    • "Sakinleri Müslümanlardan ibaret olan semtte, bakkal dükkânı, günün her saatinde dolup boşalır." (Samiha Ayverdi)

YAKİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sağlam, kesin bilgi
  2. Bir şeyi iyice, kesinlikle bilme

MÜMİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İnanan, inançlı, imanlı, mutekit
  2. [isim] Müslüman
    • "Koca Mustafapaşa ücra ve fakir İstanbul / Ta Fetih'ten beri mümin, mütevekkil, yoksul." (Yahya Kemal Beyatlı)

EŞKİN

  1. [isim] Atın bir tür hızlı yürüyüşü
    • "At, eşkinle beş on dakikada gittiği yolu, dörtnala, bir iki dakikada geldi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Böyle yürüyen (at)
    • "Eşkin bir at."
  3. [zarf] Böyle bir yürüyüşle
    • "Eşkin gitmek."

YELİN

  1. [isim] İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü

KAHİN
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü