Sonunda in olan 5 harfli 89 kelime var. İN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde in olan kelimeler listesine ya da başında in olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNGİN
-
-
[sıfat]
Engin (II), münhat
- "İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Nezle
- "Burun ingini. Göğüs ingini. Bağırsak ingini."
-
[sıfat]
Engin (II), münhat
- RUTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Alışılagelen, sıradan, sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan
- "Genç olmasına karşın belli bir pişkinliği, yırtılmışlığı, rutini vardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alışkanlıkla elde edilmiş beceri
-
[sıfat]
Alışılagelen, sıradan, sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan
- ŞAHİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kartalgillerden, 50-55 cm uzunluğunda, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarda yaşayan yırtıcı bir kuş (Buteo buteo)
-
[isim]
Kartalgillerden, 50-55 cm uzunluğunda, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarda yaşayan yırtıcı bir kuş (Buteo buteo)
- HAZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- "Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- SERİN
-
-
[sıfat]
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
- "Dedelerimiz sıcakta serin tutan birtakım kürkler bulunduğunu bilirlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren
- "... kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
- EVGİN
-
-
[sıfat]
Acil
- "Bu, evgin bir iştir, fazla geciktirmeyiniz."
-
[sıfat]
Acil
- ERBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
-
[isim]
Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
- ERGİN
-
-
[sıfat]
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
- "Ergin yemiş. Ergin ekin."
-
Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan (kimse), reşit
- "Oğlunun bilgin, ergin, akıllı, uslu olmasını istiyordu." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş
- DEMİN
-
-
[zarf]
Az önce
- "Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Az önce
- KİTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eklem bacaklıların ve kabukluların örteneğini oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde
-
[isim]
Eklem bacaklıların ve kabukluların örteneğini oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde
- ENGİN
-
-
[sıfat]
Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi
- "Bu deniz de sabahın sisi içinde engin, sınırsız bir deniz gibi görünür." (Haldun Taner)
-
[isim]
Açık deniz
- "Enginden dönen deniz kuşları sessiz kanatlarıyla başımın üstünde dolaşıyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi
- GABİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
-
Edimler arasında açık oransızlık
-
[isim]
Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
- NARİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İnce yapılı, yepelek, nazenin
- "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İnce, nazik
- "Söğüdün yaprağı narindir narin." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
İnce yapılı, yepelek, nazenin
- BOBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Makara
-
Fotoğraf filmi rulosu
- "Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir." (Salâh Birsel)
-
Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu
-
İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış tel ile bu telin sarılı bulunduğu silindirden oluşan aygıt
-
[isim]
Makara
- ÇİĞİN
-
-
[isim]
Omuz
-
[isim]
Omuz
- KÜTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde
-
[isim]
Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında madde
- PELİN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)
-
[isim]
Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)
- EVSİN
-
-
[isim]
Avlanırken avcıların hayvanlardan gizlendiği yer
- "Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında ..." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
Avlanırken avcıların hayvanlardan gizlendiği yer
- TAHİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu
-
[isim]
Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu
- LAÇİN
- ...