Başında in olan 7 harfli 73 kelime var. İn ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde in olan kelimeler listesine ya da sonu in ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında in bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNŞİRAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İç açılması, gönül açılması, ferahlık
-
[isim]
İç açılması, gönül açılması, ferahlık
- İNAKSAL
-
-
[sıfat]
Dogmatik
-
[sıfat]
Dogmatik
- İNCECİK
-
-
[sıfat]
Çok ince
- "Birincisi o incecik o dal gibi kız / Şimdi galiba bir tüccar karısı." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Çok ince
- İNCİNME
-
-
[isim]
İncinmek işi
-
[isim]
İncinmek işi
- İNCİZAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekme, çekilme
-
Cazibeye tutulma, ilgi duyma
- "Kâtibe karşı incizabı, halk türkülerine bile geçti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Çekme, çekilme
- İNHİSAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tekel
- "Konuşmamız bu meseleye inhisar etmeli."
- "Vatanperverlik kimsenin inhisarında değildir."
-
Tek başına sahip olma
- "Söz hürriyeti şu kürsüye inhisar etmiş bulunuyordu, yarın buradan konuşmak hakkından da mahrum olacağız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Tekel
- İNTİZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme
- "Hastanede ilk günü ve ilk gecesi bu ümit ve intizar ile geçti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İlenme, beddua, inkisar
-
[isim]
Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme
- İNKIRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
- "Taksim, hicret ve inkırazla harp arasında bırakıldık." (Falih Rıfkı Atay)
- "O zaman da bozgun ve inkıraz geldi, çattı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
- İNCELİK
-
-
[isim]
İnce olma durumu
-
İnce davranış gösterme, zarafet, nezaket
- "Yüzündeki incelik, olgunluk, onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir işin herkesçe görülemeyen nitelikleri
- "Oyunculuk sanatının inceliklerini ya ustalarından öğrenip ya da kendi kendine arayıp bularak sonradan edinmişti." (Haldun Taner)
-
Ayrıntı
- "Necati'ye vaziyeti bütün inceliğiyle anlattım." (Orhan Kemal)
-
[isim]
İnce olma durumu
- İNCİNİŞ
- ...
- İNKİŞAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gelişme, gelişim
- "Kocam, hadiselerin inkişafını beklemek lazımdır diyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Yazıya istidadım epeyce inkişaf etmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Açınım
-
[isim]
Gelişme, gelişim
- İNTİHAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırma
-
[isim]
Aşırma
- İNFİRAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılma
-
[isim]
Ayrılma
- İNSİRAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bükün
-
[isim]
Bükün
- İNANSIZ
-
-
[sıfat]
İnanı olmayan, imansız
-
[sıfat]
İnanı olmayan, imansız
- İNDİRİM
-
-
[isim]
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto
- "Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." (Çetin Altan)
-
[isim]
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto
- İNTİBAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanma, uyanış
-
[isim]
Uyanma, uyanış
- İNSANSI
-
-
[sıfat]
İnsana benzeyen, insanı andıran, antropoit
-
[sıfat]
İnsana benzeyen, insanı andıran, antropoit
- İNDİRİŞ
-
-
[isim]
İndirme işi veya biçimi
-
[isim]
İndirme işi veya biçimi
- İNGİLİZ
- ...