Başında in olan 5 harfli 18 kelime var. İn ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde in olan kelimeler listesine ya da sonu in ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında in bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İNSAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet
    • "Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?"
  2. [ünlem] "Acı, düşün" anlamlarında bir seslenme sözü
    • "İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?"

İNDİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir harf üzerine konulan işaret
  2. Bir harf, benzer fakat yine de değişik biçimlerde iki veya daha çok kez kullanılmak istendiğinde harfin üstüne veya altına eklenen ayırıcı işaret
  3. Bir kökün derecesini göstermek için kök işaretinin kolları arasına konulan sayı

İNCİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dutgillerden, asıl yurdu Akdeniz kıyıları olan, yaprakları geniş dilimli bir ağaç (Ficus carica)
    • "... toplum hayatımızda incir çekirdeğini doldurmayan ne haberlerle uğraşıyoruz..." (Talât Halman)
  2. Bu ağacın yaş veya kuru olarak yenilen etli, tatlı yemişi, ballıdarı

İNZAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İndirme, indirilme

İNGİN

  1. [sıfat] Engin (II), münhat
    • "İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde." (Nurullah ataç)
  2. [isim] Nezle
    • "Burun ingini. Göğüs ingini. Bağırsak ingini."

İNTAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mikroptan ileri gelen hastalık
    • "Yaranın intan ile karışması sizi fazla zayıf düşürmüş." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Kokuşma, kötü kokma

İNFAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama

İNÖNÜ
...
İNFAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yürütüm
  2. Birine sözünü geçirme

İNMEK

  1. [-den] Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek, çıkmak karşıtı
  2. Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak
    • "Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü." (Peyami Safa)
  3. Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden gelmek
    • "Dağdan kurt indi."
  4. [-e] Bir yerden başka bir yere gitmek, varmak
    • "Hey gidi gençlik hey! Unutulmaz günlerdi onlar. Yenikapı'ya, meyhanelere indik mi şöyle bir..." (Atilla İlhan)
  5. [-e] Konaklamak
    • "Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi." (Halide Edip Adıvar)
  6. [nsz] Alçalıp eski durumuna dönmek
    • "Sular indi. Şiş indi."
  7. [nsz] Fiyatı düşürmek
    • "Bin lira daha indim, gene almadı."
  8. Değeri düşmek
    • "Altın fiyatları indi."
  9. [-e] Vurmak
    • "Şimdi kafana inerim!"
  10. [nsz] Yıkılmak
    • "Yağmurdan duvar inmiş."
  11. [-e] İnme gelmek
    • "Sağ tarafına inmiş."
  12. Bir yeri kaplamak, basmak veya bir yerden akmak, kaymak
    • "Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara..." (Çetin Altan)
  13. Uzamak, ulaşmak
    • "Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki zeytinlik ta vadiye kadar iniyordu." (Ömer Seyfettin)
  14. Ağmak
  15. Sayısı azalmak
    • "Evvelden daha çok olduğumuzu zannettiğim hâlde sayımız son günlerde bu miktara inmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)

İNTAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme

İNANÇ

  1. [isim] Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma
    • "Otuz yıl boyu, Türk tiyatrosunun, Türk oyunları ile kalkınacağına inancını bir gün yitirmedi." (Haldun Taner)
  2. Birine duyulan güven, inanma duygusu
  3. İnanılan şey, görüş, öğreti
    • "Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri." (Nurullah ataç)
  4. Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat
    • "Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." (Anayasa)

İNCİK

  1. [isim] Baldır
  2. Bazı bölgelerde diz, ayak bileği, baldır veya kaval kemikleri

İNCİL
...
İNŞAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şiir okuma, şiir söyleme
  2. Bir şiiri, bir edebiyat eserini topluluk önünde, yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma

İNSAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı
    • "Yine yeşil yosunlu, insan ayağı değmemiş gibi yokuşlar var ağaçlı..." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kişi, şahıs, âdemoğlu, âdem evladı
    • "O yaşta insan hiç düşünmeden sadece yaşamaya bakar." (Haldun Taner)
  3. [sıfat] Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse)

İNKAR
...
İNTAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konuşturma söyletme
  2. Kişileştirilen varlıklara, hayalî yaratıklara söz söyletme sanatı, dillendirme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü