Sonunda il olan 8 harfli 40 kelime var. İL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde il olan kelimeler listesine ya da başında il olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUSTATİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dikdörtgen
- "O siyah ağaç gövdesi, o mustatilin içine ne kadar güzel oturmuş." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Dikdörtgen
- SERSEFİL
-
-
[sıfat]
Çok sefil olan, yoksul
- "Onlar da olmasaydı sersefildim köy yerinde." (Abbas Sayar )
- "Burada sersefil olmanızın bir anlamı yok, bence eve gitmeniz daha yararlı olur." (Ahmet Ümit)
-
Çok perişan, üzgün
-
[zarf]
Sefil, yoksul bir biçimde
-
[sıfat]
Çok sefil olan, yoksul
- ESPADRİL
- ...
- ÇETREFİL
-
-
[sıfat]
Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç
- "Çetrefil siyasete aklım ermez." (Atilla İlhan)
-
Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan (dil)
- "Onun çetrefil bir dili var."
-
Sarp, engelli ve engebeli (yer)
- "Bu engebeli, orasından burasından kayalıklı sel yataklarıyla kesilmiş çetrefil arazide, yönlerini bulmalarını kolaylaştıracak bir harita..." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç
- YEMİŞÇİL
-
-
[sıfat]
Yemişle beslenen
-
[sıfat]
Yemişle beslenen
- ANGLOFİL
- ...
- HİDROFİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sucul
-
[isim]
Su böceği
-
[sıfat]
Sucul
- MÜMESSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temsilci
- "Her sandala böyle bütün devrin mümessili bir hanımefendi oturtulmuş gibi..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Temsilci
- KARBONİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birleşme değeri 2 olan karbonmonoksit
-
[isim]
Birleşme değeri 2 olan karbonmonoksit
- PALMİTİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Palmitik asitten türeyen C15H31-CO formülündeki tek değerli kök
-
[isim]
Palmitik asitten türeyen C15H31-CO formülündeki tek değerli kök
- BİTKİCİL
- ...
- NEKROFİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ölü sevici
-
[isim]
Ölü sevici
- HİGROFİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Nemcil
-
[sıfat]
Nemcil
- İSKAMBİL
-
-
[isim]
Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı
- "Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Bu kartların 52 tanesinden oluşan deste
-
Bu kart destesiyle oynanan oyun
-
[isim]
Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı
- MÜVEKKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
- BİRİNCİL
-
-
[sıfat]
Sırada, önemde ilk yeri alan
-
Temel olarak alınan, ana, temel, esas, asli
-
[sıfat]
Sırada, önemde ilk yeri alan
- ZENCEFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zencefilgillerden, Hindistan ve Malezya'da yetişen, yaklaşık 100 cm yüksekliğinde, kamış görünüşünde, çok yüksek ve otsu bir bitki (Zingiber officinale)
-
Bu bitkiden elde edilen ve baharat olarak kullanılan toz
- "Kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Zencefilgillerden, Hindistan ve Malezya'da yetişen, yaklaşık 100 cm yüksekliğinde, kamış görünüşünde, çok yüksek ve otsu bir bitki (Zingiber officinale)
- KLOROFİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren madde
- "Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren madde
- DERYADİL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Her şeyi hoş gören, çok sabırlı
-
[sıfat]
Her şeyi hoş gören, çok sabırlı
- MÜSTAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- "Müstakil ev."
-
Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan
- "Daireye on yıl, yirmi yıl sonra girenlerin her biri başköşelere kurulsun, müstakil oda sahipleri olsun ve hatta sana emirler versin..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız