Sonunda il olan 5 harfli 77 kelime var. İL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde il olan kelimeler listesine ya da başında il olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tadilat
- "Teklif olunan antlaşma tadilleri pek sudan şeylerdi." (Falih Rıfkı Atay)
- "İyi bir terzinin bize giydirdiği esvaplar yalnız vücudumuza geçmiş ve onun şeklini tadil etmiş sayılamaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tadilat
- ETÇİL
-
-
[sıfat]
Etobur
-
[sıfat]
Etobur
- REZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alçak, aşağılık
- "Sadece rezil etmekle kalmayacağım, hapse de tıktıracağım." (Peyami Safa)
- "Parmaklarının bileğime yapışacağından ve daha fazla rezil olacağımdan şüphe etmiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hasan, bu dediğini yapsaydı, dört başı mamur bir dayak yiyip âleme rezil rüsva olacaktı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Şu gömleğe bak, rezili çıkmış!" (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Alçak, aşağılık
- ROTİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde bir parça
-
[isim]
Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde bir parça
- BERİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
-
[isim]
Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
- METİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doymuş hidrokarbon kökleri serisinin ilk basamağı
-
[isim]
Doymuş hidrokarbon kökleri serisinin ilk basamağı
- DELİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- "Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu." (Peyami Safa)
-
Kanıt
- "Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
(deli:li) Kılavuz, rehber
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- CELİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok büyük, ulu
-
Çok büyük, ulu (Tanrı)
-
[sıfat]
Çok büyük, ulu
- FOSİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
-
Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse
-
[isim]
Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
- TALİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sebep gösterme
-
Tümdengelim
-
[isim]
Sebep gösterme
- SEBİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu
-
Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı, sebilhane
-
Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma
-
[isim]
Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu
- ŞEKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Biçim
- "Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver." (Arif Nihat Asya)
- "O, biraz da bana yardım olsun diye, mektepteki Amerika'dan gelen gazeteleri toplar, getirir, bu işe şekil verirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim
- "Bu kitapta birçok şekil var."
-
Davranış biçimi, tutum, yol, tarz
- "Bu şekilde hareket etmek doğru değildir."
-
Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
- "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi
- "Yönetim şekli."
-
Anlatım biçimi
- "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Biçim
-
Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim
- "Geometrik şekil."
-
[isim]
Biçim
- CEMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güzel (erkek)
-
Tanrı'nın sıfatlarından biri
-
[sıfat]
Güzel (erkek)
- FARİL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip
-
[isim]
Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip
- DEBİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bedensel ve zihinsel bakımdan güçsüz
-
[sıfat]
Bedensel ve zihinsel bakımdan güçsüz
- VEKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
-
Milletvekili
-
Bakan
- "Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
- BASİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü
-
[isim]
Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü
- DİŞİL
-
-
[sıfat]
Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes
-
[sıfat]
Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes
- KAMİL
- ...
- SİVİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Askerî olmayan
- "Sivil savunma."
-
Asker sınıfından olmayan (kimse)
-
Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi)
- "Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse)
- "Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Sivil polis
-
Çıplak, çırçıplak
-
[sıfat]
Askerî olmayan