Sonunda il olan 5 harfli 76 kelime var. İL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde il olan kelimeler listesine ya da başında il olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOPİL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Arsız sokak çocuğu
- "Mahallenin kopilleri ellerinde fener, kapı kapı dolaşır para toplarlarmış." (Reşat Enis)
-
Babası belli olmayan çocuk
-
[isim]
Arsız sokak çocuğu
- ÇİĞİL
- ...
- DİŞİL
-
-
[sıfat]
Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes
-
[sıfat]
Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes
- TADİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tadilat
- "Teklif olunan antlaşma tadilleri pek sudan şeylerdi." (Falih Rıfkı Atay)
- "İyi bir terzinin bize giydirdiği esvaplar yalnız vücudumuza geçmiş ve onun şeklini tadil etmiş sayılamaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tadilat
- CELİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok büyük, ulu
-
Çok büyük, ulu (Tanrı)
-
[sıfat]
Çok büyük, ulu
- NAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
-
Göç, taşınma
- "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı." (Sermet Muhtar Alus)
-
Anlatma, söyleme, hikâye etme
-
Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
-
Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
-
Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme
-
[isim]
Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
- TACİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme
-
[isim]
Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme
- KAHİL
- ...
- KEFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse
- "Her hâllerine ben kefilim diyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse
- DELİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- "Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu." (Peyami Safa)
-
Kanıt
- "Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
(deli:li) Kılavuz, rehber
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- SEFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sefalet çeken, yoksul
- "Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Alçak
-
[sıfat]
Sefalet çeken, yoksul
- SAHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı
- "Bir gün, adanın sahilinde, bir soğan yüklü kayık gelip demirledi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı
- KİRİL
- ...
- CEMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güzel (erkek)
-
Tanrı'nın sıfatlarından biri
-
[sıfat]
Güzel (erkek)
- TALİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sebep gösterme
-
Tümdengelim
-
[isim]
Sebep gösterme
- TEVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- "Bu münasebetsizliği tevil edecek kimsede kudret kalmamıştı." (Sermet Muhtar Alus)
- "Ne kadar inkâr etse hırsızlığı tevil götürmüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir sözü veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri
- REZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alçak, aşağılık
- "Sadece rezil etmekle kalmayacağım, hapse de tıktıracağım." (Peyami Safa)
- "Parmaklarının bileğime yapışacağından ve daha fazla rezil olacağımdan şüphe etmiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Hasan, bu dediğini yapsaydı, dört başı mamur bir dayak yiyip âleme rezil rüsva olacaktı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Şu gömleğe bak, rezili çıkmış!" (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Alçak, aşağılık
- DEĞİL
-
-
[isim]
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime
- "Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu." (Tarık Buğra)
- "Ben parasında değilim, yeter ki iyi bir şey olsun."
-
[isim]
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime
- ŞAMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İçine alan, kaplayan, kapsayan
-
[sıfat]
İçine alan, kaplayan, kapsayan
- MİTİL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İçine yün, pamuk vb. doldurulan beyaz yastık veya yorgan kılıfı
-
İki yüzü beyaz kapsız yorgan
-
[isim]
İçine yün, pamuk vb. doldurulan beyaz yastık veya yorgan kılıfı