Sonunda il olan 5 harfli 77 kelime var. İL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde il olan kelimeler listesine ya da başında il olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SAHİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı
    • "Bir gün, adanın sahilinde, bir soğan yüklü kayık gelip demirledi." (Sait Faik Abasıyanık)

SİTİL

  1. [isim] Büyük bakraç, su kovası

NESİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuşak
    • "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Oralarda nesli tükenmiş sandığımız âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Hayvanlarda döl

MİTİL

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İçine yün, pamuk vb. doldurulan beyaz yastık veya yorgan kılıfı
  2. İki yüzü beyaz kapsız yorgan

SİĞİL

  1. [isim] Deride, özellikle ellerde oluşan zararsız, pürtüklü küçük ur

GORİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Afrika'nın Ekvator bölgesinde ormanlarda yaşayan, iri ve güçlü bir maymun türü (Gorilla gorilla)
  2. Koruyucu

KATİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan öldüren kimse, cani
    • "Cinayet mahallinde bıraktığı kâğıtlar sayesinde katilin kim olduğu anlaşılmıştır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Öldürücü, ölüme neden olan
    • "Katil kurşun."

KAHİL
...
CEHİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilgisizlik, bilmezlik
    • "Bütün inadı ve bütün kuvveti cehlinden geliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

İKLİL
...
KABİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Olabilir, mümkün
    • "Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi?" (Peyami Safa)
    • "Şu sırta kadar çıkmazsak kabil değil, faciayı tamamıyla göremezsiniz, diyor." (Falih Rıfkı Atay)

FOSİL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
  2. Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse

VEKİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
  2. Milletvekili
  3. Bakan
    • "Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü." (Reşat Nuri Güntekin)

NAKİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  2. Göç, taşınma
    • "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı." (Sermet Muhtar Alus)
  3. Anlatma, söyleme, hikâye etme
  4. Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  5. Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  6. Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

FİTİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde
    • "Lambanın fitili biraz daha açılmış." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi
    • "Fitiller işliyor azgın yarada." (Halk türküsü)
  3. Anüse konulan donmuş yağ kıvamında ve koni biçiminde ilaç
  4. Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde
  5. Kumaşın altına kaytan biçiminde bükülmüş bir şey koyup üstten dikerek yapılan kabartma yol
  6. Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit
  7. Yollu bir biçimde dokunmuş kumaş
  8. Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu
    • "... fitil oynarken kâğıtları bir müddet masaya bırakır." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. 0,0125 g olan ağırlık ölçü birimi

KAVİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz
    • "Babamın kavline göre, bu adam bütün Manisa halkını iki büyük afetten kurtarmış." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Sözleşme, anlaşma
    • "Kavlimiz böyle mi idi?"
    • "Ey güzel seninle bir kavledelim / Bu kavlin üstüne dönmemesine." (Halk türküsü)

ETÇİL

  1. [sıfat] Etobur

TEKİL

  1. [isim] Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi

CAHİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Öğrenim görmemiş, okumamış
    • "Bu maskara sosyete bana cahil diye bakar." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu konularda yeni kuşağın yanında her zaman cahil kalmaya mahkûmuz." (Haldun Taner)
  2. Bilgisiz
  3. Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan
    • "Bu doktorun karşısında cahil, aptal oluyorum." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Deneysiz, genç, toy (delikanlı veya kız)
    • "Esasta batıl itikatlara inanmış cahil bir kızcağızdı." (Refik Halit Karay)

SEKİL

  1. [isim] At, eşek ve sığırların ayaklarında bileğe veya dize kadar çıkan beyazlık, seki (II)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü