Sonunda ika olan 6 harfli 17 kelime var. İKA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ika olan kelimeler listesine ya da başında ika olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AK, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MANİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca
-
[isim]
Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca
- REFİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karı
- "Bu adam, şayanıhayret bir yüzsüzlükle refikanın omuz başına yanaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Karı
- İSTİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik, isteka
-
[isim]
Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik, isteka
- LAHİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ek
-
[isim]
Ek
- PATİKA
-
Kelime Kökeni : Bulgarca
-
[isim]
Keçi yolu, çığır, yolak
- "Böğürtlenler, yabani erguvanlar, mersinlerle kaplı patikadan Topal Avni Bey'in tarlasına doğru koşmaya başladılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Keçi yolu, çığır, yolak
- ANTİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tarihsel değeri olan eski eşya
- "Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Eski çağlardan kalma eser
-
Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçan dişi, ajur
-
[sıfat]
Antik
-
[sıfat]
Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf
- "Hasılı antika bir herif." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tarihsel değeri olan eski eşya
- FİLİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Cankurtaran sandalı
- "Filika hafif hafif sallanıyor, denizin alçalıp yükselmesine ayak uydurmuş." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Cankurtaran sandalı
- HARİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
- "Türk tarihi harikalarla doludur."
-
Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel
- "Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş." (Atilla İlhan)
-
[ünlem]
"Güzel" anlamında kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
- TALİKA
-
Kelime Kökeni : Rusça
-
[isim]
Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası
-
[isim]
Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası
- AFRİKA
- ...
- RADİKA
-
-
[isim]
Yaprakları salata olarak yenen baharlı, çok yıllık bir bitki (Taraxacum officinale)
-
[isim]
Yaprakları salata olarak yenen baharlı, çok yıllık bir bitki (Taraxacum officinale)
- VESİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belge
- "Meydana çıkarılacak yeni vesikalar olsa olsa asıl hakikati tevsik ederler fakat değiştiremezler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Aynı teşkilat yünlüden, pamukludan giyecek eşyasını da vesikaya bağlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Belge
- FARİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, ayırmaç
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, ayırmaç
- SELİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel söyleme ve yazma yeteneği
-
[isim]
Güzel söyleme ve yazma yeteneği
- ARNİKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Öküzgözü
-
[isim]
Öküzgözü
- DAKİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir saatlik zamanın altmışta biri
- "On dakika bir mecliste insanların susması korkunç bir şeydir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
An, zaman
- "Bundan sonra sizi her dakika arayacağım." (Cahit Uçuk)
-
Bir derecenin altmışta biri
-
[isim]
Bir saatlik zamanın altmışta biri
- ŞAHİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doruk, zirve
- "Civar dağların karlı şahikalarını yeni sevgilime gösteriyorum." (Refik Halit Karay)
-
En üst derece
- "Sanatın nadir kaydedeceği bir şahikadan gürlemişti." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Doruk, zirve