Sonunda ik olan 6 harfli 175 kelime var. İK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ik olan kelimeler listesine ya da başında ik olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞİŞLİK
-
-
[isim]
Şiş (I)
- "Bileğinde şişlik kalmamışsa da daha ağrısı varmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Şiş (II) olmaya elverişli
- "Şişlik et."
-
[isim]
Şiş (I)
- ÇİĞLİK
-
-
[isim]
Çiğ olma durumu
- "Etrafını saranla, çiğlik ettin, adam sana vereceğini vermiş, daha ne versin, dediler." (Necati Cumalı)
-
Kaba, yersiz, yakışıksız davranış
- "O gece de böyle bir şeyi bütün çiğliği ve çıplaklığıyla gördüğüm bir geceydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Çiğ olma durumu
- HİNLİK
-
-
[isim]
Hin, kurnaz olma durumu, kurnazlık
-
[isim]
Hin, kurnaz olma durumu, kurnazlık
- FERTİK
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[ünlem]
"Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
- "Bisiklete atlayınca haydi babam fertik!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[ünlem]
"Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
- NORDİK
- ...
- GENLİK
-
-
[isim]
Genişlik
-
Dalga genliği
-
Bolluk, refah
-
[isim]
Genişlik
- YEMLİK
-
-
[isim]
Hayvanlara yem verilen yer veya kap
- "Bir avuç arpa fazla atar yemliğine, bir kamçı eksik vurur." (Abbas Sayar )
-
[sıfat]
Yem için ayrılan
- "Yemlik ot."
-
Rüşvet, arpalık
-
Karşılıksız geçim sağlanan yer veya kimse
-
Kumarda kandırılıp parası alınan kimse
-
[isim]
Hayvanlara yem verilen yer veya kap
- PİKNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yemek yemek, eğlenmek için açık alanda yapılan günübirlik gezinti
- "Bizimkiler, bugün damat bey ailesi tarafından tertip edilmiş bir pikniğe davetli..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Suyu, yeşilliği olan mesire yeri
-
[isim]
Yemek yemek, eğlenmek için açık alanda yapılan günübirlik gezinti
- ATOMİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Atomal
-
[sıfat]
Atomal
- NETLİK
-
-
[isim]
Net olma durumu
- "Ferit gözlerini açınca evvela etrafı görüşündeki netliğin verdiği hayret içinde Vafi Bey'in açık yeşil gözlerindeki berrak huzurla karşılaştı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Net olma durumu
- STATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duruk
-
Gelişme, ilerleme göstermeyen
- "Bütün ömrü bu çeşit statik susanlara karşı mücadeleyle geçmiş Atatürk gibi bir büyük inkılapçı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Duruk
- İRİLİK
-
-
[isim]
İri olma durumu
-
[isim]
İri olma durumu
- BEYLİK
-
-
[isim]
Bey olma durumu
-
Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi
-
[sıfat]
Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî
-
[sıfat]
Herkesin kullandığı, herkesin bildiği
- "Çaresiz yine güneyde beylik bir tatil köyüne gideceğiz." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Basmakalıp
- "Aramızdaki konuşmalar, beylik konuşmalar sınırını aşmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Rahat yaşama
-
Merkeze tam bağlı olmayarak bir beyin yönetimi altındaki ülke, emirlik, emaret, mirlik
- "Sonunda bütün bu beylikler Osmanlı İmparatorluğu'nun bayrağı altında toplandı." (Cahit Uçuk)
-
Hükûmet
- "Beylikten alacaklı olmak."
-
[isim]
Bey olma durumu
- KLASİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan
- "Klasik eserlerin oynandığı bir millî tiyatroları yok." (Haldun Taner)
-
XVII. yüzyıl Fransız dili, sanatı ve yazarları ile ilgili olan
- "Racine bir Fransız klasik yazarıdır."
-
Üzerinde çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen (eser veya sanatçı)
- "Leyla ile Mecnun klasik Türk eserlerinden biridir."
-
Sanatta kuralcı
-
Kökleşik
- "Klasik şiirin yıkıldığından beri şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı veya eser
- "Yunan klasikleri. Fransız klasikleri."
-
[sıfat]
Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan
- PEKLİK
-
-
[isim]
Pek olma durumu
-
Kabız
-
Sağlamlık, dayanıklılık, direnç
-
[isim]
Pek olma durumu
- PRATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Uygulamalı
-
Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı
- "Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir şeyi yapma yöntemi veya biçimi, teamül
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerinin, kurallarının uygulanışı, kılgı, uygulama, tatbik, ameliye
-
Uygulamalı
- EBELİK
-
-
[isim]
Ebe olma durumu veya ebenin yaptığı iş
-
Çocuk oyunlarında ebe olma durumu
- "Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ebe olma durumu veya ebenin yaptığı iş
- TATBİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uygulama, pratik
- "Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Uygulama, pratik
- TERFİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseyi arkadaş olarak yanına alma
-
Arkadaş olarak yanına bir kimse verilme
-
[isim]
Bir kimseyi arkadaş olarak yanına alma
- PİÇLİK
-
-
[isim]
Piç olma durumu
- "Anaları nikâhlı değil, benim diye kaydolurlarsa piçlikten kurtulurlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Kalleşçe yapılan kötü davranış
-
[isim]
Piç olma durumu