İçinde şım olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ŞIM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şım olan kelimeler listesine ya da Sonu şım ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAVAŞIM
-
-
[isim]
Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele
- "Bir polemikçi, bir savaşım insanı değildi." (Haldun Taner)
- "Sen ancak iyi savlar için savaşım vermekte rahat ederdin." (Haldun Taner)
-
[isim]
Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele
- YIĞIŞIM
-
-
[isim]
Molozların çimento durumuna dönüşmesiyle oluşan kütle, konglomera
-
[isim]
Molozların çimento durumuna dönüşmesiyle oluşan kütle, konglomera
- AYRIŞIM
-
-
[isim]
Ayrışma işi
-
[isim]
Ayrışma işi
- YARIŞIM
-
-
[isim]
Yarışma
-
[isim]
Yarışma
- ŞIMARIŞ
-
-
[isim]
Şımarma işi veya biçimi
-
[isim]
Şımarma işi veya biçimi
- DOLAŞIM
-
-
[isim]
Dolaşma işi
-
Para ve para yerine geçen bono, senet vb. geçerli olma, sürümde bulunma, sürüm, geçerlik
-
Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolanım, sirkülasyon, para dolaşımı
-
Kan dolaşımı
-
[isim]
Dolaşma işi
- ŞIMARMA
-
-
[isim]
Şımarmak işi
-
[isim]
Şımarmak işi
- ŞIMARIK
-
-
Şımarmış, şımartılmış (kimse)
- "Bizim dayı kızları çok şımarıktır." (Halide Edip Adıvar)
-
Şımarmış, şımartılmış (kimse)
- BAKIŞIM
-
-
[isim]
İki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri
-
Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur, simetri
-
[isim]
İki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri
- UYLAŞIM
-
-
[isim]
Saymaca bir şey benimsemek için yapılan anlaşma
-
[isim]
Saymaca bir şey benimsemek için yapılan anlaşma
- KARIŞIM
-
-
[isim]
Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey
-
İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut
-
[isim]
Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey
- ÇALIŞIM
-
-
[isim]
İdman
-
[isim]
İdman
- KAŞIMAK
-
-
[-i]
Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
- "Baktı ki doktor sakalını kaşıyarak susuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Araştırmak, incelemek
-
Sinirlendirecek söz söylemek
- "Bir saat sonra ayrılmak zorundaydık; bu nedenle birbirimizi kaşımamaya çok özen gösteriyorduk." (Ayşe Kulin)
-
Herhangi bir konuyu yeniden gündeme getirmek
-
[-i]
Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
- UZLAŞIM
-
-
[isim]
Uzlaşma
-
[isim]
Uzlaşma
- TAŞIMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
- "Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Üstünde bulundurmak
- "Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek
- "Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur." (Salâh Birsel)
-
Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak
-
[nsz]
Giymek
- "Devlet üniforması taşıyordu." (Haldun Taner)
-
Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak
-
Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek
-
[nsz]
Duymak, hissetmek
- "İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar." (Tarık Dursun K)
-
[-i]
Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
- HIŞIMLI
-
-
[sıfat]
Öfkeli, kızgın, sinirli
- "Kadınsa bulaşıkları kurulamaya çalışır. Bir tabak düşürünce de hışımlı bakışlara muhatap olur." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Öfkeli, kızgın, sinirli
- TAŞIMSI
-
-
[sıfat]
Taşsı
-
[sıfat]
Taşsı