İçinde şım olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ŞIM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şım olan kelimeler listesine ya da Sonu şım ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞIMARMA

  1. [isim] Şımarmak işi

YIĞIŞIM

  1. [isim] Molozların çimento durumuna dönüşmesiyle oluşan kütle, konglomera

YARIŞIM

  1. [isim] Yarışma

KAŞIMAK

  1. [-i] Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
    • "Baktı ki doktor sakalını kaşıyarak susuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Araştırmak, incelemek
  3. Sinirlendirecek söz söylemek
    • "Bir saat sonra ayrılmak zorundaydık; bu nedenle birbirimizi kaşımamaya çok özen gösteriyorduk." (Ayşe Kulin)
  4. Herhangi bir konuyu yeniden gündeme getirmek

DOLAŞIM

  1. [isim] Dolaşma işi
  2. Para ve para yerine geçen bono, senet vb. geçerli olma, sürümde bulunma, sürüm, geçerlik
  3. Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolanım, sirkülasyon, para dolaşımı
  4. Kan dolaşımı

AYRIŞIM

  1. [isim] Ayrışma işi

HIŞIMLI

  1. [sıfat] Öfkeli, kızgın, sinirli
    • "Kadınsa bulaşıkları kurulamaya çalışır. Bir tabak düşürünce de hışımlı bakışlara muhatap olur." (Haldun Taner)

ŞIMARIŞ

  1. [isim] Şımarma işi veya biçimi

UZLAŞIM

  1. [isim] Uzlaşma

TAŞIMAK

  1. [-i] Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
    • "Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Üstünde bulundurmak
    • "Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek
    • "Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur." (Salâh Birsel)
  4. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak
  5. [nsz] Giymek
    • "Devlet üniforması taşıyordu." (Haldun Taner)
  6. Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak
  7. Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek
  8. [nsz] Duymak, hissetmek
    • "İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar." (Tarık Dursun K)

UYLAŞIM

  1. [isim] Saymaca bir şey benimsemek için yapılan anlaşma

BAKIŞIM

  1. [isim] İki veya daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu, simetri
  2. Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur, simetri

SAVAŞIM

  1. [isim] Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele
    • "Bir polemikçi, bir savaşım insanı değildi." (Haldun Taner)
    • "Sen ancak iyi savlar için savaşım vermekte rahat ederdin." (Haldun Taner)

TAŞIMSI

  1. [sıfat] Taşsı

ÇALIŞIM

  1. [isim] İdman

KARIŞIM

  1. [isim] Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey
  2. İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut

ŞIMARIK

  1. Şımarmış, şımartılmış (kimse)
    • "Bizim dayı kızları çok şımarıktır." (Halide Edip Adıvar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü