İçinde şıl olan 10 harfli 42 kelime var. İçerisinde ŞIL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şıl olan kelimeler listesine ya da Sonu şıl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARŞILAŞMA
-
-
[isim]
Karşılaşmak işi
-
İki sporcu veya iki takım arasında, karşılıklı olarak kazanmak amacıyla yapılan yarışma, maç
-
[isim]
Karşılaşmak işi
- SATAŞILMAK
-
-
[-e]
Sataşma işine konu olmak
-
[-e]
Sataşma işine konu olmak
- FIŞILDAMAK
-
-
[nsz]
Fışır fışır ses çıkarmak
-
[nsz]
Fışır fışır ses çıkarmak
- YÜZBAŞILIK
-
-
[isim]
Yüzbaşının rütbesi veya yüzbaşının görevi
-
[isim]
Yüzbaşının rütbesi veya yüzbaşının görevi
- KALKIŞILMA
-
-
[isim]
Kalkışılmak durumu
-
[isim]
Kalkışılmak durumu
- HAŞILLAMAK
-
-
[-i]
Dokumayı unlu veya çirişli sıvıya batırmak
-
[-i]
Dokumayı unlu veya çirişli sıvıya batırmak
- KARŞILAYIŞ
-
-
[isim]
Karşılama işi veya biçimi
-
[isim]
Karşılama işi veya biçimi
- KARŞILANIŞ
-
-
[isim]
Karşılanma işi veya biçimi
-
[isim]
Karşılanma işi veya biçimi
- ANLAŞILMAK
-
-
[nsz]
Anlama işine konu olmak
-
Belli olmak, ortaya çıkmak
- "... çıkarılan haberlerin aslı olmadığı anlaşılmıştı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[nsz]
Anlama işine konu olmak
- UĞRAŞILMAK
-
-
[-le]
Uğraşma işi yapılmak
-
[-le]
Uğraşma işi yapılmak
- ANLAŞILMAZ
-
-
[sıfat]
Anlaşılması güç olan, bir anlam verilemeyen, karışık, muğlak
- "Eve gelip de onu görünce anlaşılmaz bir üzüntü içinde kaldı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Anlaşılması güç olan, bir anlam verilemeyen, karışık, muğlak
- MIŞILDAMAK
-
-
[nsz]
Mışıl mışıl ses çıkararak
-
[nsz]
Mışıl mışıl ses çıkararak
- KAÇIŞILMAK
-
-
[nsz]
Kaçışma işine konu olmak
-
[nsz]
Kaçışma işine konu olmak
- BİNBAŞILIK
-
-
[isim]
Binbaşı rütbesi
-
Binbaşının görevi
-
[isim]
Binbaşı rütbesi
- KARŞILAMAK
-
-
[-i]
Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
- "Belgrat, Türkiye Cumhuriyeti başvekilini karşılamaya hazırlamıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek
- "Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi." (Necati Cumalı)
-
Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak
- "Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz." (Burhan Felek)
-
Önlemek, durdurmak
- "Bu ilaç sıtmayı karşılar."
-
Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak
-
[-i]
Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
- PAYLAŞILMA
-
-
[isim]
Paylaşılmak işi
-
[isim]
Paylaşılmak işi
- TAŞILLAŞMA
-
-
[isim]
Taşıllaşmak işi, fosilleşme
-
[isim]
Taşıllaşmak işi, fosilleşme
- YANAŞILMAK
-
-
[-e]
Yanaşma işi yapılmak
-
[-e]
Yanaşma işi yapılmak
- ÇALIŞILMAK
-
-
[nsz]
Çalışma işine konu olmak
-
[nsz]
Çalışma işine konu olmak
- ŞAŞILAŞMAK
-
-
[nsz]
Şaşı duruma gelmek, şaşı olmak
- "... gözleri şaşılaşmış, dili çıkmış, burnuna doğru kıvrılmış, yeni bir gayretle koşuyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Şaşı duruma gelmek, şaşı olmak