İçinde şı olan 7 harfli 133 kelime var. İçerisinde ŞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şı olan kelimeler listesine ya da Sonu şı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BULAŞIK
-
-
[isim]
Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
- "Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür." (Memduh Şevket Esendal)
-
İz, etki, kalıntı
- "Daha balayının bulaşığı geçmedi." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Kirli
- "Bulaşık kap."
-
[sıfat]
Düzensiz, karışık
- "Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Yapışkan, sulu
- "Bulaşık adam."
-
[isim]
Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
- AŞIKLIK
- ...
- TAŞINIM
- ...
- KARIŞIK
-
-
Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş
- "Karışık salata."
-
Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız
-
Saf olmayan
- "Karışık süt."
-
Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan
- "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" (Necati Cumalı)
-
Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık
- "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." (Peyami Safa)
-
Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan
-
Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş
- BAHŞILI
- ...
- BİNBAŞI
-
-
[isim]
Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay
-
[isim]
Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay
- STEYŞIN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
- YARAŞIK
-
-
[isim]
Yaraşma, uyma, uygunluk
-
[isim]
Yaraşma, uyma, uygunluk
- POTBAŞI
- ...
- TAŞINIŞ
-
-
[isim]
Taşınma işi veya biçimi
-
[isim]
Taşınma işi veya biçimi
- ŞIPIDIK
-
-
Ökçesiz ve arkalıksız (terlik veya pabuç)
- "Çağırdığım zaman iç donu ve çorapsız, şıpıdık pabuçla geliyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ökçesiz ve arkalıksız (terlik veya pabuç)
- YAKIŞIK
-
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yakışıklı delikanlı
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- GÖLBAŞI
-
-
[isim]
Göle akan çay
-
[isim]
Göle akan çay
- KAŞINMA
-
-
[isim]
Kaşınmak işi
-
[isim]
Kaşınmak işi
- DOLAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
-
Dolaşarak giden (yol)
- "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
-
Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
- "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
- "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- TAŞILLI
-
-
[sıfat]
İçinde taşıl bulunan, fosilli
-
[sıfat]
İçinde taşıl bulunan, fosilli
- ÇARŞILI
-
-
[isim]
Çarşı esnafı
- "Çarşılı hep onun yazıhanesine toplanır, birbirinin ağzından laf kapmaya çalışırlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Çarşısı olan
-
[isim]
Çarşı esnafı
- KUŞBAŞI
-
-
[sıfat]
Küçük bir kuşun başı büyüklüğünde doğranmış (et vb.)
- "Kuşbaşı et."
-
[sıfat]
Küçük bir kuşun başı büyüklüğünde doğranmış (et vb.)
- UZLAŞIM
-
-
[isim]
Uzlaşma
-
[isim]
Uzlaşma
- AŞINMAK
-
-
[nsz]
Birbirine sürtünerek incelmek
-
Eskimek, yıpranmak
-
Çıkıntıları silinmek, düzleşmek
-
[nsz]
Birbirine sürtünerek incelmek