İçinde şı olan 5 harfli 26 kelime var. İçerisinde ŞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şı olan kelimeler listesine ya da Sonu şı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAŞIK

  1. [isim] Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
    • "Hastalanınca yüzü kaşık kadar kaldı."
    • "Gençler tarhana aşına kaşık salladılar." (Nezihe Araz)
  2. Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta

PIŞIK
...
ŞIRAK

  1. [isim] Bir nesne başka bir nesneye birdenbire, şiddetle çarptığında çıkan hışırtılı, sert ses

AŞIRI

  1. [sıfat] Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın
    • "Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir." (Oktay Rifat)
  2. Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, müfrit, ekstrem
  3. Gereğinden fazla, çok
  4. [zarf] Ötede, ötesinde
    • "İki ev aşırı."
  5. [zarf] Gereğinden fazla olarak, çokça
    • "Çocuk aşırı üzülüyor."

ÇAŞIT

  1. [isim] Ajan
  2. Ara bozmak amacıyla söz taşıyan kimse

BAKŞI
...
TAŞIL

  1. [isim] Fosil

ARŞIN

  1. [isim] Yaklaşık olarak 68 cm'ye eşit olan uzunluk ölçüsü
    • "Bu duvarlar yerden bir arşın kadar yüksek, üstünde güzel bir parmaklığı olan duvarlardı." (Memduh Şevket Esendal)

HIŞIR

  1. [isim] Olmamış meyve
  2. [sıfat] Taşkınlık gösteren, yaramaz (kimse)
    • "Serde toyluk vardı a canım. Sahi ne hışırdım o zaman. İlk gençlik, sersemlik, budalalık çağı." (Haldun Taner)
  3. [sıfat] Aptal, sersem

KARŞI

  1. [isim] Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi
    • "Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "Edirne'nin üç şerefelisi de kandillerden kaftanı ile ona karşı çıkmış." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Acaba böyle bir meraka uymak perilere karşı gelmek midir?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı
    • "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
  3. Ön, kat, huzur
    • "İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. [sıfat] Bulunan yere göre önde, ileride olan
    • "Karşı evin kızları. Karşı mahalle."
  5. [sıfat] Karşıt, zıt, muhalif
    • "Karşı parti. Karşı takım."
  6. [zarf] Yüzünü bir şeye doğru çevirerek
    • "Bahçeye karşı oturmak."
  7. [zarf] Karşılık olarak, mukabil
    • "Bir ölüm haberine karşı ben, içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  8. [zarf] İçin, hakkında
    • "Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı?" (Sait Faik Abasıyanık)
  9. [zarf] -e doğru
    • "Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım." (Sait Faik Abasıyanık)

KIŞIN

  1. [zarf] Kış mevsiminde, kış süresince
    • "Cuma ve pazartesi geceleri, kışın Aksaray'daki evimizde boza partisi verilirdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HIŞIM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Öfke, kızgınlık
    • "Hareketlerinde o eski hışım kaybolmuştu." (Necati Cumalı)

ÇARŞI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri
    • "Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Her gün çarşı pazar dolaşarak ona küçük bir apartman hazırlamaya çalışıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)

YAŞIT

  1. Aynı yaşta olan kimselerden her biri
    • "Sevim, yaşıtlarından boylu, inanılmayacak kadar çevik bir kızdı." (Atilla İlhan)

IŞIMA

  1. [isim] Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
    • "Güneş, gözleri kör eden bir ışımadır; denizi, göğü ve şehri, âdeta incecik gümüşten bir zar kuşatıyor." (Atilla İlhan)
  2. Işınım

AŞILI

  1. [sıfat] Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan (kimse)
    • "Tifoya karşı aşılı kimse."
  2. Kendisine aşı yapılmış (bitki)

KIŞIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kabuk
    • "Büsbütün aç, bir parça ağaç kışrı ve bir kuru portakal kabuğu bile bulamayan insan iskeletlerinin son iniltisini dinliyorduk." (Falih Rıfkı Atay)

HAŞIR
...
ŞINAV
...
ŞIPKA

  1. [isim] Torpidolara karşı ve daha başka işler için gemilerde kullanılan halattan örülmüş ağ

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü