İçinde şma olan 8 harfli 155 kelime var. İçerisinde ŞMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şma olan kelimeler listesine ya da Sonu şma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

MAŞ, ŞAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AŞ, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAZLAŞMA

  1. [isim] Bir maddenin baz durumuna gelmesi

YAPIŞMAK

  1. [nsz] Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak
    • "Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-e] İyice yaklaşmak, sokulup değmek
    • "Geri geri giderek duvara yapıştı."
  3. [-e] Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak
    • "Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı." (Ömer Seyfettin)
  4. [-e] Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak
    • "Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [-e] Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak
    • "Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun, diye kulağıma yapıştı." (Ömer Seyfettin)
  6. Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak

KAÇIŞMAK

  1. [nsz] Hep birden kaçıp çeşitli yönlere dağılmak
    • "Öteki çocuklar çil yavrusu gibi kaçışmış, her biri bir deliğe girmişti." (Osman Cemal Kaygılı)

ANTLAŞMA

  1. [isim] İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, pakt
  2. Bu durumu belirten belge

KOKUŞMAK

  1. [nsz] Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokmak, taaffün etmek
    • "Çöpler kokuşmuş."
  2. Kişi, toplum vb. bozularak özelliğini yitirmek, tefessüh etmek
  3. Koklaşmak
    • "Öpüşürken, kokuşurken çıkageldi kocası..." (Memduh Şevket Esendal)

SAFLAŞMA

  1. [isim] Saflaşmak işi

YIĞIŞMAK

  1. [nsz] Bir araya gelip toplanmak, birikmek

BOĞUŞMAK

  1. [nsz] Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
  2. Mücadele etmek
    • "Kumar, talihle alt alta, üst üste boğuşmaktır." (Mehmet Seyda)
  3. Çabalamak, altından kalkmaya çalışmak, uğraşmak

KOŞUŞMAK

  1. [nsz] Birlikte ve birden koşmak
    • "Çocukluğun verdiği bir neşe ile papatyalardan toplamak üzere her biri bir tarafa koşuştular." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Koşuşturmak

CAMLAŞMA

  1. [isim] Camlaşmak işi

YOZLAŞMA

  1. [isim] Yozlaşmak işi, tereddi, dejenerasyon

SAVUŞMAK

  1. [nsz] Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak
    • "Hemen dükkâna koşuyorum, acele acele bir iki gazete alıp savuşuyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Yemek kotaracağım diye savuşup gitti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek

AĞILAŞMA

  1. [isim] Ağılaşmak durumu

TOKUŞMAK

  1. [nsz] İki şey birbirine çarpmak, çarpışmak
  2. Kafa kafaya vuruşmak

ÇIKIŞMAK

  1. [-e] Bir kimseye hoşa gitmeyen bir davranışından dolayı sert sözler söylemek, azarlamak
    • "Behey mübarek adam, gece yarıları denizin dibinde ne arıyorsun diye soruyor, âdeta karşısına bir suçlu çıkarmışlar gibi çıkışıyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Çene yarıştırmada ben seninle çıkışamam."
  2. [nsz] Yeter olmak, yetmek
    • "Param çıkışmadığı için arkadaşımdan borç aldım."

LOŞLAŞMA

  1. [isim] Loşlaşmak işi

UZLAŞMAK

  1. [nsz] Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak
    • "O vakit politika ile mücerret ilmi birbiriyle gayet kolay uzlaşır şeyler sanıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)

DANIŞMAN

  1. [isim] Bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse, müşavir

YATIŞMAK

  1. [nsz] Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek
    • "Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı." (Refik Halit Karay)
  2. Coşku, sinir, korku vb.nin etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek
    • "Nasılsın yavrum, uyuduktan sonra biraz sinirlerin yatıştı mı?" (Sermet Muhtar Alus)
  3. Ayaklanma, kargaşa sakinleşmek, durulmak
    • "Kargaşa yatıştı."
  4. Yan yana, kucak kucağa yatmak
    • "Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız." (İ. Sağır)

SIĞIŞMAK

  1. [nsz] Ancak sığmak, güçlükle sığmak
    • "Bir başka fotoğrafı ona doğru tuttum; çerçeve içine sığışmak için herkes birbirine yapışmıştı sanki." (Tarık Dursun K)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü