İçinde şla olan 8 harfli 36 kelime var. İçerisinde ŞLA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şla olan kelimeler listesine ya da Sonu şla ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AŞ, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAŞLANIŞ
- ...
- BAŞLANIŞ
- ...
- DIŞLANMA
-
-
[isim]
Dışlanmak işi veya durumu
-
[isim]
Dışlanmak işi veya durumu
- BAŞLANMA
-
-
[isim]
Başlanmak işi
-
[isim]
Başlanmak işi
- LOŞLAŞMA
-
-
[isim]
Loşlaşmak işi
-
[isim]
Loşlaşmak işi
- HOŞLAŞMA
-
-
[isim]
Hoşlaşmak durumu
-
[isim]
Hoşlaşmak durumu
- BAŞLAMAK
-
-
[-e]
Bir işe girişmek, harekete geçmek
- "Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı." (Haldun Taner)
- "Gene başlama!"
-
[nsz]
Çalışır, işler, yürür duruma girmek
- "Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak
- "Şiirimiz milletimizin Anadolu'daki teşekkülü ile başlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Görünmek
- "Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Etkisini göstermek
- "Kış başlarken yapraklar döküldü." (Cahit Uçuk)
-
Hoş olmayan bir davranışa koyulmak
- "Etraftaki çocuklar gene arsızlanmaya başladılar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Bir işe girişmek, harekete geçmek
- HAŞLAMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- "Sebze haşlamak."
-
[-i]
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
-
Suda kaynatarak pişirmek
- "Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
- "Kaynar su ayağımı haşladı."
-
[-i]
Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
-
[-i]
Dalamak
- "Böcek çocuğun bacağını haşlamış."
-
[-i]
Sızı vermek, acı vermek
- "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
-
Sertçe paylamak, azarlamak
- "Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- KIŞLAMAK
-
-
[nsz]
Kış olmak
- "Bu yıl erken kışladı."
-
Kışı bir yerde geçirmek
- "Armudu taşlayalım / Dibinde kışlayalım." (Halk türküsü)
-
[nsz]
Kış olmak
- DIŞLANIŞ
-
-
[isim]
Dışlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Dışlanma işi veya biçimi
- HOŞLANIŞ
-
-
[isim]
Hoşlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Hoşlanma işi veya biçimi
- DIŞLAMAK
-
-
[-i]
Bir kimse veya bir toplum, bir kimse, bir durum, bir düşünce vb.ni yok saymak, ilgilenmemek
- "Durumu düzelmişti, yavaş yavaş kendisini dışlayan topluluğun bireyleri kapılarını açıyordu." (Muzaffer Uyguner)
-
[-i]
Bir kimse veya bir toplum, bir kimse, bir durum, bir düşünce vb.ni yok saymak, ilgilenmemek
- BAŞLAYIŞ
-
-
[isim]
Başlama işi veya biçimi
-
[isim]
Başlama işi veya biçimi
- TAŞLATMA
-
-
[isim]
Taşlatmak işi
-
[isim]
Taşlatmak işi
- BOŞLATMA
- ...
- KIŞLATMA
-
-
[isim]
Kışlatmak işi veya durumu
-
[isim]
Kışlatmak işi veya durumu
- BOŞLAMAK
-
-
[-i]
Bırakmak
-
İlgi göstermemek, ihmal etmek
- "Sanayileşme furyası, tüketim yarışı içinde gözünü ihtiras bürüyen insan doğayı boşladı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bırakmak
- DIŞLAYIŞ
-
-
[isim]
Dışlama işi veya biçimi
-
[isim]
Dışlama işi veya biçimi
- HAŞLATMA
-
-
[isim]
Haşlatmak işi
-
[isim]
Haşlatmak işi
- HAŞLANIŞ
-
-
[isim]
Haşlanma biçimi
-
[isim]
Haşlanma biçimi