İçinde şk olan 6 harfli 30 kelime var. İçerisinde ŞK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şk olan kelimeler listesine ya da Sonu şk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LEŞKER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Asker
    • "Aldı gam leşkeri gönül şehrini." (Dertli)
  2. Ordu

KÖŞKLÜ

  1. [isim] Yangınları haber vermesi için yangın kulelerinde ve başka uygun yerlerde bekletilen gözetleyici

PEŞKİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlu
  2. Yemek yerken kullanılan, el kurulanan, büyük mendil biçiminde pamuk veya keten bez, peçete
    • "Henüz birkaç yudum içtiği şarabın ıslaklığını sapsarı bıyıklarının üstünden peşkiriyle silerek dedi ki:" (Peyami Safa)

BİŞKEK
...
EŞKIYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar
    • "Nice kendi hâlinde insanları, dağ başlarında eşkıya tenkil eder gibi öldürttü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

EBİŞKE
...
PİŞKİN

  1. [sıfat] Gereğince pişmiş
    • "Pişkin ekmek."
  2. Çabuk pişen, pişeğen, pişek
    • "Pişkin nohut."
  3. Saygısızca davranarak işini yürüten
    • "Hiç istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Girgin
    • "Vasıf'ı hem arkadaş canlısı bir insan hem de gayet pişkin bir politikacı olarak tanıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun
    • "Onların çoğu şimdi, yaşını başını almış, akıllı uslu, pişkin adamlardır." (Reşat Nuri Güntekin)

BAŞKAN

  1. [isim] Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse, reis
    • "Ailede başkan odur, kararları o alır." (Haldun Taner)
  2. Bazı ülkelerde devletin ve hükûmetin başı

ŞAŞKIN

  1. [sıfat] Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş
    • "Bir mektupla kadınlarınız sizi şaşkına çeviriyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bunlar da Mustafa Kemal'i ifratlı hareketlere, yanlış yollara sevk etmek töhmeti altında bunalmış, şaşkına dönmüş idiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Akılsız, sersem, budala

COŞKUN

  1. [sıfat] Coşmuş olan
    • "Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim." (Tevfik Fikret)

İLİŞKİ

  1. [isim] İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas
    • "Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bağlantı, temas
    • "Kar yağınca köylerle ilişki kesildi."

KEŞKÜL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gezici bazı dervişlerin ve dilencilerin ellerinde tuttukları, Hindistan cevizi kabuğundan, metalden veya abanozdan yapılmış dilenci çanağı
  2. Üstüne, dövülmüş fıstık ve Hindistan cevizi dökülen bir çeşit süt tatlısı, keşkülüfukara

MEŞKUK
...
KAŞKOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boyun atkısı, atkı
    • "Bir tanesi çenesine yün bir kaşkol bağlamış." (Sait Faik Abasıyanık)

DÜŞKÜN

  1. [sıfat] Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
    • "Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır." (Halide Edip Adıvar)
    • "Şiire milletçe düşkün oluşumuzun sebeplerini araştırırken kafiye merakımıza takıldım." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Sigara düşkünü."
  2. Geçim sıkıntısına düşmüş
    • "Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu." (Refik Halit Karay)
  3. Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
    • "Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  4. Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
  5. Değer ve onurunu yitirmiş
    • "Düşkün kadın."

KÖŞKER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yemenici, ayakkabı tamircisi
    • "Zaten azıcık güzel olsaydım, topal bir köşkere varmazdım." (Ayla Kutlu)

ŞİŞKİN

  1. [sıfat] Şişmiş, şişirilmiş
    • "Ayağa kalktı, arka ayaklarını geriye itip şişkin adaleleri çekerek ... gerdi." (Peyami Safa)
  2. Kabarık, şiş

AŞKSIZ
...
MEŞKUR
...
TEŞKİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Oluşturma, ortaya çıkarma, meydana getirme
    • "Daha düne kadar teşkiline o kadar şiddetle karşı koyduğu bir teşebbüse şimdi neden kendisini önayak etmek istiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Tel, yirminci asır makine hâkimiyetinin esasını teşkil eder." (Refik Halit Karay)
  2. Oluşum
  3. Örgütleme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü