İçinde şi olan 5 harfli 54 kelime var. İçerisinde Şİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şi olan kelimeler listesine ya da Sonu şi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
İ Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞİŞKO
-
-
[sıfat]
Şişman
- "Şişko bir kadın."
-
Toplu, dolgun
- "Şişko yanaklı, sarkık gerdanlı, otuz beşlik bir adamdı bu." (Reşat Enis)
-
[sıfat]
Şişman
- CUŞİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Coşkunluk
- "Yürüdükçe gönlündeki cuşiş artıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Coşkunluk
- ŞİMDİ
-
-
[zarf]
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
- "Şimdi daha bahtiyar bir haberi sevgili bir sesten bizzat duymaya imkân buluyoruz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Duruşunda, bakışlarında şimdiye kadar hiç alışık olmadığımız bir acayip mehabet.." (Haldun Taner)
-
Az sonra, yakında
- "Annen şimdi gelir, ağlama sus!"
-
Az önce, biraz önce, demin
- "Otobüs şimdi geçti, öbürü ne zaman gelir bilmem."
-
Artık, bundan böyle, bu duruma göre
- "Sizden kaçan hayvanı da şimdi kim bilir hangi semtte satacaklar?" (Burhan Felek)
-
[zarf]
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
- ŞİLİN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Avusturya para birimi
-
İngiliz sömürgelerinde ve başka bazı ülkelerde para birimi
-
İngiliz lirasının yirmide biri olan para
-
[isim]
Avusturya para birimi
- ŞİFON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İpek iplikle dokunmuş ince, şeffaf kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
-
[isim]
İpek iplikle dokunmuş ince, şeffaf kumaş
- MEŞİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İşlenmiş koyun derisi
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış olan
- "Yağız atlar kişnedi / Meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
İşlenmiş koyun derisi
- ÇEŞİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
- "Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
-
Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik
-
[sıfat]
Türlü
- "Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
- NAŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayımcı
-
[sıfat]
Yayan, saçan
-
[isim]
Yayımcı
- ARŞİV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belgelik
-
[isim]
Belgelik
- PEŞİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce veya teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı
-
Çalışmadan verilen (ücret, aylık)
- "O peşin parayla çalışıyor."
-
[zarf]
Daha önce, önceden
- "Sana peşin haber vereyim ki onlar kızlarının başkası ile âşıktaşlık yapmasını istemezler." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce veya teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı
- HAŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplanma, bir araya gelme
-
Kıyamet gününde ölülerin diriltilip mahşere çıkarılması
- "Haşre kadar beklesen bu iş olmaz."
-
[isim]
Toplanma, bir araya gelme
- HAŞİV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doldurma
-
Yazıyı veya konuşmayı gereksiz ayrıntılarla uzatma
-
[isim]
Doldurma
- AŞİNA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bildik, tanıdık
- "Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu." (Tarık Buğra)
-
Bilinen
-
[sıfat]
Bildik, tanıdık
- KEŞİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma
- "Meselenin künhü bir türlü keşif ve halledilemiyor." (Refik Halit Karay)
-
Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması
- "Amerika'nın keşfi."
-
Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme
-
Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin
-
Bir olay veya durumun oluş nedenlerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma
- "Bu davaların dağ tepe keşiflerine koşar, kararlarını kaleme alır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma
- ŞİNTO
- ...
- NEŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayma, dağıtma, saçma
-
Yayım
-
[isim]
Yayma, dağıtma, saçma
- ŞİLEM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun
-
[isim]
Briçte bir ekibin, en çok bir el vererek yaptığı oyun
- HAŞİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hint kenevirinden çıkarılan esrar
-
Kuru ot
-
[isim]
Hint kenevirinden çıkarılan esrar
- ŞİFRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü
- "İstanbul mümessilliği şifresiyle Mustafa Kemal Paşa'ya bekledikleri malumatı iletmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam
-
[isim]
Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü
- ŞİLTE
-
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- "Anasının evinde de bir yer yatağında, bir tek şilte üzerinde yatardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek