İçinde şi olan 5 harfli 54 kelime var. İçerisinde Şİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şi olan kelimeler listesine ya da Sonu şi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
İ Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞİKAR
- ...
- PEŞİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce veya teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı
-
Çalışmadan verilen (ücret, aylık)
- "O peşin parayla çalışıyor."
-
[zarf]
Daha önce, önceden
- "Sana peşin haber vereyim ki onlar kızlarının başkası ile âşıktaşlık yapmasını istemezler." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce veya teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı
- ŞİRAN
- ...
- YEŞİL
-
-
[isim]
Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk
- "Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil / Tarla sarı olsun / Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Önümüzde yeşil yamaçlar görününce biraz keyiflendik." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı
- "Yeşilfasulye."
-
[sıfat]
Olmamış, ham (meyve)
- "Yeşil kayısı."
-
[isim]
Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk
- ŞİLTE
-
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- "Anasının evinde de bir yer yatağında, bir tek şilte üzerinde yatardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek
- PİŞİK
-
-
[isim]
Apış yeri, koltuk altı gibi tenin birbirine sürtünen yerlerinde ter, idrar veya dışkının yakmasıyla oluşan kızartı
-
[isim]
Apış yeri, koltuk altı gibi tenin birbirine sürtünen yerlerinde ter, idrar veya dışkının yakmasıyla oluşan kızartı
- ŞİŞLİ
- ...
- KAŞİF
- ...
- BEŞİK
-
-
[isim]
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
- "Ayaklarının ucuna basarak beşiğin yanına geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü
-
Bir şeyin doğup geliştiği yer
- "Sırbistan'ın beşiği ve kaynağı burasıdır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma
-
[isim]
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola
- ŞİMDİ
-
-
[zarf]
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
- "Şimdi daha bahtiyar bir haberi sevgili bir sesten bizzat duymaya imkân buluyoruz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Duruşunda, bakışlarında şimdiye kadar hiç alışık olmadığımız bir acayip mehabet.." (Haldun Taner)
-
Az sonra, yakında
- "Annen şimdi gelir, ağlama sus!"
-
Az önce, biraz önce, demin
- "Otobüs şimdi geçti, öbürü ne zaman gelir bilmem."
-
Artık, bundan böyle, bu duruma göre
- "Sizden kaçan hayvanı da şimdi kim bilir hangi semtte satacaklar?" (Burhan Felek)
-
[zarf]
Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda
- ŞİFRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü
- "İstanbul mümessilliği şifresiyle Mustafa Kemal Paşa'ya bekledikleri malumatı iletmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam
-
[isim]
Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü
- KEŞİK
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Sıra, nöbet
-
[isim]
Sıra, nöbet
- ŞİŞİK
-
-
[sıfat]
Kabarık, şiş
-
[sıfat]
Kabarık, şiş
- MÜŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mareşal
- "Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Mareşal
- ÇEŞİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
- "Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
-
Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik
-
[sıfat]
Türlü
- "Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
- CUŞİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Coşkunluk
- "Yürüdükçe gönlündeki cuşiş artıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Coşkunluk
- BEŞİZ
-
-
[sıfat]
Beşi bir arada doğan (çocuk)
-
[sıfat]
Beşi bir arada doğan (çocuk)
- NEŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayma, dağıtma, saçma
-
Yayım
-
[isim]
Yayma, dağıtma, saçma
- NAKŞİ
- ...
- KOŞİN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağır, hareketsiz, bol ve kabarık tüylü bir tavuk ırkı
-
[isim]
Ağır, hareketsiz, bol ve kabarık tüylü bir tavuk ırkı