İçinde şi olan 4 harfli 25 kelime var. İçerisinde Şİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şi olan kelimeler listesine ya da Sonu şi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

İ Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İŞ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KİŞİ

  1. [isim] İnsan, kimse, şahıs
    • "Dilenciler de sayıda olduğu hâlde, yirmi otuz kişi kadardık." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs
    • "Ben (tekil kişi), sen (tekil kişi), o (tekil kişi); biz (çoğul kişi.) siz (çoğul kişi), onlar (çoğul kişi)."
  3. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse
  4. Eş, koca
  5. Erkek

RAŞİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Rüşvet veren kimse
    • "Rüşvet yiyene mürteşi, rüşvet verene de raşi denir." (Burhan Felek)

AŞİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri

ŞİFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma, onma
    • "Hastalara türlü maceralarla şifa vermesini ben bilirim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Aksırık öksürük derken kızcağız şifayı kapmış." (Atilla İlhan)

ŞİŞE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap
    • "Önünde yarım kiloluk bir şarap şişesi yarı yarıya boştu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Bu kabın aldığı miktarda olan
    • "Olsa da bu zavallıya hiç olmazsa bir şişe kan verilse!" (Memduh Şevket Esendal)
  3. Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu

ŞİİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım
    • "Halk şiirinden, divan şiirinden değil, şiir mefhumundan, sadece şiirden bahsedeceğim." (Nurullah ataç)
    • "Onun bir parçası olan insan da tazelenir bu mevsimde, ozanların şiir düzmeleri bu yüzdendir işte." (Melih Cevdet Anday)
  2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey
    • "Burada herkes kendi gönlünden olduğu kadar bu tabiatın içinden gelen bir şiiri dinler." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ŞİLE

  1. [isim] Mercanköşk

ŞİTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kış

EŞİT

  1. [sıfat] Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
    • "Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler." (Salâh Birsel)
  2. Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
    • "Herkes ... kanun önünde eşittir." (Anayasa)

ŞİAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi
    • "Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü: Zorlara dağlar dayanmaz!" (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Hoyratlığı ve zevksizliği şiar edinen bir halkçılık gerçek halkçılık olamaz." (Haldun Taner)
  2. Ülkü, düstur

NAŞİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Ötürü
    • "Hastalığından naşi gelemedi."

DİŞİ

  1. Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey)
  2. Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki)
    • "Dişi kedi."
  3. [isim] Kadın
  4. Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan
    • "Dişi klişe. Dişi kalıp."
  5. Yumuşak, kolay işlenen (maden)
  6. Şuh, işveli, çekici

ŞİVE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Söyleyiş özelliği
    • "Bunu Arapça değil, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söyledi." (Refik Halit Karay)
  2. Ağız
  3. Naz, eda

EKŞİ

  1. [sıfat] Sirke veya limon tadında olan
  2. [isim] Bu tadı veren şey
    • "Bu yemeğin ekşisi fazla kaçmış."
  3. Uygunsuz, yakışıksız
    • "Bu ekşi sözler, bu dik bakışlar, tabii hiç hoşlarına gitmedi." (Haldun Taner)

ŞİKE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma
  2. Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma
    • "Bu işte şike var."

ŞİLT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Üzerine genellikle bir kurum veya kuruluşun adı, işareti kazılmış olan ve armağan olarak bir kimse veya takıma verilen levha, ergilik
    • "Kara Kuvvetleri şildi."

EŞİK

  1. [isim] Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
    • "Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti." (Tarık Buğra)
    • "Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  2. Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer
    • "Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  3. Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını
    • "Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde."
  4. Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar
  5. Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü
  6. Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta

ŞİST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı
  2. Kömürle karışık bütün moloz maddelerinin bilimsel adı
  3. Kil taşı

BİŞİ

  1. [isim] Çörek, tatlı bir ekmek türü

PİŞİ

  1. [isim] Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek
    • "Şebit ekmekleri ve pişiler som altın gibi değerli; sarılmış düzülmüş, yol azığı diye ayrılmıştı." (Nezihe Araz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü