İçinde şama olan 7 harfli 8 kelime var. İçerisinde ŞAMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şama olan kelimeler listesine ya da Sonu şama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A M Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

AŞMA, MAAŞ, MAŞA, ŞAMA

3 Harfli Kelimeler

AMA, MAŞ, ŞAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AŞ, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAŞAMAK

  1. [nsz] Canlılığını, hayatını sürdürmek
    • "Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir." (Atilla İlhan)
  2. Sağ olmak
    • "Deden yaşıyor mu?"
  3. Varlığını sürdürmek
    • "Balıklar suda yaşar."
  4. Oturmak, eğleşmek
    • "Köyde yaşamak. Şehirde yaşamak."
  5. Geçinmek
    • "Bu kazançla yaşamak kolay değil."
  6. Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak
    • "Bekâr yaşamak. Tek başına yaşamak."
  7. Görüp geçirmek, başından geçmek
    • "Balkan Savaşı'nın bütün acılarını yaşamış bir ailenin kızıydı." (Necati Cumalı)
  8. Sürmek, devam etmek
    • "Onun anısı hep yaşayacak."
  9. Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek
    • "Tek başına manevra yapan bir lokomotif rahatlığı ile hayatını yaşıyor." (Haldun Taner)
  10. Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak
    • "Bu iş olursa yaşadık."
  11. Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek
    • "Sen genç gibi yaşar, ihtiyar gibi ölürsün." (Ömer Seyfettin)

KAĞŞAMA

  1. [isim] Kağşamak işi

KAYŞAMA

  1. [isim] Kayşamak işi

YANŞAMA

  1. [isim] Yanşamak işi

ŞAMANLI
...
BOŞAMAK

  1. [-i] Kanunlara göre iki eş, aile ilişkisini kesmek
    • "Kaptan Bey bu yaştan sonra kırkyıllık karısını boşayıp genç bir kadın aldı." (Haldun Taner)

OKŞAMAK

  1. [-i] Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak
    • "Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor." (Haldun Taner)
  2. [nsz] Hafifçe dövmek
    • "Bir gün hani bir huysuzluk ettiği zaman, al eline, biraz okşayıver." (Burhan Felek)
  3. Bir kimseyi hoşnut etmek
    • "Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı." (Çetin Altan)
  4. Benzemek, andırmak, hatırlatmak
    • "Bu iki sarı birbirini okşuyor."

AŞAMALI

  1. [sıfat] Aşaması olan, kademeli

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü