İçinde şa olan 6 harfli 88 kelime var. İçerisinde ŞA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şa olan kelimeler listesine ya da Sonu şa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEMŞAT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Basketbolda rakibe yüklenip aniden geri çekilerek ve dönerken zıplayarak atılan şut
-
[isim]
Basketbolda rakibe yüklenip aniden geri çekilerek ve dönerken zıplayarak atılan şut
- HUKŞAT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Çengel atış
-
[isim]
Çengel atış
- ŞALLAK
-
-
[sıfat]
Çıplak
-
Giyimine özen göstermeyen kimse
-
[sıfat]
Çıplak
- ŞAKIMA
-
-
[isim]
Şakımak işi
-
[isim]
Şakımak işi
- ŞANSLI
-
-
[sıfat]
Talihi olan, talihli
- "Şanslı günlerinin dışında onu yenene pek rastlanmamıştır." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Talihi olan, talihli
- ŞAŞMAZ
-
-
[sıfat]
Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan
- "O, gerçekte ne anlatıyorsa o anlattıklarının şaşmaz bir gözlemcisi." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan
- ŞALUPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Küçük bir gemi gibi kullanılabilen büyük sandal
-
[isim]
Küçük bir gemi gibi kullanılabilen büyük sandal
- APIŞAK
-
-
[sıfat]
Bacaklarını açarak yürüyen, ayrık bacaklı
-
[sıfat]
Bacaklarını açarak yürüyen, ayrık bacaklı
- ŞANTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutma
- "Bu, bana bir blöften ziyade şantaj gibi görünüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutma
- ŞANTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek şarkıcı
-
[isim]
Erkek şarkıcı
- ŞARABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kırmızı şarap rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Kırmızı şarap rengi
- ŞALAKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şal taklidi kumaş
-
[isim]
Şal taklidi kumaş
- İŞARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im
- "Noktalama işaretleri."
- "Annem eliyle, yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama hiç ses çıkarmadılar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Başı ile evet işareti verdi." (Aka Gündüz)
- "Bu baş sallayışını bir tasdik işareti sayıp konuşmaya devam etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirti, gösterge, alamet
- "Ben, yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim." (Atatürk)
-
El, yüz hareketleriyle gösterme
- "Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im
- ŞAHTUR
-
-
[isim]
İnce donanma gemilerinden biri
-
[isim]
İnce donanma gemilerinden biri
- ŞANSON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kıta adı verilen ve şarkı gibi söylenen mısra dizisi
-
Şarkı
-
Melodi
-
[isim]
Kıta adı verilen ve şarkı gibi söylenen mısra dizisi
- ŞALGAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turpgillerden, yumru köklü bir bitki (Brassica rapa)
-
Bu bitkinin insan ve hayvanlar için besin olarak kullanılan etli ve tatlı kökü
- "Şalgam suyu."
-
[isim]
Turpgillerden, yumru köklü bir bitki (Brassica rapa)
- HAŞARI
-
-
[sıfat]
Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)
- "Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Huysuz, azgın (hayvan)
-
[sıfat]
Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)
- ŞAHSEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi (kendim, kendin ...), bizzat
- "İngiltere sefiri, kendi devletinin prensibini burada şahsen de takip ediyor." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Tanışmadan, dış görünüşü ile, uzaktan
- "Onu şahsen tanırım, ahbaplığımız yoktur."
-
[zarf]
Kendi (kendim, kendin ...), bizzat
- ŞAKACI
-
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- "Gazi, teessürünü şakacı bir tonla örterek sözümü kesti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- ŞAHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli
- "Kadın biraz geçkin ama güzelliği şahane!" (Refik Halit Karay)
-
Hükümdarla ilgili, hükümdara özgü olan
-
Hükümdara yakışacak durumda olan
-
[sıfat]
Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli