İçinde ş olan 5 harfli 545 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUŞON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şişeyi kapatmaya yarayan tapa

GÜNEŞ

  1. [isim] Işık ve ısı veren büyük gök cismi
    • "Akşam iyice yaklaşmış, güneş batmaya yüz tutmuştu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor." (Haldun Taner)
  2. Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı
    • "Güneş girmeyen eve doktor girer."

MEŞRU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yasal
    • "Meşru, gayrimeşru, ölümlü, ölümsüz, çocuklarının sayısını bilen yok." (Haldun Taner)

TAŞÇI

  1. [isim] Taş yontan, satan veya taş ocağından taş çıkaran kimse

ÇEMİŞ

  1. [sıfat] Sıska, zayıf (kimse)
  2. Görgüsüz, kaba (kimse)

MAŞUK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sevilen, âşık olunan (erkek)
    • "Biz sevdik, âşık olduk, sevildik, maşuk olduk." (Yunus Emre)

BIKIŞ

  1. [isim] Bıkma işi veya biçimi

DÖŞEM

  1. [isim] Tesisat, donanım
    • "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."

İŞMAR

  1. [isim] El, göz veya baş ile yapılan işaret
    • "Yanındaki başka tarafa baktı, işmar geçti diye haraza da hazır." (Sermet Muhtar Alus)

KAYŞA

  1. [isim] Toprak kayması

ŞUARA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şairler

AŞURE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buğday, nohut vb. tanelerle kuru yemişlerin bir arada şekerle kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı

GEVİŞ

  1. [isim] Bazı hayvanların yutmuş olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi
    • "Bir kuzu yere çömelmiş, geviş getiriyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

AŞEVİ

  1. [isim] Lokanta
  2. Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane
  3. Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer
  4. Tekkelerde yemek pişirilen yer

BAŞKA

  1. [sıfat] Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
    • "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim." (Haldun Taner)
  2. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
    • "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor." (Halide Edip Adıvar)
  3. [edat] "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılan bir söz

KÜŞNE

  1. [isim] Karaburçak

EŞLEM

  1. [isim] Kopya

AKBAŞ

  1. [isim] Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)

BAŞAK

  1. [isim] Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
    • "Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün

BAŞTA

  1. [zarf] İlk olarak
    • "Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "İpekçilikte Bursa başta gelir."
  2. Özellikle

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü