İçinde ş olan 5 harfli 545 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BUŞON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şişeyi kapatmaya yarayan tapa
-
[isim]
Şişeyi kapatmaya yarayan tapa
- GÜNEŞ
-
-
[isim]
Işık ve ısı veren büyük gök cismi
- "Akşam iyice yaklaşmış, güneş batmaya yüz tutmuştu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor." (Haldun Taner)
-
Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı
- "Güneş girmeyen eve doktor girer."
-
[isim]
Işık ve ısı veren büyük gök cismi
- MEŞRU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yasal
- "Meşru, gayrimeşru, ölümlü, ölümsüz, çocuklarının sayısını bilen yok." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yasal
- TAŞÇI
-
-
[isim]
Taş yontan, satan veya taş ocağından taş çıkaran kimse
-
[isim]
Taş yontan, satan veya taş ocağından taş çıkaran kimse
- ÇEMİŞ
-
-
[sıfat]
Sıska, zayıf (kimse)
-
Görgüsüz, kaba (kimse)
-
[sıfat]
Sıska, zayıf (kimse)
- MAŞUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sevilen, âşık olunan (erkek)
- "Biz sevdik, âşık olduk, sevildik, maşuk olduk." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Sevilen, âşık olunan (erkek)
- BIKIŞ
-
-
[isim]
Bıkma işi veya biçimi
-
[isim]
Bıkma işi veya biçimi
- DÖŞEM
-
-
[isim]
Tesisat, donanım
- "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."
-
[isim]
Tesisat, donanım
- İŞMAR
-
-
[isim]
El, göz veya baş ile yapılan işaret
- "Yanındaki başka tarafa baktı, işmar geçti diye haraza da hazır." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
El, göz veya baş ile yapılan işaret
- KAYŞA
-
-
[isim]
Toprak kayması
-
[isim]
Toprak kayması
- ŞUARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şairler
-
[isim]
Şairler
- AŞURE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buğday, nohut vb. tanelerle kuru yemişlerin bir arada şekerle kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı
-
[isim]
Buğday, nohut vb. tanelerle kuru yemişlerin bir arada şekerle kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı
- GEVİŞ
-
-
[isim]
Bazı hayvanların yutmuş olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi
- "Bir kuzu yere çömelmiş, geviş getiriyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bazı hayvanların yutmuş olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi
- AŞEVİ
-
-
[isim]
Lokanta
-
Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane
-
Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer
-
Tekkelerde yemek pişirilen yer
-
[isim]
Lokanta
- BAŞKA
-
-
[sıfat]
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
- "Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim." (Haldun Taner)
-
Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
- "Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[edat]
"Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılan bir söz
-
[sıfat]
Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
- KÜŞNE
-
-
[isim]
Karaburçak
-
[isim]
Karaburçak
- EŞLEM
-
-
[isim]
Kopya
-
[isim]
Kopya
- AKBAŞ
-
-
[isim]
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)
-
[isim]
Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)
- BAŞAK
-
-
[isim]
Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
- "Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün
-
[isim]
Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
- BAŞTA
-
-
[zarf]
İlk olarak
- "Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "İpekçilikte Bursa başta gelir."
-
Özellikle
-
[zarf]
İlk olarak