İçinde ş olan 4 harfli 168 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BROŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kadınların takındıkları süs iğnesi

ÖŞÜR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ondalık

ŞARK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğu

APAŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hayta
    • "Paris'te bir tramvayın apaşlar tarafından durdurulup soyulması." (Abdülhak Şinasi Hisar)

UÇUŞ

  1. [isim] Uçma işi veya biçimi
    • "Koca mermi bölüğün siperine doğru istikamet aldı, havadan onun uçuşunu takip eden gözler iri dairelerle açılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)

İBİŞ

  1. [isim] Orta oyununda çoğu kez aptal uşak rolünü oynayan komedyen
  2. Şapşal

IŞIN

  1. [isim] Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
  2. Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri
  3. Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri

ŞORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Genellikle bazı sporları yaparken giyilen, paçaları dizlerin yukarısında başlayan kısa pantolon
    • "Göğsü açık ayağında da şortu var." (Memduh Şevket Esendal)

İÇİŞ

  1. [isim] İçme işi veya biçimi, içim

ÖVÜŞ

  1. [isim] Övme işi veya biçimi

FİŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı

ŞANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğaüstü güç, kut, baht, talih, felek
    • "Bir hafta içinde kayıplar ve kazanmalarla şansım değişti." (Refik Halit Karay)
    • "Şansı yaver gittiği takdirde orta boylu, uzun saçlı esmerine kavuşabilecekti." (Ayşe Kulin)

KOŞU

  1. [isim] Koşarak yapılan yarış
    • "Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. At yarışı
    • "Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş." (Necati Cumalı)

AŞIT

  1. [isim] Siper, kuytu yer
  2. Aşılacak yer
  3. Dağ geçidi

BREŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Doğal çimento ile lavlı, kavkılı, kabuklu, kemikli kırıntıların kaynaşmasıyla oluşmuş kütle
  2. Bir tür yapay mermer

İNŞA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapı kurma, yapı yapma, kurma
    • "Köprü inşası."
  2. Düz yazı veya şiir kaleme alma, yazıya dökme
  3. Düz yazı

NAAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölen insanın vücudu, ceset
    • "Annemin naaşı teneşir üzerinde beyaz bir kefenle örtülüydü." (Yahya Kemal Beyatlı)

UMUŞ
...
ATEŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
    • "Uygarlık ateşten doğmuştur."
    • "Yüzüm nasıl bir hâl aldı bilmiyorum fakat ateş gibi kesildiğini iyi biliyorum." (Tarık Buğra)
    • "Alnı, yanakları ateş gibi yandığı hâlde vücudu tir tir titriyor, dişleri birbirine çarpıyordu." (Haldun Taner)
    • "Parça parça morarmış yüzüyle ateş püskürüyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Tutuşmuş olan cisim
  3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç
    • "Yemeği ateşten indirdim."
    • "Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Patlayıcı silahların atılması
    • "Top ateşi geceye kadar sürdü."
  5. Vücut ısısı
    • "Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Öfke, hırs, hınç
    • "Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı." (Tarık Buğra)
  7. Coşkunluk
    • "Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu." (Halide Edip Adıvar)
  8. Tehlike, felaket
    • "Kendinizi ateşe atıyorsunuz."
  9. Büyük üzüntü, acı
    • "İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu ..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MARŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası
    • "Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur." (Salâh Birsel)
  2. Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası
    • "Millî marş İstiklal Marşı'dır." (Anayasa)
  3. Otomobil, kamyon vb. motorlu araçlarda motoru işletme düzeni
    • "Marş anahtarı."
  4. [ünlem] Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü