İçinde ş olan 2 harfli 5 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞE
-
-
Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
- İŞ
-
-
[isim]
Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
- "İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." (Sait Faik Abasıyanık)
- "İş alacağım diye, kafasını ve meslek görüşünü de, satmamış bir kişilik." (Aydın Boysan)
- "En zekileri, en iş bilenleri olan Osman her şeyi anladı." (Refik Halit Karay)
- "Öbürleri şüpheleniyorlar, bir iş çevirdi ama nasıl anlasak diye düşünüyorlardı." (Refik Halit Karay)
-
Bir değer yaratan emek
- "Bu senin yaptığın iş değil."
-
Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
- "Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim." (Ömer Seyfettin)
- "Üstelik sen de buraya girmeye kalkışırsan işimiz var."
- "O, ne emrederse ben razıyım, deyip kurnazlıkla işin içinden sıyrıldım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü
- "İşler durgun."
-
Kamu yararına yapılan işler
- "Güvenlik işleri."
-
Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma
- "Bu evin işi çok."
-
Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
- "Sonunda bir iş buldum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İş yeri
- "Kalk yavrum, işe geç kalacaksın." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ticari anlaşma, alışveriş
-
Herhangi bir maksatla kurulan düzen
- "İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılan bir söz
- "O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez."
-
Yapılan şey, davranış
- "Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım."
-
Nakış, örgü gibi elde yapılan şey
- "Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü." (Memduh Şevket Esendal)
-
Emek, işçilik, ustalık
- "Bu örtü, işi ağır bir örtüdür."
-
İşlem
- "İşimi görmediler."
-
Sorun, konu, mesele, maslahat
- "Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Gizli neden veya maksat
- "Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti." (Refik Halit Karay)
-
Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış
- "Bu, bir zevk işidir."
-
Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç
- "Erg, jul, kilogrammetre, vat saat, kilovat saat iş ve enerji birimleridir."
-
[isim]
Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
- AŞ
-
-
[isim]
Yemek
-
[isim]
Yemek
- EŞ
-
-
[isim]
Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
- "Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun." (Ömer Seyfettin)
- "Bir zamanlar Akıntıburnu'nda çalarken, İstanbul'da eşi manendi yokmuş." (Haldun Taner)
-
Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika
- "Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri
- "Güvercin eşini arıyor."
-
İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner
- "Briçte kuvvetli bir eş seçti."
-
Kuma, ortak
-
Arkadaş
-
Etene
-
[isim]
Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
- ŞU
-
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz
- "Masanın üstünde şu mektubu buldu" (Memduh Şevket Esendal)
- "Bir incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerle şunun şurasında ne var ki ağzımızın tadını kaçırıyorsunuz." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zamir]
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz
- "Bunu istemem, şunu isterim."
- "Şu sırada bütün belalar neredeysem gelip beni buluyor" (Atilla İlhan)
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz