İçinde ıştır olan 11 harfli 44 kelime var. İçerisinde IŞTIR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıştır olan kelimeler listesine ya da Sonu ıştır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I I R T Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

IŞTIR

4 Harfli Kelimeler

ITIR

3 Harfli Kelimeler

TIR

2 Harfli Kelimeler

IR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KARIŞTIRICI

  1. [isim] İki veya daha çok maddeyi birbiri içinde dağıtmaya, karıştırmaya yarayan araçların genel adı
  2. Çeşitli besin maddelerini karıştırma ve çarpma işinde kullanılan araç veya alet
  3. [sıfat] Ortalığı birbirine katan, fitneci, müfsit

ANIŞTIRMALI

  1. [sıfat] İçinde anıştırma bulunan, üstü kapalı (davranış, söz)

ÇAĞRIŞTIRIŞ

  1. [isim] Çağrıştırma işi veya biçimi

TANIŞTIRMAK

  1. [-i] Birbirini tanımayanların tanışmasını sağlamak, tanıtmak, takdim etmek
    • "Seni rastgele bir yabancı ile tanıştıramam, bilirsin." (Reşat Nuri Güntekin)

KIRPIŞTIRMA

  1. [isim] Kırpıştırmak işi

KARIŞTIRMAK

  1. [-i] Karışma işini yaptırmak
  2. [-i] İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak
    • "Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [-i] Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek
    • "Pilavı karıştırmak."
  4. [-i] Kurcalamak, oynamak
  5. [-i] Göz atmak, araştırmak, incelemek
    • "... saatlerce, istediğim kitapları, divanları, Servetifünun koleksiyonlarını karıştırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  6. [-i] Üstünkörü okumak
    • "Verdiğim cevapları dinlemiyor gibi dalgın, parmaklarıyla bir risaleyi karıştırıyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  7. Ayırt edememek, tam olarak seçememek
    • "Siz düşle gerçeği birbirine karıştırıyorsunuz."

YARIŞTIRMAK

  1. [-i] Yarışmasını sağlamak

KATIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir şeyin içine başka bir şey katarak karıştırmak

BARIŞTIRMAK

  1. [-i] Barışmalarını sağlamak, ara bulmak
    • "Günah çıkartıp dargınları barıştıracağız anlaşılan." (Necati Cumalı)

KIRIŞTIRMAK

  1. [-i] Kırışmasına sebep olmak
  2. [-le] Karşı cinsten biriyle yakın ilişkide bulunmak, flört etmek
    • "Ötekiler gelmeden Suzy ile hafif tertip kırıştırırlar." (Peyami Safa)

KAPIŞTIRMAK

  1. [-i] Kapışma işini yaptırmak veya bu işin yapılmasına sebep olmak
    • "İki tarafı birbiriyle kapıştırdı."

ÇALIŞTIRMAK

  1. [-i] Çalışmasını sağlamak
  2. Çalışma işini yaptırmak

ALIŞTIRILMA

  1. [isim] Alıştırılmak işi

YATIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak
    • "Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
  2. Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek
    • "O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Yumuşatmak, razı etmek
    • "Arkadaşları yatıştırmak için o toplantıda bulunanlar akşam yemeğine de alıkonulmuşlardı." (Memduh Şevket Esendal)

YAKIŞTIRMAK

  1. [-i] Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
    • "Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Uygun ve yerinde görmek, iyi karşılamak
    • "Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı." (Tarık Buğra)
  3. Uydurmak
  4. Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak

ÇAKIŞTIRMAK

  1. [-i] Çakışma işini yaptırmak
  2. [nsz] İçki içip keyfetmek
    • "Güzel meze ile arada bir de çakıştırıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)

ÇIRPIŞTIRMA

  1. [isim] Çırpıştırmak işi
  2. [sıfat] Çarçabuk, özensiz ve üstünkörü yapılan (iş)
    • "Telif ücretlerinin yükselmesi, edebiyatçının daha rahat koşullar altında çalışmasını sağlayacakken çırpıştırma kitaplar hazırlanmasına yol açtı." (Tomris Uyar)

KESYAPIŞTIR

  1. [isim] Bilgisayar yazılımlarında seçilen bir metni veya nesneyi bir yerden yok edip başka bir yere taşıma işlemi

YAPIŞTIRMAK

  1. [-i] Yapışmasını sağlamak
    • "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yaklaştırmak, birbirine dayamak
    • "Telefonu iyice kulağına yapıştırıyor." (Atilla İlhan)
  3. [-i] Hızla vurmak
    • "Tokadı yapıştırdı."
  4. [-i] Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak
    • "Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır." (Haldun Taner)

ÇARPIŞTIRMA

  1. [isim] Çarpıştırmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü