İçinde ışt olan 11 harfli 45 kelime var. İçerisinde IŞT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ışt olan kelimeler listesine ya da Sonu ışt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇALIŞTIRMAK

  1. [-i] Çalışmasını sağlamak
  2. Çalışma işini yaptırmak

YAPIŞTIRTMA
...
YAPIŞTIRMAK

  1. [-i] Yapışmasını sağlamak
    • "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yaklaştırmak, birbirine dayamak
    • "Telefonu iyice kulağına yapıştırıyor." (Atilla İlhan)
  3. [-i] Hızla vurmak
    • "Tokadı yapıştırdı."
  4. [-i] Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak
    • "Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır." (Haldun Taner)

SIĞIŞTIRMAK

  1. [-i] Güçlükle sığdırmak

KIRIŞTIRMAK

  1. [-i] Kırışmasına sebep olmak
  2. [-le] Karşı cinsten biriyle yakın ilişkide bulunmak, flört etmek
    • "Ötekiler gelmeden Suzy ile hafif tertip kırıştırırlar." (Peyami Safa)

ANIŞTIRILMA

  1. [isim] Anıştırılmak işi

TANIŞTIRMAK

  1. [-i] Birbirini tanımayanların tanışmasını sağlamak, tanıtmak, takdim etmek
    • "Seni rastgele bir yabancı ile tanıştıramam, bilirsin." (Reşat Nuri Güntekin)

TAKIŞTIRMAK

  1. [nsz] Küpe, bilezik, yüzük vb. süs eşyasını çokça takmak

TARTIŞTIRMA
...
SIKIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
    • "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
  2. Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
  3. Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
    • "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
    • "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
  5. Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
    • "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
  6. Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
    • "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
  7. Zorlamak
    • "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  8. Sarkıntılık etmek

KARIŞTIRMAK

  1. [-i] Karışma işini yaptırmak
  2. [-i] İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak
    • "Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [-i] Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek
    • "Pilavı karıştırmak."
  4. [-i] Kurcalamak, oynamak
  5. [-i] Göz atmak, araştırmak, incelemek
    • "... saatlerce, istediğim kitapları, divanları, Servetifünun koleksiyonlarını karıştırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  6. [-i] Üstünkörü okumak
    • "Verdiğim cevapları dinlemiyor gibi dalgın, parmaklarıyla bir risaleyi karıştırıyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  7. Ayırt edememek, tam olarak seçememek
    • "Siz düşle gerçeği birbirine karıştırıyorsunuz."

ÇIRPIŞTIRMA

  1. [isim] Çırpıştırmak işi
  2. [sıfat] Çarçabuk, özensiz ve üstünkörü yapılan (iş)
    • "Telif ücretlerinin yükselmesi, edebiyatçının daha rahat koşullar altında çalışmasını sağlayacakken çırpıştırma kitaplar hazırlanmasına yol açtı." (Tomris Uyar)

ÇALIŞTIRTMA
...
ÇIKIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir şeyi gereken miktara ulaştırmak
    • "Sonunda parayı çıkıştırdım."

FIŞTAKLAMAK

  1. [-i] Fişteklemek

KESYAPIŞTIR

  1. [isim] Bilgisayar yazılımlarında seçilen bir metni veya nesneyi bir yerden yok edip başka bir yere taşıma işlemi

KATIŞTIRMAK

  1. [-i] Bir şeyin içine başka bir şey katarak karıştırmak

KARIŞTIRICI

  1. [isim] İki veya daha çok maddeyi birbiri içinde dağıtmaya, karıştırmaya yarayan araçların genel adı
  2. Çeşitli besin maddelerini karıştırma ve çarpma işinde kullanılan araç veya alet
  3. [sıfat] Ortalığı birbirine katan, fitneci, müfsit

BAĞRIŞTIRMA

  1. [isim] Bağrıştırmak işi veya durumu

YAKIŞTIRMAK

  1. [-i] Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
    • "Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Uygun ve yerinde görmek, iyi karşılamak
    • "Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı." (Tarık Buğra)
  3. Uydurmak
  4. Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü