İçinde ışt olan 11 harfli 45 kelime var. İçerisinde IŞT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ışt olan kelimeler listesine ya da Sonu ışt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAPIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Kapışma işini yaptırmak veya bu işin yapılmasına sebep olmak
- "İki tarafı birbiriyle kapıştırdı."
-
[-i]
Kapışma işini yaptırmak veya bu işin yapılmasına sebep olmak
- SIKIŞTIRICI
-
-
[isim]
Sıkıştırma işini yapan alet
-
[isim]
Sıkıştırma işini yapan alet
- KATIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin içine başka bir şey katarak karıştırmak
-
[-i]
Bir şeyin içine başka bir şey katarak karıştırmak
- ÇARPIŞTIRMA
-
-
[isim]
Çarpıştırmak işi
-
[isim]
Çarpıştırmak işi
- ÇALIŞTIRTMA
- ...
- KIRPIŞTIRMA
-
-
[isim]
Kırpıştırmak işi
-
[isim]
Kırpıştırmak işi
- SAÇIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Dağıtmak
-
Rastgele saçmak
-
[-i]
Dağıtmak
- YAPIŞTIRICI
-
-
[isim]
Yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan nesne, yapışkan
-
Filmlerin yapıştırılması işinde kullanılan cihaz
-
[isim]
Yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan nesne, yapışkan
- SIKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- "Çamaşırları bavula sıkıştırmak."
-
Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak
-
Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma getirmek
- "İstanbul tren yahut vapurunda hele bir kimseyi biraz sıkıştırın, hemen çarpılır, çay semaveri gibi oturduğu yerde fıkır fıkır kaynamaya başlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir şeyin sıkışmasına, kısılmasına, ezilmesine sebep olmak
- "Parmağını pencereye sıkıştırmak."
-
Ansızın, gizlice ve karşısındakinin isteyip istemediğine bakmadan bir şeyi vermek, tutuşturmak
- "Eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar." (Refik Halit Karay)
-
Kaçmayacak biçimde çembere almak, kıstırmak
- "Anlattığına göre Niğde yakınlarındaki köylerden birinde imiş, sıkıştırmışlar. Jandarmalarla vuruşmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zorlamak
- "Kocakarı odadan çıktıkça ben Nuri'yi sıkıştırıyorum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Sarkıntılık etmek
-
[-i]
Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak
- TAKIŞTIRMAK
-
-
[nsz]
Küpe, bilezik, yüzük vb. süs eşyasını çokça takmak
-
[nsz]
Küpe, bilezik, yüzük vb. süs eşyasını çokça takmak
- AYRIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bütünün bozulmasına sebep olmak
-
Ayrışmasını sağlamak
-
[-i]
Bütünün bozulmasına sebep olmak
- ÇATIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Birbirine çattırmak, kavga ettirmek, birbirine düşürmek
-
[-i]
Birbirine çattırmak, kavga ettirmek, birbirine düşürmek
- SIĞIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Güçlükle sığdırmak
-
[-i]
Güçlükle sığdırmak
- ÇIKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi gereken miktara ulaştırmak
- "Sonunda parayı çıkıştırdım."
-
[-i]
Bir şeyi gereken miktara ulaştırmak
- YATIŞTIRICI
-
-
[sıfat]
Yatışma özelliği olan, yatıştıran, sakinleştiren
-
Ağrıyı, sızıyı gideren (ilaç), müsekkin
-
[sıfat]
Yatışma özelliği olan, yatıştıran, sakinleştiren
- KIZIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Kızışmasını sağlamak
-
İsteklendirmek, gayret vermek
-
[-i]
Kızışmasını sağlamak
- KAKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Sürekli ve hafif hafif kakmak
- "... dövmüşler, sövmüşler hatta boş böğrüne çivi ile kakıştırmışlar, yine kımıldatamamışlardı." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Sürekli ve hafif hafif kakmak
- ALIŞTIRILMA
-
-
[isim]
Alıştırılmak işi
-
[isim]
Alıştırılmak işi
- YAKIŞTIRMAK
-
-
[-i]
Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
- "Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun ve yerinde görmek, iyi karşılamak
- "Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı." (Tarık Buğra)
-
Uydurmak
-
Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak
-
[-i]
Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
- BAĞRIŞTIRMA
-
-
[isim]
Bağrıştırmak işi veya durumu
-
[isim]
Bağrıştırmak işi veya durumu