İçinde ış olan 4 harfli 13 kelime var. İçerisinde IŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ış olan kelimeler listesine ya da Sonu ış ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- IŞIL
-
-
[sıfat]
Işıklı
-
[sıfat]
Işıklı
- IŞIN
-
-
[isim]
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
-
Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri
-
Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri
-
[isim]
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
- AKIŞ
-
-
[isim]
Akma işi veya biçimi
-
Geçip gitme, sürüp gitme
- "Günlerin akışı. Olayların akışı."
-
Akın
- "Meğer o akış da Rumeli topraklarında son istila hareketimizmiş." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Akma işi veya biçimi
- ARIŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
-
[isim]
Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
- IŞKI
-
-
[isim]
Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak
-
[isim]
Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak
- ATIŞ
-
-
[isim]
Atma işi veya biçimi
-
Kalp veya nabzın vuruşu, çarpışı
-
[isim]
Atma işi veya biçimi
- PIŞT
-
-
[isim]
Islıklı ses
- "... kimsenin kızına pışt demeden."
-
[isim]
Islıklı ses
- APIŞ
-
-
[isim]
Butların iç tarafı, iki bacak arası
-
[isim]
Butların iç tarafı, iki bacak arası
- AÇIŞ
-
-
[isim]
Açma işi veya biçimi
-
[isim]
Açma işi veya biçimi
- AZIŞ
-
-
[isim]
Azma işi veya biçimi
-
[isim]
Azma işi veya biçimi
- IŞIK
-
-
[isim]
Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
- "Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi." (Halide Edip Adıvar)
- "Biraz evvel bize ışık tutan sakallı adam bu hareketime dikkat etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
- "Buraya bir ışık getirin."
- "Gökalp, bu odada her gün yeni bir konuya ışık tutardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Elektrik
- "On ikide ışıklar söndü."
-
Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
- "Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu." (Peyami Safa)
-
Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb
- "Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan." (Necati Cumalı)
-
Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma
-
[isim]
Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
- ALIŞ
-
-
[isim]
Alma işi veya biçimi
-
[isim]
Alma işi veya biçimi
- AĞIŞ
-
-
[isim]
Ağma işi veya biçimi
- "Gençlikten orta yaşa, orta yaştan yaşlılığa ağışını birlikte yaşadığım bu ev..." (Adalet Ağaoğlu)
-
Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı
-
[isim]
Ağma işi veya biçimi