İçinde ız olan 5 harfli 45 kelime var. İçerisinde IZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ız olan kelimeler listesine ya da Sonu ız ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

IZGIN

  1. [isim] Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica)

ADSIZ

  1. [sıfat] Adı olmayan, isimsiz
  2. Tanınmayan, bilinmeyen
    • "Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı." (Necati Cumalı)
  3. [isim] Türklerde, ailesinden ayrıldığı için artık onun adını taşımak, onun adıyla anılmak hakkını yitirmiş olan, bir yararlık gösterdiğinde ancak ad kazanabilen delikanlı

CILIZ

  1. [sıfat] Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
    • "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçsüz, sönük (ışık)
  3. Basit, değersiz, önemsiz
    • "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)

SAKIZ

  1. [isim] Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
    • "Kız kucağında hiç kullanılmamış, sakız gibi bir çamaşır sepeti ile çadırdan çıktı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet
  3. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
  4. Sakız ağacı
    • "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

ANSIZ

  1. [zarf] Ansızın
  2. [sıfat] Anlayışsız, akılsız

KIZIK
...
KIZIŞ

  1. [isim] Kızma işi veya biçimi

HIZLA

  1. [zarf] Çabucak

SIZIŞ

  1. [isim] Sızma işi veya biçimi

RIZIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiyecek, içecek şey, azık
    • "Arap kesesine Anadolu altını ve Arap kursağına Anadolu'nun rızkını akıtacağız." (Refik Halit Karay)
  2. Tanrı'nın bütün yarattıklarına verdiği nimet
    • "Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." (Mehmet Çınarlı)

HIZIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İşin kolaylıkla yapılmasına yardımcı olan

YAĞIZ

  1. [sıfat] Esmer
    • "Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Siyah
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Yiğit
    • "Bunu o ilk zamanlardaki yağız savaşçı havasıyla dedi." (Atilla İlhan)

AYSIZ

  1. [sıfat] Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece)
    • "Aysız, bol yıldızlı, çekirge ötüşleriyle dolu bir geceydi." (Necati Cumalı)

NABIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalp atışının sağladığı kan basıncından dolayı atardamarlara ve özellikle bilekteki atardamara parmakla basıldığında duyulan kımıldama
    • "Nabzı durdu, nefesi durdu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen, başına bu dertler gelmezdi." (Aydın Boysan)
    • "Doktor, hallacın yanına vardı. Nabzını tuttu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Milletin sesini işitmek, nabzını yoklamak, meselesini ve durumunu kaynakta öğrenmek istiyordu." (Tarık Buğra)
  2. Eğilim, düşünce, niyet
    • "Viyana'da hayat sevincinin nabzı kahvelerde atar." (Haldun Taner)

DALIZ

  1. [isim] İç kulaktaki kemik dolambacın orta bölümü

HAYIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kadınlarda aybaşı

TIKIZ

  1. [sıfat] Tıknaz
    • "İkisi de tıkız ve aynı boyda." (Haldun Taner)
  2. Çok sıkıştırılmaktan veya çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı
    • "Bu yastık pek tıkız olmuş."
  3. Yoğunluğu çok, katı
    • "Tıkız hamur."

HIFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saklama
  2. Ezberleme, akılda tutma

ANDIZ

  1. [isim] Yaprakları dikenli olan bir çeşit ardıç
    • "Andız katranı."
  2. Servi ağacı
    • "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
  3. Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü

SIZAK

  1. [isim] Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü