İçinde ız olan 5 harfli 45 kelime var. İçerisinde IZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ız olan kelimeler listesine ya da Sonu ız ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIZAK
-
-
[isim]
Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar
-
[isim]
Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar
- KIMIZ
-
-
[isim]
Kısrak sütünün mayalanmasıyla yapılan, az alkollü, ekşi, bir Türk içkisi
- "Ey, sevincinden bir büyük geleceği / Muştulayan içki, bin yılın kımızı." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[isim]
Kısrak sütünün mayalanmasıyla yapılan, az alkollü, ekşi, bir Türk içkisi
- KIZIŞ
-
-
[isim]
Kızma işi veya biçimi
-
[isim]
Kızma işi veya biçimi
- TIKIZ
-
-
[sıfat]
Tıknaz
- "İkisi de tıkız ve aynı boyda." (Haldun Taner)
-
Çok sıkıştırılmaktan veya çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı
- "Bu yastık pek tıkız olmuş."
-
Yoğunluğu çok, katı
- "Tıkız hamur."
-
[sıfat]
Tıknaz
- ANSIZ
-
-
[zarf]
Ansızın
-
[sıfat]
Anlayışsız, akılsız
-
[zarf]
Ansızın
- YAĞIZ
-
-
[sıfat]
Esmer
- "Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Siyah
- "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Yiğit
- "Bunu o ilk zamanlardaki yağız savaşçı havasıyla dedi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Esmer
- IZGIN
-
-
[isim]
Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica)
-
[isim]
Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica)
- KIZAN
-
-
[isim]
Erkek çocuk
-
Silahlı köy delikanlısı
- "Kızanlarla köyün eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik." (Halide Edip Adıvar)
-
Çoluk çocuk
-
[isim]
Erkek çocuk
- SIZMA
-
-
[isim]
Sızmak işi
-
Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi
-
[sıfat]
Sızdırılmış
- "Sızma zeytinyağı."
-
[isim]
Sızmak işi
- SAKIZ
-
-
[isim]
Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
- "Kız kucağında hiç kullanılmamış, sakız gibi bir çamaşır sepeti ile çadırdan çıktı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet
-
Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
-
Sakız ağacı
- "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
- HIZLI
-
-
[sıfat]
Çabuk, seri, süratli
- "Hızlı yürüyorlar ve birbirine hiçbir lakırtı söylemiyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu hızlı yaşamaya elli iki yıl dayanabilmişti ancak!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
Güç kullanarak, şiddetle
- "Hızlı vurmak."
-
[zarf]
Çabuk çabuk
- "Hızlı konuşmak."
-
Uçarı, çapkın, hovarda
-
[sıfat]
Çabuk, seri, süratli
- KIZIL
-
-
[isim]
Parlak kırmızı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." (Ahmet Haşim)
-
[sıfat]
Aşırı derecede olan
- "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Komünist
-
Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
-
Altın
-
[isim]
Parlak kırmızı renk
- HIZMA
-
-
[isim]
Ayı, boğa vb. hayvanların dudaklarına veya burnuna geçirilen demir halka
- "Ayının burnuna hızma takmışlar, oynatıyorlar."
-
Burun kanadına takılan süslü, altın veya gümüş halka
-
Küpe
-
[isim]
Ayı, boğa vb. hayvanların dudaklarına veya burnuna geçirilen demir halka
- KIZIK
- ...
- HIZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İşin kolaylıkla yapılmasına yardımcı olan
-
[isim]
İşin kolaylıkla yapılmasına yardımcı olan
- ISSIZ
-
-
[sıfat]
Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
- "Köşkün bütün odaları ıssız." (Peyami Safa)
- "Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı." (Bayburtlu Zihni)
-
Yalnız, kimsesi olmayan
-
[sıfat]
Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
- HAMIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asit
-
[isim]
Asit
- LAFIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz, kelime
- "Lafız ve mana, tıpkı eskisi gibi birbirinden ayrı telakki ediliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yasanın sözle anlatmak, bildirmek istediği anlam
-
[isim]
Söz, kelime
- SARIZ
- ...
- CILIZ
-
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçsüz, sönük (ışık)
-
Basit, değersiz, önemsiz
- "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif