İçinde ız olan 5 harfli 45 kelime var. İçerisinde IZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ız olan kelimeler listesine ya da Sonu ız ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIZAK

  1. [isim] Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt
  2. Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça
  3. Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası
  4. Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara

KIZMA

  1. [isim] Kızmak işi
    • "Şimdi artık kızma sırası bana gelmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

CILIZ

  1. [sıfat] Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
    • "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçsüz, sönük (ışık)
  3. Basit, değersiz, önemsiz
    • "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)

SIZMA

  1. [isim] Sızmak işi
  2. Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi
  3. [sıfat] Sızdırılmış
    • "Sızma zeytinyağı."

KIZIL

  1. [isim] Parlak kırmızı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." (Ahmet Haşim)
  3. [sıfat] Aşırı derecede olan
    • "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Komünist
  5. Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
  6. Altın

DALIZ

  1. [isim] İç kulaktaki kemik dolambacın orta bölümü

KIZAN

  1. [isim] Erkek çocuk
  2. Silahlı köy delikanlısı
    • "Kızanlarla köyün eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik." (Halide Edip Adıvar)
  3. Çoluk çocuk

SIZAK

  1. [isim] Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar

SIZIŞ

  1. [isim] Sızma işi veya biçimi

ISSIZ

  1. [sıfat] Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
    • "Köşkün bütün odaları ıssız." (Peyami Safa)
    • "Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı." (Bayburtlu Zihni)
  2. Yalnız, kimsesi olmayan

HIZIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İşin kolaylıkla yapılmasına yardımcı olan

SAKIZ

  1. [isim] Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
    • "Kız kucağında hiç kullanılmamış, sakız gibi bir çamaşır sepeti ile çadırdan çıktı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet
  3. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
  4. Sakız ağacı
    • "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

KABIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dışkının katılığı yüzünden büyük abdest bozamama veya güçlükle bozma durumu, peklik, kabızlık, ishal karşıtı
  2. Azrail tarafından ruh teslim alınma, ölme
  3. Alma
  4. Kavrama, el ile tutma

CIZIK

  1. [isim] Çizgi
  2. İz

KIZIK
...
CAMIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Manda

HIZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahta ve kereste biçmeye yarayan, elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı

ARIZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sonradan olan, dıştan gelen
  2. Geçici, eğreti
    • "Sahifede tesadüfi bir fark bulunsa bu arızi farkı göremeyecekti." (Haldun Taner)

HIZMA

  1. [isim] Ayı, boğa vb. hayvanların dudaklarına veya burnuna geçirilen demir halka
    • "Ayının burnuna hızma takmışlar, oynatıyorlar."
  2. Burun kanadına takılan süslü, altın veya gümüş halka
  3. Küpe

LAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz, kelime
    • "Lafız ve mana, tıpkı eskisi gibi birbirinden ayrı telakki ediliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yasanın sözle anlatmak, bildirmek istediği anlam

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü