İçinde ıv olan 8 harfli 41 kelime var. İçerisinde IV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıv olan kelimeler listesine ya da Sonu ıv ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIVAŞMAK
-
-
[-e]
Bulaşmak, üstüne sürülmek
-
[nsz]
Sıvık veya sıvışık bir duruma gelmek
-
[-e]
Bulaşmak, üstüne sürülmek
- HAVACIVA
-
-
[isim]
Sığırdiligillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen ve köklerinden kırmızı boya elde edilen çok yıllık otsu bir bitki (Alkanna tinctoria)
-
Değer ve önemi olmayan, boş şey
- "Bu iş havacıva."
-
[isim]
Sığırdiligillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen ve köklerinden kırmızı boya elde edilen çok yıllık otsu bir bitki (Alkanna tinctoria)
- CIVITMAK
-
-
[-i]
Cıvık duruma getirmek
-
[nsz]
Bir işi yakışık almayacak bir duruma getirmek
- "Ali Rıza içince cıvıtırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Ciddiyetten uzaklaşmak
-
[-i]
Cıvık duruma getirmek
- KIVRAKÇA
-
-
Kıvrak bir biçimde
-
Kıvrak bir biçimde
- KIVAMSIZ
-
-
[sıfat]
Kıvamlı olmayan
-
[sıfat]
Kıvamlı olmayan
- KIVRINTI
-
-
[isim]
Kıvrım
-
Kıvrılan yer, dönemeç
- "Yolun kıvrıntısında."
-
[isim]
Kıvrım
- AKIVERME
-
-
[isim]
Akıvermek işi
-
[isim]
Akıvermek işi
- KIVRILIŞ
-
-
[isim]
Kıvrılma işi veya biçimi
-
[isim]
Kıvrılma işi veya biçimi
- ALIVERME
-
-
[isim]
Alıvermek işi
-
[isim]
Alıvermek işi
- YIVIŞMAK
-
-
[nsz]
Cıvık bir duruma gelmek, cıvıklaşmak
-
Teklifsiz ve laubali olmak
- "Devlet adamı saygın kişiliğini böyle gösterir yoksa sırıtıp yıvışıp dedikodu dergilerinin flaşlarına poz vererek değil." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Cıvık bir duruma gelmek, cıvıklaşmak
- KIVIRTMA
-
-
[isim]
Kıvırtmak işi
-
[isim]
Kıvırtmak işi
- CIVIKLIK
-
-
[isim]
Cıvık olma durumu
-
[isim]
Cıvık olma durumu
- CIVATALI
-
-
[sıfat]
Cıvatası olan
-
Cıvata ile tutturulmuş olan
-
[sıfat]
Cıvatası olan
- KIVRANTI
-
-
[isim]
Kararsızlık, sıkıntı
- "... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kararsızlık, sıkıntı
- KIVANÇLI
-
-
[sıfat]
Övünç duyan, iftihar eden
-
Övünç veren, iftihar edilecek
- "Teşrifiniz, bizler için kıvançlı bir olay olacaktır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sevinç duyan, mutlu
-
[sıfat]
Övünç duyan, iftihar eden
- KIVILCIM
-
-
[isim]
Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, alev, çakım, çakın, çıngı, şerare
-
Demir, taş vb. maddelerin güçlü çarpışmasından sıçrayan ateş durumundaki parçacıkları
-
Harekete geçiren etken
- "Beyninde çakan şimşeğin kıvılcımları hemen ağzından saçılır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama
-
[isim]
Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, alev, çakım, çakın, çıngı, şerare
- ASIVERME
-
-
[isim]
Asıvermek işi
-
[isim]
Asıvermek işi
- KIVRACIK
-
-
[sıfat]
Derli toplu ve işi kolay
- "Kıvracık bir ev."
-
Ayağına çabuk, hamarat
- "Helal süt emmiş, kıvracık, eli yüzü düzgün, terbiyeli, edepli kızcağız." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Derli toplu ve işi kolay
- AÇIVERME
-
-
[isim]
Açıvermek işi
-
[isim]
Açıvermek işi
- SIVATMAK
-
-
[-e]
Sıvama işini yaptırmak
-
[-e]
Sıvama işini yaptırmak