İçinde ıs olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde IS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıs olan kelimeler listesine ya da Sonu ıs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KISSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
- "Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kendisinden ders alınması gereken kısa hikâye
- TIRIS
-
-
[isim]
Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü
- "Hafif tırıs üzere yürüyen hayvanı âdeta dörtnala koşturmaya başlıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü
- ISKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşürme, aşağı atma
-
Düşürülme
-
Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka
-
[isim]
Düşürme, aşağı atma
- KISIK
-
-
[sıfat]
Kısılmış olan
-
Boğuk, güçlükle çıkan (ses)
- "Sonra kısık fakat ateşli, tutkun bir kadın sesi korkuyla, hiddetle haykırdı." (Halide Edip Adıvar)
-
Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan (göz kapağı)
-
[isim]
Kanyon
-
[sıfat]
Kısılmış olan
- KISMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeyin yalnız bir bölümünü içine alan, tikel, cüzi
-
[sıfat]
Bir şeyin yalnız bir bölümünü içine alan, tikel, cüzi
- ISLIK
-
-
[isim]
Dudakların büzülerek veya parmağın dil üzerine getirilmesiyle çıkarılan ince ve tiz ses
- "Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık / Yalnız arabacının dudağında bir ıslık." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
- "Kocası kapıyı çekmiş, ıslık çalarak merdivenleri inip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir şeyin çıkardığı ince ve tiz ses
- "Söz dişlerinin arasından keskin bir ıslık şiddetiyle çıktı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Dudakların büzülerek veya parmağın dil üzerine getirilmesiyle çıkarılan ince ve tiz ses
- KISKA
-
-
[isim]
Arpacık soğanı
-
[isim]
Arpacık soğanı
- KISKI
-
-
[isim]
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz
-
[isim]
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz
- NAKIS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan
-
Özrü, kusuru olan
-
[isim]
Eksi
-
Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan biçimde
- "Nakıs kalan bilgilerimizi ikmale uğraşırlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan
- ISLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, iyileştirme
- "Cezaevlerinin ıslahı."
- "Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir hayvan veya bitki türünden daha iyi verim alabilmek amacıyla yapılan işlem
- "Tohum ıslah istasyonu."
-
[isim]
Düzeltme, iyileştirme
- HINIS
- ...
- ISLAK
-
-
[sıfat]
Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
- "İkisi de gözlerinin ıslak, kalplerinin hüzünlü olduğunu anlamışlardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
- "Hastanın soğuk terle ıslak alnına avucunu koyarak durdu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
- HISIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akraba
-
Dede ve nineleri bir olanlardan her biri
-
[isim]
Akraba
- ISRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma
- "Fakat o, perde perde ısrarı artırıyor, ağlıyor, lalamın çıplak ayaklarını öpmeye kalkıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Siz benim usule bakın diye ısrar ediyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma
- KISIT
-
-
[isim]
Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı kuruluşları tarafından kaldırılması
-
Bunama, mahkûm olma vb. nedenlerden dolayı kanunun, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması, kısıtlılık, kısıtlama, hacir
-
[isim]
Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı kuruluşları tarafından kaldırılması
- ISSIZ
-
-
[sıfat]
Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
- "Köşkün bütün odaları ıssız." (Peyami Safa)
- "Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı." (Bayburtlu Zihni)
-
Yalnız, kimsesi olmayan
-
[sıfat]
Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
- SISKA
-
-
[sıfat]
Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık
- "... eskimiş zeytinyağında kızartıp meze diye sunduğu sıska balıkları geveliyoruz." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Karın boşluğuna su dolmuş olan
-
[sıfat]
Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık
- KISIR
-
-
[sıfat]
Üreme imkânı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan)
-
Ürün vermeyen (toprak)
- "Kısır toprak."
-
Verimsiz, yararsız, sonuçsuz
- "Kısır çalışma. Kısır tartışma."
-
İçinde hiçbir üreme olayı geçmeyen (canlı hücre, çekirdek vb.)
-
[sıfat]
Üreme imkânı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan)
- KISAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma
-
[isim]
Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma
- KISAÇ
- ...