İçinde ırmak olan 9 harfli 61 kelime var. İçerisinde IRMAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ırmak olan kelimeler listesine ya da Sonu ırmak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
IRMAK, KIRMA, RAKIM
4 Harfli Kelimeler
AKIM, ARIK, IRAK, KARI, MARK, RAKI
3 Harfli Kelimeler
AKI, ARI, ARK, IRA, IRK, KAM, KAR, KIR, RAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, AR, IR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIMKIRMAK
-
-
[nsz]
Kuş, pislemek
-
[nsz]
Kuş, pislemek
- YANDIRMAK
-
-
[-i]
Yanmasına sebep olmak, yakmak
-
[-i]
Yanmasına sebep olmak, yakmak
- TAPTIRMAK
-
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
- SANDIRMAK
-
-
[-i]
Sanmasına sebep olmak, zannettirmek
- "Kendisini ona yaklaşmış, onunla baş başa kalmış sandıran tenhalığa sevindi." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Sanmasına sebep olmak, zannettirmek
- FIŞKIRMAK
-
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- "Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır." (Salâh Birsel)
-
Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- "Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- "Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı." (Cemil Meriç)
-
[-den]
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- KAZDIRMAK
-
-
[-i]
Kazma işini yaptırmak
-
[-i]
Kazma işini yaptırmak
- VARDIRMAK
-
-
[-i]
Varmasına yol açmak, götürmek
- "Hasan'la ilgilerini evlenme kertesine vardırmak için canla başla çalışan Mesture Hanım..." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Varmasına yol açmak, götürmek
- BAKTIRMAK
-
-
[-i]
Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak
- "Hastayı meşhur doktorlara baktırıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak
- YAKTIRMAK
-
-
[-i]
Yakma işini yaptırmak
-
[-i]
Yakma işini yaptırmak
- YARDIRMAK
-
-
[-i]
Yarma işini yaptırmak
-
[-i]
Yarma işini yaptırmak
- BIKTIRMAK
-
-
[-i]
Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak
- "Bilmiyorum fakat bu Müfit meselesi beni bıktırdı." (Peyami Safa)
-
[-i]
Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak
- HAPŞIRMAK
-
-
[nsz]
Aksırmak
- "Aksi gibi benim hiç durmadan esneyeceğim geliyor, hapşırmak istiyordum." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Aksırmak
- KAYDIRMAK
-
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- "Kocakarı biraz telaşla yüzünden çarşafı kaydırıp yine örtünerek ..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak
- PISTIRMAK
- ...
- TAKTIRMAK
-
-
[-i]
Takma işini yaptırmak
- "Çocukken ön dudaklarından fırlayan iri dişi söktürmüş, yerine iki altın diş taktırmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Takma işini yaptırmak
- SIĞDIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın veya bir yerin içine aldırmak
- "Kitapları çantaya sığdıramadım."
-
[-i]
Bir şeyi bir kabın veya bir yerin içine aldırmak
- KILDIRMAK
-
-
[-i]
Kılma işini yaptırmak
-
Namaz kılınmasını sağlamak
- "Böylece birçok cenaze namazı kıldırır, pek çok nikâh kıyarmış." (Salâh Birsel)
-
[-i]
Kılma işini yaptırmak
- ÇAKTIRMAK
-
-
[-i]
Çakma işini yaptırmak
-
Sınavda bırakmak
-
Birinin bir şeyi sezmesini sağlamak
-
[-i]
Çakma işini yaptırmak
- KAPTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak
-
Vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek veya koparılmak
-
Yanlış bir davranış sonucu birine uygun imkânı sağlamak, fırsat vermek
-
Elinden kaçırmak
- "Hadiye de beş yıl önce kocasını daha genç bir aktrise kaptırdı." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak
- HAYKIRMAK
-
-
[nsz]
Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak
- "Bana katil diye haykıracak zannettiğim çehrenin parlaklığına aynada bakamadım." (Halide Edip Adıvar)
-
Çağırmak, seslenmek
- "Kahkahayla karışık bir sesle merdivenden aşağı haykırdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bir durum veya nitelik çok belirgin olarak görünmek
-
[nsz]
Telaş, şikâyet vb. sebeplerle yüksek sesle bağırmak