İçinde ırma olan 7 harfli 32 kelime var. İçerisinde IRMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ırma olan kelimeler listesine ya da Sonu ırma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARI, IRA, RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, IR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRMACI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Giysilere pili yapan kimse
                    
                    
 - 
                    
                        Basılmış formaları katlayan kimse
                    
                    
 - 
                    
                        Kırılmış tahıl satıcısı
                    
                    
 - 
                    
                        Değirmen işleten kimse, değirmenci
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Giysilere pili yapan kimse
                    
                    
 - ŞAŞIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Şaşırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Şaşırmak işi
                    
                    
 - KIVIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kıvırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kıvırmak işi
                    
                    
 - SIRMALI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Sırma ile işlenmiş veya süslenmiş
                    
                    
- "Çarşıdan bana boyundan geçirilir, sırmalı bir cüzdanlık alınmıştı." (Yahya Kemal Beyatlı)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Sırma ile işlenmiş veya süslenmiş
                    
                    
 - ASTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Astırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Astırmak işi
                    
                    
 - KAÇIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kaçırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kaçırmak işi
                    
                    
 - KANIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kanırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kanırmak işi
                    
                    
 - ATTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Attırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Attırmak işi
                    
                    
 - KIRMALI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili
                    
                    
 - BATIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Batırmak işi
                    
                    
- "Sofradakiler çorba sahanına doğradıkları ekmeklerini, çorbanın içine batırmaya başladılar." (Necati Cumalı)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Batırmak işi
                    
                    
 - ISIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Dişleri arasına alıp sıkmak
                    
                    
- "Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı." (Aka Gündüz)
 - "Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş zaten, ne zaman iyisini gördük?" (Emine Işınsu)
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Dişleriyle koparmak
                    
                    
- "Koparın bir tane de ısırın bakın..." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 - 
                    
                        Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek
                    
                    
- "Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu." (Tarık Buğra)
 
 - 
                    
                        Kumaş dalamak, kaşındırmak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Dişleri arasına alıp sıkmak
                    
                    
 - IHTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Ihtırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ihtırmak işi
                    
                    
 - TAŞIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Taşırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Taşırmak işi
                    
                    
 - AŞIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
                    
                    
 - 
                        [-i]
                    
                        Çalmak, çalıp götürmek, araklamak
                    
                    
- "Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak
                    
                    
- "Yangın büyüyünce eşyayı bostana aşırdılar."
 
 - 
                    
                        Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
                    
                    
 - YATIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Yatırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yatırmak işi
                    
                    
 - ALDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Aldırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Aldırmak işi
                    
                    
 - AKSIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Aksırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Aksırmak işi
                    
                    
 - AYIRMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Bölmek
                    
                    
- "Elmayı dörde ayırmak."
 
 - 
                        [-e]
                    
                        Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak
                    
                    
- "Çocuklara pastadan biraz ayırdım."
 
 - 
                    
                        Bir yeri bir engelle bölmek
                    
                    
 - 
                        [-den]
                    
                        Birbirinden uzaklaştırmak
                    
                    
 - 
                        [-i]
                    
                        Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek
                    
                    
 - 
                        [-den]
                    
                        Seçmek
                    
                    
- "Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır." (Falih Rıfkı Atay)
 
 - 
                        [-i]
                    
                        İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak
                    
                    
- "Karıyı kocasından ayırmak."
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Farklı davranmak, fark gözetmek
                    
                    
- "Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?"
 
 - 
                    
                        Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek
                    
                    
- "Odayı çocuklara ayırmak. Dolabı çamaşırlara ayırmak."
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Bölmek
                    
                    
 - AZDIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Azdırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Azdırmak işi
                    
                    
 - AÇTIRMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Açtırmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Açtırmak işi