İçinde ırm olan 9 harfli 99 kelime var. İçerisinde IRM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ırm olan kelimeler listesine ya da Sonu ırm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAPTIRMAK
-
-
[-i]
Sapma işini yaptırmak
-
[-i]
Sapma işini yaptırmak
- KIYDIRMAK
-
-
[-i]
Kıyma işini yaptırmak
-
[-i]
Kıyma işini yaptırmak
- TIRMANICI
-
-
[sıfat]
Tırmanma özelliği olan
- "Tırmanıcı bitki."
-
[sıfat]
Tırmanma özelliği olan
- BASTIRMAK
-
-
[-i]
Basma işini yaptırmak
- "Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." (Tarık Dursun K)
-
Zararlı bir olayı önlemek
- "Yangını bastırmak."
-
Durdurmak
- "İsyanı bastırmak."
-
Üstünlüğünü göstermek
- "Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor." (Ömer Seyfettin)
-
Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek
-
Gidermek
- "Heyecanını bir türlü bastıramıyor." (Nezihe Araz)
-
Hemen söylemek
- "Cevabı bastırdı."
-
[nsz]
Ansızın birinin yanına gitmek
- "Ama bir evi tek başına çeviren, o evin düzeninden sorumlu kadınlar ansızın bastıran konuktan her zaman tedirgin olurlar." (Oktay Rifat)
-
[nsz]
Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek
- "Tipi birdenbire bastırmış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek
- "Köyün ihtiyarları da Feyziye'nin babasına bastırmışlar, onları bağışlatmışlar." (Erhan Bener)
-
Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak
-
[-i]
Basma işini yaptırmak
- ÇALDIRMAK
-
-
[nsz]
Çalma işini yaptırmak
- "Bunların istedikleri çalgı çaldırmak değil, sarhoşluk etmek, ağız tadı ile kavga çıkarmaktır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Hırsıza kaptırmak
- "Saatimi çaldırdım."
-
[nsz]
Çalma işini yaptırmak
- UTANDIRMA
-
-
[isim]
Utandırmak işi
-
[isim]
Utandırmak işi
- SALDIRMAK
-
-
[-e]
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
- "Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak
-
[-den]
Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek
-
Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak
-
Etkisiyle eritmek
- "Asitler madenlere saldırır."
-
[-e]
Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
- BIKTIRMAK
-
-
[-i]
Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak
- "Bilmiyorum fakat bu Müfit meselesi beni bıktırdı." (Peyami Safa)
-
[-i]
Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak
- TIRMANMAK
-
-
[-e]
El ve ayaklarıyla tutunarak veya tırnaklarını iliştirerek dik bir yere çıkmak
- "İçeride yer bulamayanlar, kahvenin yıkık duvarına tırmanıyorlardı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Yokuş, merdiven vb. çıkmak
- "Yokuşu biraz daha tırmandılar." (Peyami Safa)
-
Bitki, yakınındaki bir nesneye tutunarak yükselmek
- "Sarmaşıklar bahçe duvarına tırmanmış. Hanımeli bizim kata kadar tırmandı."
-
Bir şeyin eğimini izleyerek yükselmek
- "Boğazın karşı yakasına tırmanan yolda atı üstünde, tarlasından Urla'ya dönen bir rençperle karşılaştılar." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Belli bir durum, olay gittikçe güç kazanmak, giderek artmak
-
[-e]
El ve ayaklarıyla tutunarak veya tırnaklarını iliştirerek dik bir yere çıkmak
- YAYDIRMAK
-
-
[-i]
Yayma işini yaptırmak, yayılmasını sağlamak
-
[-i]
Yayma işini yaptırmak, yayılmasını sağlamak
- ARAŞTIRMA
-
-
[isim]
Araştırmak işi, taharri
-
Bilim ve sanatla ilgili olarak yapılan yöntemli çalışma
- "Türkiye'nin nüfus patlaması konusunda yapılan araştırmalar ekonomik planlarımız için önemlidir."
-
[isim]
Araştırmak işi, taharri
- CIRMALAMA
-
-
[isim]
Cırmalamak işi
-
[isim]
Cırmalamak işi
- KAPTIRMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak
-
Vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek veya koparılmak
-
Yanlış bir davranış sonucu birine uygun imkânı sağlamak, fırsat vermek
-
Elinden kaçırmak
- "Hadiye de beş yıl önce kocasını daha genç bir aktrise kaptırdı." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak
- KIRDIRMAK
-
-
[-i]
Kırma işini yaptırmak
- "Kalemindeki odacıya aylığını kırdırırmış." (Sermet Muhtar Alus)
-
[-i]
Kırma işini yaptırmak
- YAPTIRMAK
-
-
[-i]
Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek
- "Uzatmayalım, yeni yaptırdığım smokini giydim." (Burhan Felek)
-
[-i]
Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek
- ARATTIRMA
- ...
- SIKTIRMAK
- ...
- TAPTIRMAK
-
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
-
[-i]
Tapmasını sağlamak
- BAKTIRMAK
-
-
[-i]
Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak
- "Hastayı meşhur doktorlara baktırıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak
- TIKSIRMAK
-
-
[nsz]
Ağız kapalıyken hafifçe aksırmak
-
[nsz]
Ağız kapalıyken hafifçe aksırmak