İçinde ın olan 7 harfli 186 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SARINIŞ
- ...
- AŞINMAK
-
-
[nsz]
Birbirine sürtünerek incelmek
-
Eskimek, yıpranmak
-
Çıkıntıları silinmek, düzleşmek
-
[nsz]
Birbirine sürtünerek incelmek
- FIRINLI
-
-
[sıfat]
Fırınlanmış
- "Fırınlı kayın."
-
[sıfat]
Fırınlanmış
- SALINIM
-
-
[isim]
Salınma işi
-
Düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin hareketi, raks
-
[isim]
Salınma işi
- DIŞINLI
-
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
- YAYINCI
-
-
[isim]
Yayımcı
-
[isim]
Yayımcı
- ALTINLI
- ...
- ÇATINMA
-
-
[isim]
Çatınmak işi
-
[isim]
Çatınmak işi
- TAŞINIŞ
-
-
[isim]
Taşınma işi veya biçimi
-
[isim]
Taşınma işi veya biçimi
- VINLAMA
-
-
[isim]
Vınlamak işi
-
[isim]
Vınlamak işi
- KARINCA
-
-
[isim]
Zar kanatlılardan, toplu olarak yaşayan, yuvaları toprağın altında olan ve birçok türü bulunan böceklerin genel adı (Formica)
-
Madenlerde, döküm sırasında arada hava kalmasından veya pastan ileri gelen ufak boşluk
-
[isim]
Zar kanatlılardan, toplu olarak yaşayan, yuvaları toprağın altında olan ve birçok türü bulunan böceklerin genel adı (Formica)
- KIRINTI
-
-
[isim]
Bir şeyden ayrılan küçük parça
- "Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Küçük kalıntı
- "Babamdan biraz kırıntı kalmasa beyin parasıyla bu sosyete hayatının yanına yaklaşabilir miyiz?" (Halide Edip Adıvar)
-
Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun
-
[isim]
Bir şeyden ayrılan küçük parça
- BARINIŞ
-
-
[isim]
Barınma işi veya biçimi
-
[isim]
Barınma işi veya biçimi
- KINAMAK
-
-
[-i]
Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak
-
[-i]
Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak
- BARINMA
-
-
[isim]
Barınmak işi
- "Fırtınalı havalarda gemilerin barınmasına pek elverişlidir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Barınmak işi
- KINANMA
-
-
[isim]
Kınanmak işi
-
[isim]
Kınanmak işi
- KAKINTI
-
-
[isim]
Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse
-
[isim]
Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse
- SIKINTI
-
-
[isim]
İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
- "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
- "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
-
Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
- "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
-
Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
- "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bulunmama durumu
- "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
-
Sorun, problem, mesele
- "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)
-
[isim]
İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- SINAYIŞ
-
-
[isim]
Sınama işi veya biçimi
-
[isim]
Sınama işi veya biçimi
- KADINSI
-
-
[sıfat]
Kadına benzer, kadin gibi, kadınımsı
-
Kadınlara benzeyen, davranış ve kılık kıyafet bakımından kadına özenen (erkek), kadınımsı, efemine
-
[sıfat]
Kadına benzer, kadin gibi, kadınımsı