İçinde ın olan 7 harfli 186 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAKINDI
-
-
[ünlem]
"Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz
-
[ünlem]
"Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz
- ALINMAK
-
-
[nsz]
Alma işi yapılmak
- "Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Elde edilmek
- "Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-den]
Uyarlanmak, adapte olunmak
-
[-e]
Bir sözün, bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak incinmek, kırılmak
-
[nsz]
Alma işi yapılmak
- KISINTI
-
-
[isim]
Her türlü gereksinimi karşılamada tutumlu davranma, kısma, azaltma
-
[isim]
Her türlü gereksinimi karşılamada tutumlu davranma, kısma, azaltma
- SIZINTI
-
-
[isim]
Sızan şey
- "Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti." (Aka Gündüz)
-
Genellikle iltihaplanma sebebiyle deri veya mukozada beliren sıvı, akıntı
-
[isim]
Sızan şey
- YARASIN
-
-
"afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz
- "Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi." (Ömer Seyfettin)
- "Ona iyilik yaramaz."
-
"afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz
- AZINLIK
-
-
[isim]
Bir toplulukta herhangi bir nitelik bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar, ekalliyet, çoğunluk karşıtı
-
Bir ülkede ayrı soydan veya inançtan olan ve sayıca az bulunan topluluk, ekalliyet
-
[isim]
Bir toplulukta herhangi bir nitelik bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar, ekalliyet, çoğunluk karşıtı
- KINANMA
-
-
[isim]
Kınanmak işi
-
[isim]
Kınanmak işi
- USANGIN
-
-
[zarf]
Usanmış, bıkmış bir biçimde
- "Kırgın, usangın kalktı sabahın er saatlerinde." (Abbas Sayar )
-
[zarf]
Usanmış, bıkmış bir biçimde
- SIĞINMA
-
-
[isim]
Sığınmak işi, iltica
- "Her millette halk tabakası hisler ve heyecanlar tesir altında sanata sığınma, sanattan faydalanma ve avunma ... ihtiyacı duyar." (Refik Halit Karay)
-
Yarış sırasında, rüzgârın etkisinden korunmak için başka bir yarışçının arkasına sinme
-
[isim]
Sığınmak işi, iltica
- ASLINDA
-
-
[zarf]
Asıl olarak
-
[zarf]
Asıl olarak
- DIŞINDA
-
-
...-den başka, sayılmazsa
- "Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar." (Ahmet Haşim)
- "Size hiç bu mektupların dışında 'Muhterem Yusuf Ziya Beyefendi' diyen oluyor mu?" (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz." (Anayasa)
- "Hiçbir şeye karışmadan olayların dışında kalmak isteyenlerin çabaları boşunaydı." (Necati Cumalı)
-
...-den başka, sayılmazsa
- TAPINMA
-
-
[isim]
Tapınmak işi, ibadet
-
[isim]
Tapınmak işi, ibadet
- APAYDIN
-
-
[sıfat]
Çok aydınlık
-
Çok kültürlü, bilgili
-
[sıfat]
Çok aydınlık
- IKINMAK
-
-
[nsz]
Herhangi bir nedenle soluğunu içinde tutarak kendini zorlamak
- "A ... A ... A ... diye sesler çıkardı, sonra birdenbire ıkındı, yüzü kıpkırmızı kesildi." (Peyami Safa)
- "Ikınıp sıkındı, bir cevap bulup veremedi."
-
Peklikte veya doğum sırasında kasları zorlayarak soluğunu tutmak
-
[nsz]
Herhangi bir nedenle soluğunu içinde tutarak kendini zorlamak
- MAYINLI
-
-
[sıfat]
Mayınlanmış yer
- "Sınırlarda mayınlı bölgeler vardır."
-
[sıfat]
Mayınlanmış yer
- KALINTI
-
-
[isim]
Artıp kalan şey, bakiye
-
Bir kentten veya mimarlık eserinden artakalan bölüm, yıkıntı, harabe, enkaz
- "Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne." (Necati Cumalı)
-
İz, işaret
-
Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey
- "Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Artıp kalan şey, bakiye
- SALINIŞ
-
-
[isim]
Salınma işi veya biçimi
-
[isim]
Salınma işi veya biçimi
- ARDINCA
-
-
[zarf]
Hemen arkasından, hemen ardından, arkası sıra, ardı sıra
-
[zarf]
Hemen arkasından, hemen ardından, arkası sıra, ardı sıra
- SALINTI
-
-
[isim]
Salınma işi
-
[isim]
Salınma işi
- AŞKINCI
- ...