İçinde ın olan 7 harfli 186 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞINMAK
-
-
[nsz]
Hayvan yere yatıp yuvarlanmak
-
[nsz]
Hayvan yere yatıp yuvarlanmak
- BAKINMA
-
-
[isim]
Bakınmak işi
-
[isim]
Bakınmak işi
- YAŞINDA
-
-
bir yaşında
- "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Yaş ilerliyor. Artık geçti bizden / Kişi ev bark edinmeli vakitten." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Çocuk daha yaşında değil."
- "Hâkimler ve savcılar altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler." (Anayasa)
-
bir yaşında
- KAÇINIŞ
- ...
- KILINMA
-
-
[isim]
Kılınmak işi
-
[isim]
Kılınmak işi
- KIRINTI
-
-
[isim]
Bir şeyden ayrılan küçük parça
- "Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Küçük kalıntı
- "Babamdan biraz kırıntı kalmasa beyin parasıyla bu sosyete hayatının yanına yaklaşabilir miyiz?" (Halide Edip Adıvar)
-
Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun
-
[isim]
Bir şeyden ayrılan küçük parça
- KISINMA
-
-
[isim]
Kısınmak işi
-
[isim]
Kısınmak işi
- STEYŞIN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
- NALINLI
-
-
[sıfat]
Takunyalı
-
[sıfat]
Takunyalı
- USANGIN
-
-
[zarf]
Usanmış, bıkmış bir biçimde
- "Kırgın, usangın kalktı sabahın er saatlerinde." (Abbas Sayar )
-
[zarf]
Usanmış, bıkmış bir biçimde
- YAKINIŞ
-
-
[isim]
Yakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Yakınma işi veya biçimi
- ISINMAK
-
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- "Havalar ısınınca bizim ahbaplar ayaklandılar." (Burhan Felek)
-
Üşümesini gidermek
- "Hele işini biraz bırak da şöyle sobanın yanına otur, biraz ısın, dinlen..." (Refik Halit Karay)
-
Yadırgamaz olmak, hoşlanır olmak, alışmak, benimsemek
- "Bunca çabamıza karşın halkımızın Batı müziğine ısınamadığını söyledi." (Necati Cumalı)
-
Var olan gerginlik sona ermek
- "Çaylar dağıldıktan sonra ortalık oldukça ısındı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- BAKINDI
-
-
[ünlem]
"Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz
-
[ünlem]
"Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz
- ALIŞKIN
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış
- "Hayatın alışkın olduğumuz birçok gündelik hâlleri beklenmedik nice zevklere bürünürdü." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış
- BAKINTI
-
-
[isim]
Temel gereksinimleri karşılama
- "Üç yaşına kadar valideler çocuklarına pek az bir şey öğretebilecek veyahut hemen hiçbir şey öğretemeyecek, yalnız bir bakıntıdan ibaret bulunan hizmetlerinde bile..." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
Temel gereksinimleri karşılama
- ACINMAK
-
-
[-e]
Acıma işine konu olmak
- "Zavallının hâline acınır."
-
[nsz]
Başkasının hesabına üzülmek, yazıklanmak, yerinmek, eseflenmek, esef etmek, teessüf etmek
- "Kızlar gitti diye pınar ağladı / Acındı yüreğim yandı pınara." (Karacaoğlan)
-
[-e]
Acıma işine konu olmak
- SIĞINIK
-
-
[isim]
Sığınmacı
-
[isim]
Sığınmacı
- SINANIŞ
- ...
- AYRINTI
-
-
[isim]
Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, detay
- "Az daha kuşku diyecektim herkes gibi. Oysa şüphe başka, kuşku başka şeydir. Bir ayrıntı sorunu ama neylersiniz ki dilin inceliği ayrıntılara dayanır." (Haldun Taner)
- "Ne var ki genelleyici bakış açısı, bizi bazen yararlı ayrıntılara inmekten ister istemez alıkoyuyor." (Haldun Taner)
-
Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat
-
Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya
-
[isim]
Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, detay
- DIŞINLI
-
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı