İçinde ın olan 6 harfli 114 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇINLAK
-
-
[sıfat]
Çınlaması, yankısı çok olan (yer)
-
[sıfat]
Çınlaması, yankısı çok olan (yer)
- MINCIK
-
-
[isim]
"Ezilerek içi dışına çıkmak" anlamındaki mıncığı çıkmak deyiminde geçen bir söz
-
[isim]
"Ezilerek içi dışına çıkmak" anlamındaki mıncığı çıkmak deyiminde geçen bir söz
- KASINÇ
-
-
[isim]
Bir veya birkaç kasın irade dışı, ağrılı ve geçici olarak kasılması, kramp
-
[isim]
Bir veya birkaç kasın irade dışı, ağrılı ve geçici olarak kasılması, kramp
- KAYGIN
-
-
[isim]
Gebe deve
-
[isim]
Gebe deve
- BAYGIN
-
-
[sıfat]
Bayılmış, kendinden geçmiş
- "İki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı baygın buldu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Süzgün
- "Baygın bakış."
-
Gönül vermiş
-
İnsanı kendinden geçirir gibi olan
- "Bahçe kapısına varmadan daha / Baygın kokusu ıhlamurun." (Zeki Ömer Defne)
-
Yığılmış, dökülmüş
- "Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bayılmış, kendinden geçmiş
- ARINIK
- ...
- TINNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tınlama, çınlama
-
Tını
-
[isim]
Tınlama, çınlama
- DALGIN
-
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
- "Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı." (Tarık Buğra)
-
Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
-
[zarf]
Kendinden geçmiş bir durumda
- "Hasta dalgın uyuyor."
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
- YAYGIN
-
-
[sıfat]
Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan
- "Yaygın bir söz. Yaygın bir inanç."
-
Pek çok kimsede görülen ve beğenilen
- "Yaygın bir kültürü ve her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
-
Sınırı genişlemiş
- "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan
- TARÇIN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
-
Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu
- "Sakalının rengi kınaya, kokusu sirkelenmiş tarçına benzer." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
- TIRINK
-
-
[isim]
Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses
-
[isim]
Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses
- TINMAK
-
-
[nsz]
Önemsemek, önem vermek, takmak
- "Adam hiç tınmadı, cıgarasından derin bir soluk aldı." (Atilla İlhan)
-
Ses çıkarmak
- "Onun tınmadığını görünce elini boru yapıp bağırdı." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Önemsemek, önem vermek, takmak
- SINMAK
-
-
[nsz]
Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
-
Yenilmek, bozguna uğramak
-
[nsz]
Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
- AÇINIM
-
-
[isim]
Açınma işi, inkişaf
-
Bir cismin yüzeylerinin açılıp bir düzlem üzerine yayılması, inkişaf
-
[isim]
Açınma işi, inkişaf
- SINAMA
-
-
[isim]
Sınamak işi, deneme, tecrübe
-
[isim]
Sınamak işi, deneme, tecrübe
- YALGIN
-
-
[isim]
Serap
-
[isim]
Serap
- KIRCIN
-
-
[isim]
Hayvan kıranı
- "Son kırcında çok davar öldü."
-
[isim]
Hayvan kıranı
- ARINIŞ
-
-
[isim]
Arınma işi veya biçimi
-
[isim]
Arınma işi veya biçimi
- TALKIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Telkin
-
Ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinî sözler, telkin
-
[isim]
Telkin
- ÇILGIN
-
-
[sıfat]
Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
- "Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok büyük, aşırı, olağanüstü
- "Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur." (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun