İçinde ın olan 6 harfli 114 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASINTI
-
-
[isim]
Bir işi hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tehir, tavik
- "İşi asıntıya bıraktı. İş asıntıda kaldı."
-
Birini tedirgin edecek kadar üzerine düşme
-
Sırnaşan, tebelleş olan kimse
-
[isim]
Bir işi hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tehir, tavik
- IKINMA
-
-
[isim]
Ikınmak işi
-
[isim]
Ikınmak işi
- FINDIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen, boyu 6-7 m, yaygın tepeli bir ağaççık (Corylus avellana)
-
Bu ağaççığın sert bir kabuk içinde bulunan yağlı, nişastalı ürünü
-
Hileli zar
-
[isim]
Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen, boyu 6-7 m, yaygın tepeli bir ağaççık (Corylus avellana)
- KIZGIN
-
-
[sıfat]
Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
- "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." (Cemil Meriç)
-
Eş arayan (hayvan)
- "Kızgın bir boğa."
-
Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir
- "Hani Allah sizi inandırsın, bu kadar kızgın olmasaydım, korkardım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kızışık, zorlu, sert, şiddetli
-
[sıfat]
Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
- YILGIN
-
-
[sıfat]
Yılmış, korkmuş olan
- "Yılgın gözlerle bunlara baktı ve köşedeki tütüncüyü soracak oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bıkmış, usanmış
-
Morali bozulmuş, çökmüş
- "Böyle manen bozgun, yılgın ve bedenen bitkin bir hâlde köye varıyoruz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Yılmış, korkmuş olan
- ANINDA
-
-
[zarf]
Çabucak
-
[zarf]
Çabucak
- KILGIN
-
-
[sıfat]
Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik
-
[sıfat]
Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik
- AÇINMA
-
-
[isim]
Açınmak işi
-
[isim]
Açınmak işi
- YAĞRIN
-
-
[isim]
Kürek kemiği
-
[isim]
Kürek kemiği
- KINAMA
-
-
[isim]
Kınamak işi, ayıplama, takbih
-
[isim]
Kınamak işi, ayıplama, takbih
- SINAMA
-
-
[isim]
Sınamak işi, deneme, tecrübe
-
[isim]
Sınamak işi, deneme, tecrübe
- TARÇIN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
-
Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu
- "Sakalının rengi kınaya, kokusu sirkelenmiş tarçına benzer." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
- ÇILGIN
-
-
[sıfat]
Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
- "Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok büyük, aşırı, olağanüstü
- "Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur." (Kemal Tahir)
-
[sıfat]
Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
- HINZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Domuz
-
[sıfat]
Katı yürekli, kötü düşünen, gaddar
- "Bırak beni ... Şu hınzırı geberteceğim diyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Genellikle hoşa giden bir davranışta bulunan (kimse)
- "Dilber'de bir kurum, bir eda. Bir de güzelleşti hınzır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kurnaz, içten pazarlıklı olan
-
[isim]
Domuz
- KARŞIN
-
-
[zarf]
Gerekenin veya mantığın tersine olarak, rağmen
-
[zarf]
Gerekenin veya mantığın tersine olarak, rağmen
- TINMAK
-
-
[nsz]
Önemsemek, önem vermek, takmak
- "Adam hiç tınmadı, cıgarasından derin bir soluk aldı." (Atilla İlhan)
-
Ses çıkarmak
- "Onun tınmadığını görünce elini boru yapıp bağırdı." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Önemsemek, önem vermek, takmak
- ALINTI
-
-
[isim]
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas
-
Başka bir dilden alınmış kelime
-
[isim]
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas
- TALKIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Telkin
-
Ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinî sözler, telkin
-
[isim]
Telkin
- SINCAN
-
-
[isim]
Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)
-
[isim]
Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)
- ISINMA
-
-
[isim]
Isınmak işi
-
[isim]
Isınmak işi