İçinde ın olan 11 harfli 155 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISINABİLMEK
 - ...
 - AYDINLANMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Aydınlık olmak
                    
                    
 - 
                    
                        Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinmek, tenevvür etmek
                    
                    
- "Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Aydınlık olmak
                    
                    
 - SARSINTISIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Sarsıntısı olmayan, sarsılmayan
                    
                    
 - 
                    
                        Güven içinde olan, belli bir düzeni olan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Sarsıntısı olmayan, sarsılmayan
                    
                    
 - KADINCASINA
 - ...
 - AYDINLATMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Karanlığı giderip görünür duruma getirmek
                    
                    
- "Işık yüzüne tam tepeden düşüyor ve onu iyice aydınlatıyordu." (Tarık Buğra)
 
 - 
                    
                        Bir sorun üzerine bilgi vermek
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Karanlığı giderip görünür duruma getirmek
                    
                    
 - AYDINLATICI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Aydınlık verici
                    
                    
 - 
                    
                        Bir sorunla ilgili gerekli bilgileri veren
                    
                    
- "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır." (Anayasa)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Aydınlık verici
                    
                    
 - YALIÇAPKINI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Yalıçapkınıgillerden, su kıyılarında yaşayan, sırtı mavi ve yeşil, karnı pas rengi bir kuş, emircik, iskele kuşu (Alcedo atthis)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yalıçapkınıgillerden, su kıyılarında yaşayan, sırtı mavi ve yeşil, karnı pas rengi bir kuş, emircik, iskele kuşu (Alcedo atthis)
                    
                    
 - BASKINCILIK
 - ...
 - SINIRLANMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Sınır çekilmek
                    
                    
 - 
                    
                        Belli bir sınır içinde bırakılmak, belirlenmek
                    
                    
- "Şairlerimizin duygu, düşünce dünyası, Batılı ustalarının dünyalarıyla sınırlanmıştır." (Necati Cumalı)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Sınır çekilmek
                    
                    
 - ZIPKINLANMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Zıpkınlanmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Zıpkınlanmak işi
                    
                    
 - SALGINCILIK
 - ...
 - KALINLAŞMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Kalın duruma gelmek
                    
                    
- "Ses Sevim'in sesi fakat kalınlaşmış, tıkanmış, yabancılaşmış bir ses." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Kalın duruma gelmek
                    
                    
 - FINDIKKIRAN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Fındık ve buna benzer kabuklu yemişlerin kabuğunu kırmaya yarayan araç
                    
                    
 - 
                    
                        İşveli, şuh, baştan çıkarıcı kadın
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Fındık ve buna benzer kabuklu yemişlerin kabuğunu kırmaya yarayan araç
                    
                    
 - ÇARPINTISIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çarpıntısı olmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çarpıntısı olmayan
                    
                    
 - KİBARCASINA
 - ...
 - MAYINLATMAK
 - ...
 - İNSANCASINA
 - ...
 - KAÇINGANLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Geri durma, isteksiz davranma
                    
                    
 - 
                    
                        Kaçıngan olma durumu
                    
                    
- "Bizim sosyeteye karşı bu kaçınganlığımız, kasabada ve hatta vilayette bir parça dedikoduya sebep olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Geri durma, isteksiz davranma
                    
                    
 - BASINÇLANMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Dalgıcın dipten yukarı çıkarken vurgun yemesini önlemek amacıyla uymak ve beklemek zorunda olduğu çıkış zamanı, aksuna
                    
                    
 - 
                    
                        Vurgun yiyen bir dalgıcı iyileştirmek için içine girdiği basınç odasında yapay olarak daldığı derinliğe indirme ve uymak zorunda olduğu çıkış zamanını aynen uygulama, aksuna
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dalgıcın dipten yukarı çıkarken vurgun yemesini önlemek amacıyla uymak ve beklemek zorunda olduğu çıkış zamanı, aksuna
                    
                    
 - SIĞINIVERME
 - ...