İçinde ıma olan 7 harfli 32 kelime var. İçerisinde IMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıma olan kelimeler listesine ya da Sonu ıma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞIMARIŞ
-
-
[isim]
Şımarma işi veya biçimi
-
[isim]
Şımarma işi veya biçimi
- KAŞIMAK
-
-
[-i]
Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
- "Baktı ki doktor sakalını kaşıyarak susuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Araştırmak, incelemek
-
Sinirlendirecek söz söylemek
- "Bir saat sonra ayrılmak zorundaydık; bu nedenle birbirimizi kaşımamaya çok özen gösteriyorduk." (Ayşe Kulin)
-
Herhangi bir konuyu yeniden gündeme getirmek
-
[-i]
Vücudun herhangi bir yerindeki kaşıntıyı gidermek için tırnakla veya başka bir şeyle deriyi hafifçe ovmak
- TAŞIMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
- "Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Üstünde bulundurmak
- "Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek
- "Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur." (Salâh Birsel)
-
Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak
-
[nsz]
Giymek
- "Devlet üniforması taşıyordu." (Haldun Taner)
-
Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak
-
Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek
-
[nsz]
Duymak, hissetmek
- "İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar." (Tarık Dursun K)
-
[-i]
Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
- TIMARLI
-
-
[sıfat]
Tımar edilmiş (binek hayvanı)
-
Bakılmış, tedavi edilmiş (yara veya hasta)
-
Bakılmış, işlenmiş (ağaç, toprak vb.)
-
[sıfat]
Tımar edilmiş (binek hayvanı)
- AĞRIMAK
-
-
[nsz]
Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak
- "Başı ağrımak. Dişi ağrımak."
-
[nsz]
Vücudun bir yeri ağrılı durumda olmak
- KAKIMAK
-
-
[-i]
Bir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek
-
Öfkelenmek, kızmak
-
Darılmak
-
Paylamak
-
[-i]
Bir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek
- ŞIMARIK
-
-
Şımarmış, şımartılmış (kimse)
- "Bizim dayı kızları çok şımarıktır." (Halide Edip Adıvar)
-
Şımarmış, şımartılmış (kimse)
- KALGIMA
-
-
[isim]
Kalgımak işi
-
[isim]
Kalgımak işi
- ŞIMARMA
-
-
[isim]
Şımarmak işi
-
[isim]
Şımarmak işi
- FARIMAK
-
-
[nsz]
Güçsüz düşmek, yorulmak
-
Eskimek, yıpranmak
-
Vazgeçmek, usanmak
- "Sakin olsam bu sevdadan farısam / Balsız kovan gibi bomboş olurum." (Âşık Veysel)
-
Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak
-
[nsz]
Güçsüz düşmek, yorulmak
- BAVLIMA
-
-
[isim]
Bavlımak işi
-
[isim]
Bavlımak işi
- YADSIMA
-
-
[isim]
Yadsımak işi, inkâr
-
Bir yargıdan onun karşıtı olan yargıya geçme, nefiy
-
[isim]
Yadsımak işi, inkâr
- ŞAVKIMA
-
-
[isim]
Şavkımak işi
-
[isim]
Şavkımak işi
- MADIMAK
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
İlkbaharda kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, ıspanak gibi pişirilip yenilen bir bitki
-
[isim]
İlkbaharda kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, ıspanak gibi pişirilip yenilen bir bitki
- TANIMAZ
-
-
[sıfat]
Tanımayan
-
[sıfat]
Tanımayan
- SALKIMA
-
-
[isim]
Salkımak durumu
-
[isim]
Salkımak durumu
- CIVIMAK
-
-
[nsz]
Cıvık duruma gelmek
-
Bir iş çığırından çıkmak
-
Saygısızca davranışta bulunmak
-
[nsz]
Cıvık duruma gelmek
- TANIMAK
-
-
[-i]
Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak
- "Zarfın üstündeki yazıyı hemen tanıdı." (Halide Edip Adıvar)
-
Daha önce görmüş olmak, ilişkisi bulunmak, bilmek
- "Onu bir de eski polisler tanır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir kimse veya şeyle ilgili, doğru ve tam bilgisi bulunmak
- "Sincapları yakından tanırım." (Ahmet Haşim)
-
Bilip ayırmak, seçmek, ayırt etmek
-
Varlığını kabul etmek
-
Boyun eğmek, yargısına uymak, saymak
-
Sorumlu bilmek
- "Ben arkadaşını tanımam, alacağımı senden isterim."
-
Bir şeyin yapılması, bitirilmesi için belli bir süre vermek
- "Ona borcunu ödemesi için üç günlük bir süre tanıdım."
-
[-i]
Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak
- KARGIMA
-
-
[isim]
Kargımak işi, lanet
-
[isim]
Kargımak işi, lanet
- MIZIMAK
-
-
[nsz]
Mızıkçılık etmek
-
[nsz]
Mızıkçılık etmek